İsrail normalleşme anlaşmasına rağmen BAE'nin F-35 talebine karşı.
İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri normalleşme anlaşmasına varmasına rağmen İsrail, BAE'nin ABD'den F-35 savaş uçağı talebine karşı, Abu Dabi yönetimi ise İsrail'i ikna etmenin yollarını arıyor.
İsrail, 2016 yılından bu yana ABD'den 27 F-35 uçağı aldı. Ancak askeri üstünlüğünü korumak için Orta Doğu'da herhangi bir ülkeyle bu konuda anlaşma yapılmasına karşı çıkıyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Basın Ofisinden 18 Ağustos'ta yapılan yazılı açıklamada, "Başbakan (Netanyahu) başından beri İsrail ile barış anlaşması yapan Arap ülkeleri dahil Orta Doğu'daki tüm ülkelere F-35 ve diğer gelişmiş silahların satışına karşı çıkmıştır." ifadelerine yer verildi.
Siyasi uzmanlar ise İsrail'in bazı kazanımlar karşılığında, uçakların BAE'ye verilmesine razı olabileceğini savunuyor.
HAYALET UÇAK
İsrail'in F-35 uçakları için herhangi bir anlaşma yapılmaması konusundaki ısrarının nedeninin Ortadoğu'daki askeri üstünlüğünü korumak ve bu üstünlüğü sürdürmek olduğu belirtiliyor. İsrail, uzak mesafeden saldırı düzenleme yeteneklerine sahip olması ve düşük radar görünürlüğü sebebiyle "hayalet" olarak adlandırılan F-35 savaş uçağına sahip olan Orta Doğu'daki tek ülke.
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee'nin, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda sık sık İsrail'in F-35 savaş uçaklarına sahip olmasını övdüğü görülüyor.
"Hayalet" uçağın ilk kez Aralık 2016'da İsrail hava sahasına girmesiyle İsrail, ABD dışında F-35'e sahip ilk ülke oldu.
İsrail, o tarihten bu yana ABD'li Lockheed Martin şirketi ile yapılan ortaklık anlaşması kapsamında sahip olacağı 50 uçaktan 27'sini teslim aldı.
İsrail Kamu Yayın Kuruluşuna (KAN) göre, her bir uçağın maliyeti yaklaşık 140 milyon dolar ancak İsrail ABD'den yılda 3 milyar dolardan fazla askeri destek alıyor.
F- 35'İN AVANTAJLARI
F-35'in "hayalet" olarak adlandırılmasında 2 bin 200 kilometre radarlara yakalanmadan uçabilmesi, saatte 1900 kilometre hıza ulaşması, gelişmiş elektronik sistemlere sahip olması ve diğer uçakların aksine yatay kalkış yapabilmesi gibi yetenekleri büyük rol oynuyor.
ABD raporlarına göre F-35, yakıt ikmali yapmaya gerek kalmadan uzun mesafelere uçabiliyor ve lazer güdümlü bombalar ve havadan havaya güdümlü füzeler gibi çeşitli silahları taşıyabiliyor.
Rusya'nın gelişmiş S-300 ve S-400 füzeleri gibi hava savunma sistemlerinden kaçınabilen uçak, zor hava koşullarında bile savaş görevlerini yerine getirebiliyor.
BAE ile İsrail arasındaki normalleşme anlaşmasından sonra İsrail medyası ABD'nin F-35'leri Abu Dabi'ye satma konusunu masaya yatırdığını duyurdu.
Ancak İsrail, BAE ile yaptığı anlaşmaya rağmen hemen harekete geçerek, anlaşmanın ABD'nin BAE'ye her türlü silah satışını içerdiğini yalanladı.
Yapılan açıklamada, Netanyahu'nun bu konudaki tutumunu defalarca ABD yönetimine ilettiği ve tutumunda bir değişiklik olmadığı aktarıldı.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, 24 Ağustos'ta Batı Kudüs'te Netanyahu ile yaptığı görüşmeden kısa süre sonra düzenlediği basın toplantısında, "Amerika Birleşik Devletleri'nin (İsrail’in) niteliksel askeri üstünlüğüne ilişkin yasal bir zorunluluğu var ve buna uymaya devam edeceğiz. Ancak Birleşik Arap Emirlikleri ile de 20 yıldan fazla güvenlik ilişkimiz var." dedi.
Pompeo, açıklamasına şöyle devam ettti, "BAE'ye askeri yardım yaptık ve İran tehdidine karşı halkını koruması için BAE'ye ihtiyaç duyduğu ekipmanların sağlanması sürecini gözden geçirmeye devam edeceğiz. Bunu İsrail'e verdiğimiz sözü koruyarak yerine getireceğiz."
Trump satmak isterken, Netanyahu karşı çıkıyor
İsrail merkezli Walla internet sitesine göre, ABD Başkanı Trump'ın danışmanı Jared Kushner 31 Ağustos'ta yaptığı basın açıklamasında, "Netanyahu ve Başkan Trump, ABD'nin BAE'ye F-35 satma imkanlarını görüşecek." dedi.
Uzmanlara göre, İsrail, F-35'in BAE'ye satılmamasında ısrara devam edecek, bunu kabul etse bile uçağın gelişmiş özelliklerinin çoğunun kısıtlanmasını şart koşacak.
ABD Başkanı Donald Trump, 13 Ağustos'ta İsrail ile BAE'nin "ilişkilerini tamamen normalleştirmek" için anlaşmaya vardıklarını duyurmuştu.
BAE, 1979’da Mısır’ın, 1994’te de Ürdün’ün ardından İsrail ile normalleşme anlaşmasına varan üçüncü Arap ülkesi oldu.