Namaz dininmizin direğidir.Belirli vakitlerde belirli şekillerde yerine getirilen namaz ibadeti İslam'da büyük öneme sahiptir. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan ilmihalde yer alan bilgilere göre namaz nasıl kılınır?Namaz nasıl kılınır? Resimli namaz anlatımı- Diyanet İşleri Başkanlığı'nın namaz anlatımı görsellerle haberimizde.
NAMAZ NASIL KILINIR?
1. NİYET EDİLİR
Örnek olarak sabah namazının iki rek’at farzının kılınışı resimlerle anlatılmış, erkek ve kadınların farklı hareketleri belirtilmiştir. İki rek’atli bir namazdaki hareketler ile diğer namazlardaki hareketler arasında fark olmadığından onların resimlerle anlatılmasına gerek duyulmamıştır. Sabah Namazının Farzının Kılınışı: Birinci Rek’at: 1) Ayakların arası dört parmak açıklıkta ve parmak uçları kıbleye doğru gelecek şekilde ayakta kıbleye dönülür. 2) Kamet getirilir. (Erkekler için) “Niyet ettim Allah rızası için bugünkü sabah namazının farzını kılmaya” diye niyet edilir.
2-İFTİTAH TEKBİRİ ALINIR
“Allahü Ekber” diyerek iftitah tekbiri alınır. Erkekler, tekbir alırken; ellerin içi kıbleye karşı ve parmaklar normal açıklıkta bulunur. Başparmaklar, kulak yumuşağı hizasına gelecek şekilde eller yukarıya kaldırılır. Kadınlar, tekbir alırken; ellerinin içi kıbleye karşı, parmaklar normal açıklıkta ve parmak uçları omuz hizasına gelecek şekilde ellerini yukarıya kaldırır.
3- KIYAM GETİRMEK
Tekbirden sonra eller bağlanır. Ayakta iken secde edilecek yere bakılır. Ayakta sırasıyla: a) Sübhaneke, b) Eûzü-besmele, c) Fatiha sûresi, d) Kur’an’dan başka bir sûre daha okunur. Erkekler, sağ elin avucu, sol elin üzerinde ve sağ elin baş ve küçük parmakları sol elin bileğini kavramış olarak ellerini göbek altında bağlarlar. Kadınlar, sağ el sol elin üzerinde olacak şekilde ellerini göğüs üstüne koyarlar. Erkeklerde olduğu gibi sağ elin parmakları ile sol elin bileğini kavramazlar.
4. RUKU
“Allahü Ekber” diyerek rükûa varılır ve burada üç defa “Sübhâne Rabbiye’l-azim” denilir. Rükû da iken ayakların üzerine bakılır. Erkekler, rükûda, parmakları açık olarak elleri ile dizlerini tutup sırtını dümdüz yaparlar. Dizlerini ve dirseklerini dik tutarlar Kadınlar, rükûda, sırtlarını biraz meyilli tutarak erkeklerden daha az eğilirler. Ellerini (parmaklarını açmayarak) dizleri üzerine koyarlar ve dizlerini biraz bükük bulundururlar.
5-RUKUDAN KALKIŞ
“Semiallâhü limen hamideh” diyerek rükûdan kalkılır ve ayakta “Rabbena leke’l-hamd” denilir. Erkeklerin, rükûdan kalkıp doğrulması Kadınların, rükûdan kalkıp doğrulması.
6-SECDE
"Allahü Ekber" diyerek secdeye varılır. Secdeye inerken önce dizler, sonra eller, daha sonra da alın ve burun yere konur. Secdede baş iki elin arasında ve hizasında bulunur. Secdede iken ayaklar kaldırılmaz. Secdede burun kenarlarına bakılır. Burada üç kere "Sübhâne Rabbiye'l-âlâ" denilir. Erkekler, secdede dirseklerini yanlarından uzak, kollarını yerden kalkık bulundururlar. Ayaklar, parmaklar üzerinde dik tutulur ve parmak uçları kıbleye gelecek şekilde yere konur. Kadınlar, secdede kollarını yanlarına bitişik halde bulundururlar. Ayaklar, parmaklar üzerine dik tutulur ve parmak uçları kıbleye gelecek şekilde yere konur.
