Numan Kurtulmuş, bir televizyon kanalının canlı yayınında gündeme ilişkin soruları cevapladı.
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin birinci yılı için yaptığı değerlendirmede, başka bir ülkede çok daha büyük kavgaların, gürültülerin, kaosların sonucu olacak bir sistem değişikliğinin Türkiye'de, tereyağından kıl çeker gibi, milletin oyu ve kararlılığını ortaya koyarak oluşturduğu bir referandum sonrasında gerçekleştiğini belirtti.
Türkiye demokrasisinin geldiği olgunluk noktasını göstermesi bakımından bu sistem değişikliği sürecinin önemli olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Bir kere sürecin kendisi son derece önemli. Türkiye'de bu sistem değişikliğine laf olsun diye gidilmedi. Parlamenter sistemin içerisindeki yanlışlıklar, eksiklikler, birtakım ayak bağı olan süreçler, hükümetin kurulamadığı büyük kriz, kaos dönemleri. Hatta başbakanlar, cumhurbaşkanları arasındaki açık çatışmalar, kavgalar gürültüler hatta siyasetin karar veremez hale gelmesi sonucu, 12 Eylül darbesinde olduğu gibi, bir şekilde askeri müdahalelerin kapısını açan o siyasi belirsizlik dönemleri. Bütün bunların verdiği bir siyasi sonuç var, fatura var. Bu parlamenter sisteminin faturasının Türkiye'ye büyük bir yük olduğu anlaşıldı, halka gidildi. Ben kendimi bildim bileli, çocukluk yıllarımdan beri Türkiye'de sistemin değişmesine ilişkin hep tartışmalar olmuştur. Sonuçta demek ki her şeyin bir vakti, zamanı var. Vakti zamanı geçtiğimiz yıl gerçekleşti. Önce parlamentodaki anayasayla ilgili oylama, arkasından referandumla Türkiye bu sistem değişikliğine geçmiş oldu."
Kurtulmuş, bir yıl içinde Türkiye'nin çok zor, önemli bir süreç geçirdiğini belirterek, şunları kaydetti:
"F-35 krizinden S-400 krizine, Doğu Akdeniz'deki petrol arama krizine, Suriye krizine, Türkiye ile Rusya arasındaki gerilimlere, Türkiye ile Amerika arasındaki gerilimlere, muazzam yükü artan göçmen krizine, bütün krizlerle karşı karşıya kaldığımız bir süreçte Başkanlık Sistemi daha hızlı karar alabilen, daha güçlü bir yönetim erkini ortaya koyabilen, daha güçlü bir liderliği ortaya koyabilen bir sistem olarak karşımıza çıktı. Bu bir yıl içinde de hem sayın Cumhurbaşkanımızın kişisel karizması, liderlik vasıfları hem de sistemin vermiş olduğu esneklik ve hız dolayısıyla Türkiye, birçok konuda çok önemli adımlar attı ve önemli başarılar elde etti. Bunlardan en somutu da son G-20 Zirvesi'nde karşı karşıya kaldığımız sonuçtur. Türkiye büyük bir kriz olacağı tahmin edilen S-400 meselesini de çok güzel bir şekilde, hem müzakere ederek hem de kararlılıkla cesaretini ortaya koyarak çözmüş oldu."
NUMAN KURTULMUŞ "MİLLETİN İRADESİ ORTADA"
"ABD ile kriz gerçekten çözüldü mü?" sorusuna Kurtulmuş şu yanıtı verdi:
"Belli bir noktaya geldi ama 'Çok büyük kriz oldu, Türkiye-Amerika ilişkileri artık kopar' falan diye felaket senaryolarını söyleyenlerin olduğu bir noktadan en sonunda Amerikan Başkanı'nın tabiri caizse örtülü olarak geri adım attığı, özür dilediği ve faturayı da biraz Obama dönemine çıkartarak 'Türkiye'ye karşı adil davranılmadı, Türkiye kendi savunma hattını kurmak durumundaydı, biz onlara Patriot vermedik, haksızlık yaptık' manasına gelen sözleriyle belli bir noktaya geldi."
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bütünüyle eksiksiz bir hale geldiğini söylemediklerini, her sistemin ilk uygulamasıyla birlikte ortaya çıkan bazı eksiklikler, hatalar, noksanlar olabileceğini belirten Kurtulmuş, "Bunların giderilmesiyle ilgili de Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bir çalışma yürütülüyor. Bu çalışma, 'Sistem işlemiyor, tekrar eski sisteme dönelim.' manasına gelmemeli. Bu yapboz tahtası değil. Milletin iradesi ortada. Türkiye'nin uzun yıllar boyunca beklentisinin sonucu Başkanlık Sistemi ortaya çıktı. Sistemin işleyişinde çeşitli kurumlar kuruldu, birtakım ofisler kuruldu Cumhurbaşkanlığı bünyesinde, üst kurullar kuruldu." ifadelerini kullandı.
