Namazlar iki rekat mı farz kılınmıştı? Diyanet İşleri Başkanlığı

Namazların başlangıçta ikişer rekât farz kılınıp bu durumun seferde aynen bırakılarak, sabah ve akşamın dışındakilerde mukîm iken (hazarda) dörder rekâta çıkarıldığına dair rivayetler vardır.

Hz. Âişe (r.a.):    “Namaz ikişer rekât farz kılındı, sonra hazarda (ikamet durumunda) artırıldı, seferde ise olduğu gibi bırakıldı” (Buhârî, Salât, 1; Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn, 1) demiş ve bunu şöyle açıklamıştır: “Miraçta namaz, (hazar ve seferde) akşam namazı hariç ikişer rekat olarak farz kılınmıştı. Rasûlüllah (s.a.s.) Medine’ye gelip yerleşince hazar namazlarına ikişer rekât daha ilave edildi. Sefer namazları olduğu gibi iki rekât olarak kaldı. ” (İbn Hacer el-Askalânî, Fethu’l-Bârî, I, 464).
Ancak bu rivayetlerden, eklenen rekâtların sünnet olduğu anlamı çıkarılmamalıdır. Âlimler öğle, ikindi ve yatsı için 4 rekâtın farz olduğunda icma etmişlerdir (Kurtubî, el- Câmî li Ahkâmi’l-Kur’an, X, 211).

Namaz kılmayan ve tesettüre riayet etmeyen bir kadınla evlenmek caiz midir?
Evlenecek kişi, öncelikle, İslâm terbiyesi almış, iffetli bir kimseyi eş olarak seçmeye çaba göstermelidir. Eş adaylarının güzelliğinden, soyundan ve zenginliğinden daha çok, dindarlığına ve iyi ahlak sahibi olmasına dikkat edilmelidir. Hz. Peygamber (s.a.s.): “Evlenilecek bir kadın şu dört özelliğinden biri sebebiyle tercih edilir: Malı, soyu, güzelliği ve dindarlığı. Sen dindar olanı seç, mutlu olursun” (Buhârî, Nikah, 15; Ebû Dâvud, Nikah, 2) buyurmaktadır.
Namaz kılmamak ve tesettüre riayet etmemek dinî açıdan önemli birer eksikliktir. Bununla birlikte böyle bir kadınla evlenilmesi caizdir.
 

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı

Din Haberleri