31 Mart yerel seçimleri geldi geçti, bu seçimlerin en çok tartışma konusu; İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlerde yaşayanların muhtarlık seçimlerine oy kullanmak için memleketlerine gitmeleri.
Resmi olmayan sonuçlara göre seçmen güncelleme sürecinde özellikle İstanbul'dan ortalama ilçe başına 10 bin, 39 ilçenin tamamı 400 bin'e yakın seçmenin oylarını muhtarlık seçimleri için köylerine nakil ettikleri ve 31 Mart Pazar günü de memleketlerine giderek oylarını orada kullandıkları belirtiliyor, Haliyle rakamların bu kadar yüksek olması ve seçimleri etkilemesinde dolayı tartışılır duruma geldi.
Köydeki muhtarlık seçimlerine bu kadar ilgi, çekişme ve rekabetin olmasının tek sebebi; seçilecek muhtarın 5 yıl boyunca asgari ücret artı sigorta artı ek ödenekleriyle maaşının 5 bin TL'ye yakın bir ücretin olması. Bu durum sebebiyle muhtarlık seçimlerini çok tartışmalı ve kavgalı geçti.
Tartışılması gereken en önemli konu; bir vatandaş eğer beş yıl boyunca yaşadığı şehre kendisine hizmet edecek idarecisine oy vermeyip köyündeki muhtarı seçmek için köyüne gidiyorsa o şehirdeki seçilen idarecilerden ve yöneticilerinden hiç bir istek ve talepte bulunmaya hakkı yoktur. Öyle ya, sen o şehre aidiyet borcunu yerine getirmeyip o şehre daha iyi hizmet edecek birisini seçmediğin için bence hiç konuşmaya hatta daha da ileri giderek o şehirde yaşamaya hakkın yok..
Bunu niye dedim?
Sebebi şudur; Devlet İller Bankası aracılığıyla şehirlerdeki kayıtlı kişi sayısına göre o il ve ilçe belediyelerine hizmet edilmesi için kişi başı bir ücret gönderiyor. Yani hangi il ve ilçenin nüfusü fazla ise o il ve ilçe belediyeler İller Bankası ödeneğinde, o oranda para yardımı alıyor. Alınan bu paralar da o il ve ilçelerde hizmet olarak harcanıyor.
Muhtarlık seçimleri için köylerine gidenlere sormak lazım; "Senin ikametini o şehirden aldığın için o şehir iller bankasından senin yüzünden daha az ödenek alacak sana yapılacak hizmet bir başkasının hakkından alınıp sana yapılmış olacak bu hak değil midir?" Bu nedenle bence sen beş yıl yaşadığın şehirde senin çöpünü, sokağını, kanalizasyonunu, maddi ve manevi hizmetle hep yanında olacak idarecileri seçmeyerek köyüne muhtar seçimlerine giderek bu şehirde yaşamayı hak etmiyorsun. Sen hangi hakla oy vermediğin idarecilerden hizmet bekleyeceksin, istekte bulunacaksın veya yaşamayı hak etmediğin bu şehirden hangi yüzle maddi manevi menfaatleneceksin?
Ama göreceksiniz yaşadığı şehirde oy kullanmayıp iki günlüğüne memleketine , köyüne oy kullanmaya giden bu tip insanlar en çok istekte bulunacak, hep şikayetçi olacaklar, eleştirecekler. Bilin ki bu insan tipleri muhtarlık seçimleri için memleketine giden insanlardır. Topluma bir katkısı olmayıp o topluma yük olan insanlar; en çok eleştiren, yapılan hiç bir şeyi beğenmeyen insanlardır.
Devletimizin acilen muhtarlık seçimlerinde bir değişikliğe gitmesi gerekiyor. Bir an önce muhtarlık seçim kanunu değiştirilmelidir ve yine bir an önce seçimler öncesi bu ikametgah nakil işlemlerine düzenleme getirilmelidir.
Bence en önemlisi, muhtarlık seçimleri için bu şehirleri boşaltan insanlar tespit edilmeli, bu insanlar şehrin menfaatlerinden faydalandırılmamalıdır. Hatta ikamet değişiklikleri 5 yıl sınırlı tutulmalı, neredeyse 5 yıl boyunca orada kalmalıdır.