7- OTURUŞ
"Allahü Ekber" diyerek başını secdeden kaldırıp diz üstü oturulur. Otururken, parmaklar dizlerin hizasına gelecek şekilde eller uylukların üzerine konur ve kucağa bakılır. Burada "Sübhânellah" diyecek kadar kısa bir an oturulur. Erkekler, sol ayağını yere yayarak onun üzerine oturur, sağ ayak par makları kıbleye yönelmiş durumda dik tutulur. Kadınlar, ayaklarını yatık olarak sağ tarafına çıkarır ve öylece otururlar. "Allahü Ekber" diyerek ikinci defa secdeye varılır ve üç kere "Sübhâne Rabbiye'l-âlâ" denilir. "Allahü Ekber" diyerek secdeden ayağa (ikinci rek’ata) kalkılır ve eller bağlanır Secdeden kalkarken; önce baş, sonra eller, daha sonra eller dizler üzerine konularak, dizler yerden kaldırılır. İftitah tekbirinden itibaren buraya kadar yapılanlara "bir rek'at" denir. "Allahü Ekber" diyerek ikinci defa secdeye varılır ve üç kere "Sübhâne Rabbiye'l-âlâ" denilir. "Allahü Ekber" diyerek secdeden ayağa (ikinci rek’ata) kalkılır ve eller bağlanır. Secdeden kalkarken; önce baş, sonra eller, daha sonra eller dizler üzerine konularak, dizler yerden kaldırılır. İftitah tekbirinden itibaren buraya kadar yapılanlara "bir rek'at" denir. Ayakta sırasıyla; a) Besmele, b) Fatiha sûresi, c) Kur'an’dan başka bir sûre daha okunur. Birinci rek'atte olduğu gibi "Allahü Ekber" diyerek rükûa varılır ve üç kere "Sübhâne Rabbiye'l-azim" denilir. "Semiallâhü limen hamideh" diyerek ayağa kalkılır ve ayakta "Rabbenâ leke'l-hamd" denilir. "Allahü Ekber" diyerek secdeye varılır. Burada üç kere "Sübhâne Rabbiye'l-âlâ" denilir. "Allahü Ekber" diyerek secdeden kalkılıp dizler üzerine oturulur. Burada "Sübhânellah" diyecek kadar kısa bir an oturulur. Sonra "Allahü Ekber" diyerek ikinci defa secdeye varılır ve üç kere "Sübhâne Rabbiye'l-âlâ" denilir.
8- SON OTURUŞ
“Allahü Ekber” diyerek secdeden kalkıp oturulur. Otururken, el parmakları dizlerin hizasına gelecek şekilde eller uylukların üzerine konur ve kucağa bakılır. Oturuşta sırasıyla; a) Ettehiyyatü, b) Allahümme salli, c) Allahümme bârik, d) Rabbenâ âtina... duaları okunur. Erkekler, sol ayağını yere yayarak onun üzerine oturur, sağ ayak parmakları kıbleye yönelmiş durumda dik tutulur. Kadınlar, ayaklarını yatık olarak sağ tarafa çıkarır ve öylece otururlar.
9- ŞAFİİ
“Allahü Ekber” diyerek secdeden kalkıp oturulur. Otururken, el parmakları dizlerin hizasına gelecek şekilde eller uylukların üzerine konur ve kucağa bakılır. Oturuşta sırasıyla; a) Ettehiyyatü, b) Allahümme salli, c) Allahümme bârik, d) Rabbenâ âtina... duaları okunur. Erkekler, sol ayağını yere yayarak onun üzerine oturur, sağ ayak parmakları kıbleye yönelmiş durumda dik tutulur. Kadınlar, ayaklarını yatık olarak sağ tarafa çıkarır ve öylece otururlar.
-SOLA SELAM
Önce başını sağa çevirerek "Esselâmü aleyküm ve rahmetüllâh" denir. Selâm verirken omuzlara bakılır. Erkeklerin, sağ tarafa selâm verişi. Kadınların, sağ tarafa selâm verişi. Sonra başını sola çevirerek, "Esselâmü aleyküm ve rahmetüllâh" denilir. Böylece iki rekat namaz tamamlanmış olur. Erkeklerin, sol tarafa selâm verişi. Kadınların, sol tarafa selâm verişi.
