AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, "PKK'yı terör örgütü olarak kabul edip PYD'yi bir meşru örgüt olarak tanımaya doğru adım atmak ikiyüzlülüktür, anlaşılır bir şey değildir" dedi.
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, aralarında İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın da bulunduğu basın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. Kurtulmuş, ABD'nin, terör örgütü PKK'nın yöneticileri Murat Karayılan, Cemil Bayık ve Duran Kalkan için koyduğu 12 milyon dolar ödüle ilişkin değerlendirmede bulundu. Kurtulmuş, "Geç kalınmış bir hareket. Ödül açıklamasından sonra Amerikalı yetkililer tarafından PYD/YPG'nin terör örgütü olarak kabul edilmediğine ilişkin açıklamaları bu teröristlere ödül konulmasıyla paralel bir uyumlu bir görüş değildir. Cümle alem biliyor ki; PKK ile PYD/YPG arasında zerre bir fark yoktur. PYD/YPG'yi meşrulaştırma anlamına gelecek, onların kendileri bakımından bir terör örgütü olarak kabul edilmediğinin ifadesi ve bununla birlikte PKK'nın bir terör örgütü olarak görüldüğünün söylenmesi mantıklı ve tutarlı değildir. Dostane ilişkilerin sonucu olarak ortaya çıkan bir görüş değildir. PYD/YPG'nin terör örgütü olarak kabul edilmemesi, aklımıza hep Suriye'nin kuzeyinde, Irak'ı da kısmen içine alacak şekilde oluşturulacak bir terör devleti yaklaşımını da getirmiyor değil. İlk kısmı dostane gibi görülen ancak ikinci kısmında büyük soru işaretleri barındıran bir yaklaşımdır. PYD/YPG'nin meşru, legal kurum haline dönüştürülmesi çabalarının bu ifadelerin içerisinde gizli olduğunu biliyoruz ve bunu çok yakinen takip edeceğiz" ifadelerini kullandı.
ABD'nin, İran'a uyguladığı ambargo kararına yönelik Kurtulmuş, şu açıklamada bulundu:
"Bu ambargo kararının uluslararası hukuka uygun bir ambargo kararı olmadığını biliyoruz. Bu ambargolarla sadece siyasi olarak rakip gördükleri bazı ülkelere karşı tavır almak değil, ne yazık ki bu ambargolardan daha çok sivil halkın etkilendiği sonucunu biliyoruz. Ambargo uluslararası hukukla uyuşmayan bir karar ve uygulamadır. İran'ın Atom Enerjisi Kurumu ile yapmış olduğu müzakereler sonucunda İran'ın nükleer silah geliştirdiğine dair bir takım bilgi, bulguların bulunmadığı uluslararası atom enerjisi ajansı tarafından ilan edilmişti. Ambargonun, bu anlamda uluslararası hukuka dayandırılacağı temelinin olmadığı da görülüyor. Ümit ediyorum; Türkiye bu süreçten ekonomik olarak etkilenmeden devam eder ve komşu ülkelerle olan ticaretteki kararlılığımız bakımından bu uygulamanın Türkiye'ye zarar vermemesini temenni ediyorum. Uluslararası hukukun artık tek taraflı ambargolar meselesini bütünüyle geride bırakabilecek bir kararlılık içerisinde adımlar atması gerektiğini düşünüyorum."
Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Numan Kurtulmuş, "Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kaşıkçı cinayetine ilişkin, "elimizde henüz kamu ile paylaşmadığımız başka deliller de var" dedi. Bu bilgiler nelerdir?" sorusuna şu cevabı verdi:
"Vakti zamanı geldiğinde bu deliller paylaşılacaktır. Şu anda bunların ne olduğunu dünya kamuoyu ile paylaşmak doğru değildir. Türkiye, soruşturmanın selameti bakımından elindeki delillerin hepsini soruşturma sırasında paylaştı ve paylaşmaya hazırdır. Dünyanın herhangi bir ülkesinde, herhangi bir ülkenin toprakları sayılan bir konsolosluk binası veya büyükelçilik binası, orada işlenen bir cinayetin resmi kaynaklardan habersiz olarak işlenmesi imkan ve ihtimali yoktur. Talimatlı kimin verdiğini biz bilmiyoruz ama burada bir kez daha ifade etmek isteriz ki; Suudi Arabistan Kralının, bu cinayetin bütün detaylarını ortaya çıkarılması ve emri kim verdiyse onun da dünya kamuoyu ile paylaşılmasını sağlamak üzerinde büyük bir sorumluluktur."
