Nasr suresi
Medine döneminde inmiştir. 3 âyettir. Nasr, yardım demektir.
Nasr suresi Arapça Yazılışı
Nasr suresi Okunuşu
Bismillahirrahmânirrahîm. İzâ câe nasrullahi velfeth. Ve raeytennâse yedhulûne fî dinillâhi efvâcâ. Fesebbih bihamdi rabbike vestağfirh, İnnehû kâne tevvâbâ.
Nasr suresi Türkçe Meali
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Allah’ın yardımı ve fetih geldiğinde, insanları bölük, bölük Allah’ın dinine girerlerken gördüğünde. Artık Rabbini hamd ile tesbih et ve bağışlamasını dile! Muhakkak ki, O, çok bağışlayandır!
Nasr suresi’nin Fazileti Nedir?
Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yolculuğa çıktığı zaman şöyle buyururdu: “Bir sefere çıktığın zaman arkadaşların içinde hali en güzel ve azığı en bol bir kimse olmak ister misin ey Cübeyr? Öyle ise şu beş sureyi oku: Kafirun, Nasr, İhlas, Felak ve Nas suresi. Her sureye Besmele ile başla ve Besmele ile bitir.” Hazreti Cubeyr (Radıyallahu Anh) anlatıyor: “Önceleri ben arkadaşlarım arasında en değersiz, en kazançsız olan idim.
Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’in bu tavsiyelerini yerine getirdim, bu sureleri her zaman okumaya devam ettim. ve yolculuktan döndüğüm zamanlar, arkadaşlarımdan daha kazançlı ve daha saygın, daha sempatik bir hal kendimde meydana geldi.”
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “İza Câe Nasrullahi vel-Feth suresi, Kuran’ın dörtte biridir.”
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Her kim Nasr suresini okursa, Mekke-i Mükerreme’nin fethinde hazır bulunup da şehit olmuş gibi ecir verilir.”
Her gün 3 kere okuyanın imanı muhafaza olunur.
Her gün okumaya devam eden geçim sıkıntısı çekmez.
Her hayırlı dileğin gerçekleşmesi için 1000 defa okunmalıdır.
Buy sure bir kurşun üzerine yazılıp balık turuna bağlanırsa, çok balık avlanır.
Zalim, inatçı ve kötü insanlara karşı İlahi yardım ve başarı görmek için bu sureyi okumanın büyük faydası vardır.
Fahreddin Razi (rahimehullah) buyurdu ki: “Bu sure müminlerin suresidir. Her mümin bu sureyi okuduğunda, Allah’u Teala işlerini kolaylaştırır, onu düşmanları üzerine galip kılar, geçim sıkıntısı çektirmez, tövbesini kabul, günahını affeder.”
Nasr suresi Neden İndirilmiştir?
Mushaftaki sıralamada yüz onuncu, iniş sırasına göre yüz on dördüncü sûredir. Medine döneminde Tevbe sûresinden sonra nâzil olduğu ve tam sûre olarak Kur’an’ın en son inen sûresi olduğu kabul edilmektedir (Elmalılı, IX, 6234). Sûrenin Vedâ haccı esnasında Mina’da indiği rivayet edilir (bk. Şevkânî, V, 602).
Nasr suresi Tefsiri
Müfessirlere göre “Allah’ın yardımı”ndan maksat, Mekke putperestlerine veya bütün düşmanlarına karşı Allah’ın Hz. Peygamber’e yardım etmesi ve onu zafere kavuşturmasıdır; mecazen “dinin kemale ermesi, son şeklini alması” anlamında da yorumlanmıştır. “Fetih”ten maksat ise başta Râzî’nin “fetihlerin fethi” dediği Mekke’nin fethi olmak üzere Hz. Peygamber’e nasip olan bütün fetihlerdir. Fetih mecaz olarak “Hz. Peygamber’e verilen ilimler, dünya nimetleri, cennet” olarak da yorumlanmıştır (Râzî, (XXXII, 153-155; Şevkânî, V, 602-603).
Sûrede Hz. Peygamber’in şahsında genel olarak müminlere hitap edilerek Allah Teâlâ kendilerine bir nimet ve yardım lutfettiğinde O’na hamd ve şükretmeleri gerektiği ifade edilmektedir. Müminler Mekke döneminde fakir ve güçsüzdü; müşriklerin kendilerine yaptıkları zulme karşılık verecek durumda değillerdi. İnsanlığı kurtuluşa çağıran Hz. Peygamber, çağrısına olumlu cevap alamadığı için üzülüyor, hatta kendi kavmi tarafından din konularında yalan söylemekle suçlanıyordu (bk. Hûd 11/12; En‘âm 6/33-35). Fakat Medine döneminde müminler güçlenerek kendilerine haksızlık eden inkârcılara karşı savaşacak duruma geldiler ve fetihler başladı. Bu durum Araplar’ın İslâm’a girmesinde büyük etken oldu. Özellikle Mekke’nin fethinden sonra Arap kabileleri savaşmaksızın İslâm’ın hâkimiyetini kabul etmiş ve akın akın İslâm’a girmişlerdir. 2. âyet bunu ifade etmektedir. 3. âyette ise daha önce müşrikler tarafından “sihirbaz, şair, kâhin, mecnûn” gibi yakışıksız sıfatlarla nitelenerek her türlü hakarete mâruz bırakılan Hz. Peygamber’e, kendisini bu durumdan kurtaran Allah’a hamd ve şükretmesi buyurulmaktadır. Mekke’den hicret ederken Sevr mağarasında gizlendiğinde yanında sadece Hz. Ebû Bekir vardı; şimdi ise binlerce sahâbî ile birlikte Mekke’yi fethetmiş, bu arada tarihin en büyük ve en yapıcı inkılâbını gerçekleştirmişti. İşte bu sebeple müminlerden yüce Allah’a hamdetmeleri, kendilerine nasip edilen zafer ve fetih nimetlerinin şükrünü yerine getirmeleri istenmektedir.
Hz. Peygamber’in günahtan korunduğu bilinmektedir (ismet). Buna rağmen ona Allah’tan af dilemesi emredildiğine göre bunun mânası ya ümmeti için, onların adına af dilemesi veya –günahtan uzak dursa bile– Allah’tan af dilemek kullukta kemalin gereği olduğu için “Allah karşısında alçak gönüllülük sergilemesi, her şeye rağmen ibadetlerini mükemmel görmeyip bu sebeple O’ndan af ve özür dilemesi”dir. Bu sûre indikten sonra Hz. Peygamber’in, “Allahım! Sana hamd eder ve seni noksan sıfatlardan tenzih ederim. Beni bağışla, çünkü sen tövbeleri kabul edensin!” anlamındaki duayı sık sık tekrarladığı rivayet edilmektedir (İbn Kesîr, VIII, 532-533; ayrıca bk. Fetih 48/1-3). Sahabeden bazıları bu âyetlerden Hz. Peygamber’in görevinin tamamlandığı ve artık vefatının yakın olduğu sonucunu çıkarmışlardır (bk. Buhârî, “Tefsîr”, 110). Bundan dolayı sûreye “vedalaşma” anlamında “Tevdî” ismi de verilmiştir. Nitekim bu âyetler indikten sonra Hz. Peygamber’in ancak seksen gün gibi kısa bir süre yaşadığı rivayet edilmektedir (bk. Kurtubî, XX, 233).
Nasr suresi Konusu
Sûrede Allah’ın Hz. Peygamber’e nasip ettiği zafer, fetih ve fetih sonrası insanların grup grup İslâm’a girmelerinden bahsedilmektedir.