Sefirin Kızını izleyenler Nasuh tövbesini araştırıyor. Peki Nasuh tövbesi nedir? Nasuh tövbesi hikayesi nedir? İşte detaylar..
NASUH TEVBESİ NEDİR, NE DEMEK?
Nasuh tövbesini yakalayan ve affa mazhar olan kişilerin başında İsrail oğullarından Kifl, islam tarihinde de Ebu Lübabe, Ka’b b. Malik ve arkadaşları gibi sahabe-i kiram örnek gösterilebilir.
Nasuh tövbesi içten, samimi ve halisane yapılan Kur’anî bir tövbedir. Dolayısıyla kişi tövbe ederken, yaptığı günaha duyduğu vicdan azabından dolayı dünya başına dar gelmeli, iç dünyası kendisini sıktıkça sıkmalı ve her şeyden kesilip Allah’a sadakat ve samimiyetle yalvarıp, sığınmalıdır.
Şu halde Kur’an’da anlatılan nasuh tövbesi, bilmeden yapılan kötülükleri öğrendikten sonra hemen terk edebilme şeklindeki azim ve kararlılıktır. (Nisa, 17) Nasuh tövbe, yapmış olduğu bir hatadan dolayı kendini direğe bağlayan, yemeyen içmeyen kişilerin gösterdiği samimiyettir.
NASUH TÖVBESİ HİKAYESİ
Eski zamanlarda Nasuh adında bir adam vardı.
Bu Nasuh isimli kimse saçlarını
uzatır kadın giysileri giyerek kadın
hamamlarında tellaklık ederdi. Yüzü kadın
yüzü gibi tüysüzdü. Nasuh yıllarca tellaklık etti,
kimse onun erkek olduğunun farkına varmadı.
Çünkü yüzü kadın yüzü gibi, sesi kadın sesi
gibiydi.
Aradan zaman geçince Nasuh bu işten pişman
oldu, tövbe etti fakat tövbesini tutamadı. Bu
defalarca böyle oldu. Bir gün Nasuh bir Allah
dostuna giderek:
– “Bana dua et.” diye ricada bulundu.
O Allah’ın (c.c.) veli kulu ona dua etti.
Nasuh bir gün yine hamamda tası doldururken padişahın kızının küpesindeki incilerden
biri kayboldu. Bütün kadınlar onu aramaya koyuldular.
Herkesin eşyasını aramak için önce hamamın kapısını kapadılar. Sonra başladılar aramaya.
Fakat inci bir türlü bulunamadı. Bunun üzerine herkesin aranması emredildi.
– “İhtiyar, genç, herkes üzerinde bulunan giysileri çıkarsın.” diye bağırdılar.
Nasuh korkusundan bir kenara çekildi, yüzü korkudan sararmış dudakları titriyordu. Ölüm
korkusu her yanı sarmıştı. Kendi kendine:
– “Yarabbi, dedi. Bir çok defalar tövbe ettim fakat tövbemi bir türlü tutamadım. Eğer beni
bu beladan, rezil rüsva olmaktan kurtarırsan bütün yaptıklarımdan tövbe ettim.” dedi.
Bunun üzerine birisi;
– “İnci bulundu.” diye biri seslendi. Nasuh’u aramaktan vazgeçtiler, böylece Nasuh rezil
olmaktan, ölümden kurtulmuştu. İnci bulunduğu için herkes bayram ediyor seviniyordu.
Bu sevinç dalgası geçtikten sonra Nasuh’u çağırdılar:
– “Ey güzel tellak gel, padişahın kızı seni çağırıyor gel onu kesele, yıka” dediler.
Nasuh bunu reddederek hamamdan çıkıp gitti. Bir daha da tövbesini bozmadı…
Sözlükte “Allah’a dönüş ve yöneliş” anlamına gelen tövbe, dini terim olarak “günahtan
Allah’a dönme” anlamıyla meşhur olmuştur. Tövbeyi daha açık ve anlaşılır bir tarzda tarif
edecek olursak şöyle diyebiliriz:
Tövbe; yapılan kötülüğü, işlenen günahı veya kabahati günah olduğunu bilip, onu bırakıp
terk ederek Allah’a dönmek, O’ndan aetmesini, bağışlamasını dilemek, yaptıklarından
pişman olduğunu da belirterek, yalnız Allah’a yalvarmak demektir.
Yüce Allah,
َر َع ُنكْم َسِّیَئ ِات ُكْم َوُیْد ِخلَ ُكْم َجَّن ٍ ات َت ْجرِي ِمن َت ْحِت َھا .buyurmaktadır
َن ُیَكفِّ
َع َسى َرُّب ُكْم أ
َّن ُصوحاً
لَى َّاللهِ َتْوَبةً
ِ
ِذ َین َآمُنوا ُت ُوبوا إ
ُّی َھا الَّ
َ
أ
ْن َھ ُار
َالأ) ْTahrim/8)
– Ey iman edenler! Nasuh bir tevbe ile Allah’a dönün. Umulur ki Rabbiniz sizin
kötülüklerinizi örter, (Tahrim/8)
Peki, bu ayette kastedilen nasûh tövbesi nedir?
Nasûh, Arapça kelime ‘nush’ kökünden mübalağa (abartma) kipidir. ‘Çok öğüt veren’
demektir. Tövbe, çok öğüt verici olarak nitelendirilmiştir. Yani sahibine, günahı bırakmasını
öğütleyen, onu günahtan kurtaran sadık bir tövbe ile tövbe ediniz, Allah’a dönünüz
demektir.
O halde nasûh tövbesi; hemen günahı terk etmek, geçmişte olanlara pişman olmak,
gelecekte günah işlememeğe karar vermek ve üzerinde bulunan bir hakkı sahibine ödemek
demektir
Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) nasûh tövbesini;
“Kulun işlediği günahtan pişmanlık duyması, Allah’a tam rücu’ edip, sütün memeye
dönmediği gibi, kişinin tekrar günaha dönmemesidir.” şeklinde tanımlamıştır.
Gazalî Hz., nasûh tövbesini tanımlarken şunlara yer vermiştir: “Nasuh tövbesi yapanlar,
tövbe edip ölünceye kadar tövbesinde duranlardır. Bunlar geçmişteki eksiklerini tamamlar
ve bir daha günaha dönmeyi hatırdan bile geçirmezler, zelle ve sürçmeler müstesna. İşte
tövbede istikamet budur. Seyyielerin(kötü vasıarın), hasenelere (iyi sıfatla) dönüşümü, bu
tür tövbe sahipleri içindir.”