"PYD'yi bir meşru örgüt olarak tanımaya doğru adım atmak ikiyüzlülüktür"
Türkiye'nin, PYD/YPG'yi PKK ile eşdeğer bir örgüt olarak görürken sadece laf olsun diye değil, elindeki bilgi ve belgelerle söylediğini belirten Kurtulmuş, "PKK'yı terör örgütü olarak kabul edip PYD'yi bir meşru örgüt olarak tanımaya doğru adım atmak ikiyüzlülüktür, anlaşılır bir şey değildir. Adı üstünde vekalet savaşları dediğimiz bir durum var. Bazı ülkeler maşaları olan, vekilleri olan örgütlerle dünyada kendi siyasi güçlerini arttırmaya gayret ediyorlar ve yıllardır bir takım terör örgütleri kullanılıp duruyor. Sonra da terör örgütlerinin bir kısmı bir müddet sonra tedavülden kaldırılıyor. Asala'yı kullandılar, çöp tenekesine attılar. Aynı şekilde PKK dediğimiz örgüt öyle anlaşılıyor ki bir müddet sonra unutturulacak. Kusura bakmayın; PKK yıllardır bu silahları nereden aldı. PKK'nın, Türkiye'ye karşı vermiş olduğu terör mücadelesinde Türkiye 40 bin insanını kaybetti. 2 trilyon doları aşkın bir maliyetle karşı karşıya kaldı. Bunların hesabını kim verecek. PKK defterini kapatıyoruz, PKK'yi çöp tenekesini atacağız onun yerine başka bir örgüt. Türkiye bu oyunu biliyor ve görüyor. Ha PKK he PYD, bunların hiçbir farkı olmadığını Amerikalılar da biliyorlar. Bu bizim için kabul edilebilir bir yaklaşım değildir" dedi.
AK Parti ile MHP ittifakı ve 2019 mahalli seçimlerine ilişkin Kurtulmuş, "Türkiye'nin milli meselelerinde, siyasetin gündelik çıkar hesaplarının ötesinde bir iş birliği alanıdır cumhur ittifakı. Bunu her iki parti de değerli bulduğunu ifade etmiştir. Geri kalan konular ise cumhur ittifakının genel çerçevesinden ayrı telakki edilmelidir. Örneğin; af konusu, seçim iş birliği gibi. Bunların hepsi de cumhur ittifakının çerçevesinden ayrı konulardır. Buralarda anlaştığımız konular olur, anlaşamadığımız konular olur. Seçim iş birliği konusu, genel seçim gibi olmadığı için, isteyen AK Parti'ye, isteyen MHP'ye oy versin ama toplamı cumhur ittifakının toplam oyu gibi olsun böyle legal bir imkanımız olmadığı için yerel seçimlerde iş birliği yapmanın son derece zor olduğu çıkmış oldu. Fiili olarak yerel seçimde iş birliği yapma imkanlarının çok zor olduğu, zaten ilk oturduğumuz andan itibaren her iki tarafında dile getirdiği bir husustu. Yani bazı yerlerde seçime biz girmeyelim, bazı yerlerde siz seçime girmeyin, bunun olmasının son derece zor olduğu biliniyordu. Büyükşehirlerde AK Parti'nin zorda olduğu meselesine katılmıyorum. AK Parti, Türkiye'nin her seçim bölgesinde favori olan bir partidir. Özellikle, İstanbul ve Ankara olmak üzere AK Parti'nin en iddialı parti olduğunun altını çizmek isterim" diye konuştu.
"İstanbul adayı olacağınız ile ilgili iddialar var. Doğru mu?" sorusuna Kurtulmuş, "İsimler üzerinde konuşmayız, kulislere itibar etmeyiz. Bizim esas meselemiz davamızın gücüdür, temiz ve ilkeli siyasetin sürdürülebilmesidir. Bununla ilgili kararı Cumhurbaşkanımız, bütün araştırmalar yapılır, önüne gelir ve bir karar ortaya çıkar" cevabını verdi.