Namazda Türkçe Olarak Dua Edilebilir mi?
"Namazda insanların kelâmından hiçbir şey uygun olmaz. Çünkü namaz ancak tesbih, tekbir ve Kur'an okumadan ibarettir" (Müsned, V, 447-448; Nesaî, “Sehv", 20; bk. Müslim, “Mesâcid", 35; Ebû Dâvûd, “Salât", 174).
Hadiste geçen "insanların kelâmı" sözü, başka biriyle karşılıklı konuşmak anlamına gelebileceği gibi insanların kendi aralarındaki konuşmaları türünden konuşma, gündelik konuşma ve insan sözü anlamına da gelebilir. "Namaz ancak tesbih, tekbir ve Kur'an okumadan ibarettir" ifadesi ise, hasr ifade edecek şekilde anlaşılacak olursa, namazda bunların dışında bir şey yapılamayacağı sonucu çıkar. Nitekim bazı Hanefîler bu noktadan hareketle Kur'an lafızları dışında bir şeyle namazda dua edilemeyeceğini söylemişlerdir. Diğer âlimler ise, namazda konuşma yasağının Mekke döneminde geldiğini, halbuki namazdaki özel dua ve zikirlerin pek çoğunun Medine döneminde hadislerle sabit olduğunu ve bu hadislerin "Namaz tesbihten… ibarettir" hadisinin kapsamını daralttığını öne sürerek, namazda her türlü lafızla dua edilebileceğini savunmuşlardır. Hz. Peygamber bir gün namaz kılarken arkasında bir adamın "Ey Allahım, bana ve Muhammed'e merhamet et, başka da hiç kimseye merhamet etme" diye dua ettiğini duymuş, selâm verdikten sonra bu şekilde dua eden bedevîye dönerek "Geniş olan bir şeyi (Allah'ın rahmetini) daralttın" demiştir (Buhârî, “Edeb", 27). Hz. Peygamber, namazda bu şekilde dua ettiği için o kişiye namazı yeniden kılmasını söylememiş, sadece bencillik yapmaması için uyarmıştır. Bu olay, namaz kılan kimsenin namazın dua ve münâcâta ayrılmış bu bölümünde Kur'an ve Sünnet lafızları dışında fakat onlara uygun içerikte sözlerle istediği gibi dua edebileceğini göstermektedir. Hz. Peygamber rükûdan doğrulurken "Semiallahü limen hamideh" demiş, kendisiyle birlikte namaz kılan arkadaşlarından Rifâa "ve leke'l-hamd hamden kesîren tayyiben mübâreken fîh" diye ilâve etmiş; Hz. Peygamber selâm verince arkaya dönerek "Demin konuşan kimdi?" diye sormuş; Rifâa "Bendim" deyince, bunun üzerine Hz. Peygamber, "Otuz küsur melek gördüm, senin söylediğin o sözü önce yazıp göğe götürmek için birbirleriyle yarışıyorlardı" diyerek, Rifâa'nın ihdas ettiği bu sözü onaylamıştır (bk. Şevkânî, II, 317-322). Bu hadisler, namazda konuşma yasağının başka biriyle konuşmaya iliş- kin olduğunu, içerik bakımından uygun olmak şartıyla, kişinin istediği lafızlarla dua edebileceğini göstermektedir.
Namazda "Ey Allahım, beni evlendir, karnımı doyur" gibi insanların konuşmalarına benzeyen sözler söylenirse, Hanefîler'e göre bunu söyleyen kişinin namazı bozulur. Çünkü bu söz, Kur'an'daki dualara ve Hz. Peygamber'in namazda okuduğu veya okunabileceğini bildirdiği dualara benzememekte, içerik olarak namazın genel çerçevesine aykırı düşmektedir. Fakat Şâfiî, dünyevî bir arzunun gerçekleşmesine yönelik olmakla birlikte sonuçta bunun da bir dua olduğunu, dolayısıyla bu şekilde dua etmekle namazın bozulmayacağını ileri sürmüştür.