NASA, ordu, akademi ve özel şirketlerin yöneticilerinden oluşan bir kurulun, tanımlanamayan hava cisimlerini incelemek amacıyla çalışmalarını yürüttüğünü duyurarak 16 kişilik uzman ekiple brifing düzenledi. Söz konusu kurulun raporunun Temmuz ayında yayımlanması planlanıyor ve brifingde ilk bulgular paylaşıldı.
Brifinge başkanlık eden Spergel'in yanı sıra Savunma Bakanlığı, Federal Havacılık İdaresi (FAA) ve NASA yetkilileri, birçok akademisyen de konuşmacı olarak katıldı.
Savunma Bakanlığı Tüm-Sahalar Anomali Çözüm Ofisi Direktörü Dr. Sean Kirkpatrick, bugüne kadar 800'den fazla tanımlanamayan hava cismi ihbarı aldıklarını ve aylık olarak 50 ila 100 arasında ihbar geldiğini belirtti. Kirkpatrick, bu ihbarların sadece çok az bir kısmının gerçek anormallikler olduğunu ifade etti.
Kirkpatrick, brifingde son zamanlarda alınan bir görüntüyü paylaşarak, ABD üzerinde keşif uçuşu yapan bir P-3 uçağının kaydettiği görüntüde üç nokta şeklinde parlak nesnelerin görüldüğünü ve uçağın pilotlarının bunları yakalayamadığını belirtti. Ancak yapılan incelemede, nesnelerin aslında P-3 uçağının pilotlarının düşündüğünden çok daha uzak bir noktada ve bir havalimanına inmek üzere olan uçaklar olduğu tespit edildi.
Kirkpatrick, ellerinde geniş kapsamlı gözetleme araçlarının bulunduğunu ancak uluslararası kısıtlamaların küresel incelemeleri zorlaştırdığını da sözlerine ekledi.
Önemli artış
FAA Hava Trafik Gözetim Hizmetleri Ofisi'nin Teknik Danışmanı Mike Freie, yaptığı konuşmada ABD genelinde kayıtlı 880 binden fazla drone bulunduğunu ve her gün on binlerce dronun uçuş gerçekleştirdiğini belirtti.
Freie, bu drone sistemlerinin hava gözetleme sürecinde önemli bir zorluk oluşturduğunu ifade etti ve özellikle SpaceX'in Starlink lansmanından sonra FAA'ya tanımlanamayan cisim raporu sayısında bir artış olduğunu belirtti.
Şubat ayında ABD hava sahasından bir Çin balonunun tespit edilip düşürülmesinin ardından, tanımlanamayan cisim ihbarlarında "önemli bir artış" yaşandığını bildiren Freie, bu durumu vurguladı.
Uzaylılar var mı?
Toplantıda, tespit edilen cisimlerin arkasında "insan dışı bir zeka" olup olmadığı sorusu gündeme geldi. George Mason Üniversitesi'nden Hesaplama ve Veri Bilimi Doçenti Anamaria Berea, ekibin bilim adamlarından oluştuğunu ve verileri analiz edeceklerini belirtti. Berea, amaçlarının bu anormal görüntüleri daha fazla incelemek için bir yol haritası ve çerçeve oluşturmak olduğunu ifade etti. "Olağanüstü iddialar olağanüstü kanıtlar gerektirir. Evrende yalnız olup olmadığımız sorusu, muhtemelen bilim ve insanlık tarihimizdeki en büyük sorulardan biridir" şeklinde konuştu.
Benzer bir soruya cevap veren Spergel ise henüz uzmanlar tarafından böyle olağanüstü bir kanıtın görülmediğini vurguladı. NASA'nın çoğunlukla "herhangi bir biçimde yaşam arayışı" yaptığını söyleyen Spergel, şu ana kadar Dünya dışında yaşam bulunmadığını ancak arayışlarının devam ettiğini ifade etti. Spergel ayrıca NASA'ın henüz "insanüstü bir zeka veya buna dair olağanüstü kanıtları görmediğini" belirtti.
"Henüz Dünya'nın ötesinde yaşam bulamadık"
Dünya dışında hayatın keşfedilmesi durumunda NASA'nın nasıl bir yaklaşım sergileyeceği sorusuna cevap veren bir bilim adamı, asıl önemli sorunun Dünya dışında yaşamın mümkün olup olmadığı olduğunu ancak henüz bu konuda kesin bir kanıt olmadığını söyledi.
Toplantıda konuşan Redwire yöneticilerinden Mike Gold, aradıkları şeyin henüz tam olarak tanımını yapamamanın büyük bir zorluk olduğunu ifade etti. Gold, "Samanlıkta iğne aramıyoruz, samanlıkta anormallik arıyoruz. Yani aslında ne aradığımızı bile bilmiyoruz" dedi.
Hatırlatmak gerekirse, bu kurul ABD ordusu, istihbarat kurumları ve FAA tarafından 20 Ekim 2022 tarihinde oluşturulmuş ve tanımlanamayan hava cisimlerini incelemek amacıyla kurulmuştu.