"Bu çağ dışı, faşist düşünceyi dile getirmek sadece bunu dile getirenleri küçük düşürür"
CHP'li Öztürk Yılmaz'ın, "Ezan Türkçe okunsun" sözlerini değerlendiren Kurtulmuş, "Bu karanlık hayallerini bir tarafa bıraksınlar. Türkçe ezan meselesi bu aziz milletin zihninde, hafızalarında bir kara leke gibi durur ve hatırlamak istemezler. Bir daha bu memlekette ne Türkçe ezan, ne de Türkçe Kuran meselesi gündeme getirilemez. Bu millet bunu kabul etmez. O günün şartlarında yapılabilir olsaydı bunlar o dönemde yapılırdı. Bu çağ dışı, faşist düşünceyi dile getirmek sadece bunu dile getirenleri küçük düşürür" dedi.
Uganda Büyükelçisi Sedef Yavuzalp'in 29 Ekim resepsiyonunda giydiği kıyafete yönelik ise Kurtulmuş şunları söyledi:
"Dışişleri bakanlığımız soruşturma başlattı. Troya üzerinden Türkiye'nin tanıtılması başka şey, Helen kıyafeti giyerek Türkiye Cumhuriyeti'nin Büyükelçisi olarak yabancı misafirleri ağırlamak başka bir şey. İkisini birbirine karıştırmamak lazım."
Kurtulmuş, mahalli seçimlere yönelik AK Parti'nin yol haritası ile ilgili sorulan bir soruya, "Teşkilat temayül yoklamaları elektronik olarak büyük bir katılım ve neredeyse sıfır hatayla 18'inde yapılacak. Arkasından kamuoyu araştırmaları. Adaylık başvuruları süreci devam ediyor. Çok yönlü sürdürülen, sadece teşkilata, ortaya çıkan aday adaylarına ilişkin bir çalışmadan ibaret olmayan kapsamlı bir çalışmanın içerisindeyiz. Bütün şıklar değerlendirilir ve sonunda en doğru olduğuna kanaat getirdiğimiz sonuç ortaya çıkar. Bu seçim adayların çok önemli olduğu bir seçim. Partinin üstüne basarak yükselen ve Recep Tayyip Erdoğan'ın karizmasından, gölgesinden istifade ederek ortaya çıkan adaylar ile yol alamayız. Büyük ihtimalle, resmi takvimden önce AK Parti bütün adaylarını tespit etmiş olarak sahaya çıkar ve çalışmalarına başlar" yanıtını verdi.
Melih Gökçek'in MHP'den Ankara adayı olarak gösterileceği iddialarına ilişkin, "Ben kulis bilgileri ile konuşmam. Bunların hepsi kulis bilgileridir. Bugün bu bilgi bizim için değerli görünür, yarın bu bilginin hiçbir kıymeti kalmayacak. AK Parti ne yaptığını biliyor. En güçlü seçim stratejisini ortaya koyacağız ve en güçlü adaylarla yola çıkacağız" açıklamasını yaptı.
Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Bu seçimlerde de teröre bulaşmış olanlar, olur ya, sandıktan çıkacak olurlarsa anında gereğini yapıp kayyum tayinleri ile yolumuza devam edeceğiz" açıklamalarına yönelik sorulan bir soruya, "Ankara'da, İstanbul'da, Edirne'de ne kadar hassas terazilerle aday bulmaya çalışıyorsak Hakkari'de, Şırnak'ta da aynı hassasiyetle ölçmeye çalışıyoruz. Cumhurbaşkanımız aslında bir uyarıda bulunuyor. Seçimden sonra ne olacağına tayin edecek olan biz değil, HDP'nin tavrıdır. HDP adaylarını dağın talimatı altında belirlerse, terörle iş birliği içinde hareket eden isimler üzerinden seçime girmeye çalışır ve ola ki seçimi belli yerlerde kazanırsa terörle irtibatlı olan, terör örgütünün emir komutası içinde bulunanların zaten sivil siyasetin içerisinde olma iddiası söz konusu değil. Burada esas belirleyici HDP'nin tavrıdır. HDP'ye tavsiyemiz; gerçekten sivil, terör örgütü ile irtibatlı olmayan, oradan talimat almayan, dağın gölgesinde olmayan, halkın iradesine, halkın itibarını korumaya çalışan, terörü kategorik olarak lanetleyen insanlarla ortaya çıkmasıdır. Bu tercihi yapmak HDP'nin elindedir, yoksu bu tercih bizim tercihimiz olamaz" cevabını verdi.