"Devletin daha etkin çalışması sağlandı mı, yoksa hala mantalitede aksama var mı?" sorusuna Kurtulmuş, şöyle cevap verdi:
"Devletin daha etkin çalışmasıyla ilgili kurumlar ihdas edildi. Ayrıca Bakanlar Kurulu çok daha dar bir kapsama dönüştürüldü. Böylece daha hızlı hareket eden bir noktaya geldi. Dolayısıyla daha etkin çalışabilmenin araçları ortaya kondu ama tabii ki eski sistemden kalma alışkanlıklar var. Bürokrasinin alışkanlıkları var, siyasetin alışkanlıkları var. Bunların giderilmesiyle ilgili de bazı rötuşların yapılmasının gerekli olduğu görülüyor."
Kurtulmuş, "Yeni sistemde yapılacak düzenlemelerle bakanlıkların doğrudan Meclise teklif veya tasarı sunmalarının önü yeniden açılabilir mi?" şeklindeki soru üzerine şu değerlendirmede bulundu:
"Burada bizim en çok üzerinde durduğumuz nokta şurası. Üç tane yapı var, AK Parti için söylüyorum, AK Parti'nin kurumsal yapısı, Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanlığı, üçüncüsü ise AK Parti'nin Meclis grubu. Dolayısıyla biz bütün bu süreçlerde üç farklı yapıyı bir araya getirecek çalışmalar yapmaya gayret ediyoruz. Diyelim ki herhangi bir yasa teklifiyle ilgili hem parti yönetimi hem ilgili bakanlar, bürokratlar ve hem de Meclis grubundaki arkadaşlarımız bir araya gelerek tartışmalar yapılıyor, yasalar olgunlaştırılıyor, teklifler olgunlaştırılıyor ve öylece Meclis grubumuza gidiyor. Bunun belki daha sıkı, daha yakın bir takibinin gerektiği döneme gireceğiz. Dolayısıyla burada Meclis grubumuzun partiyle ve hükümet sistemiyle uyumlu bir şekilde çalışacağı bu üçlü yapının çok daha yakın bir koordinasyon içerisinde olacağı bir dönemi inşallah inşa edeceğiz."
"AK PARTİ BİR DEVLET YÖNETİMİ TECRÜBESİNE SAHİPTİR"
Yeni sistemde bakanların dışarıdan atandığı ve bunun mevcut milletvekillerinin hoşuna giden bir durum olmadığı hatırlatılarak, "Bu bir adaptasyon sorunu mu, sistemin aksayan bir yönü mü?" sorusunun yöneltilmesi üzerine Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Sistemin bünyesi zaten milletvekili olmayan kişiler üzerinden hükümetin kurulmasını öngörüyor. Burada AK Parti bunu yapabilecek bir devlet yönetimi tecrübesine, bir siyasi tecrübeye sahip. Mühim olan Meclis grubumuz. Nihayetinde ne kadar siyasi kimliği olmazsa olmasın, bütün bakan arkadaşlarımızın yaptığı icraatları savunacak olan da AK Parti'nin Meclis grubu ya da AK Parti'nin kendi teşkilatlarıdır. Dolayısıyla üçlü mekanizmayı çok önemsediğimizi ifade etmek istiyorum. Yapılan işlerin hepsinden herkesin haberdar olması, karar alınmadan evvel istişare edilmesi ve böylece yapılan uygulamaların bütünüyle savunulabileceği bir zeminin oluşması, bu da daha yakın bir diyalog, daha yakın bir iş birliği, konuların tartışıldığı bir zeminin oluşmasıyla mümkündür ve AK Parti bunu yapabilecek bir siyasi tecrübeye sahiptir."
"Sistemin revize edilmesi sürecinde bakanlıkların yapısıyla ilgili birtakım yeni kararlar alınabilir mi?" sorusuna Kurtulmuş, "Nihayetinde düzenleme olsun diye herhangi bir konuda düzenleme yapılmaz. İhtiyaç varsa, devlet yönetimi bakımından mutlaka zorunlu bir durum ortaya çıkmışsa bunun gereğini zaten Sayın Cumhurbaşkanımız yapar ama zaten iyi tasarlanmış, konulmuş, hesap edilmiş, bakanlıkların sayıları artırılarak bazı bakanlıkların birleştirildiği bir yapı ortaya çıktı. Bu yapı işliyor ve aslında bu bakanlık sayıları, bu bakanlıkların fonksiyonları bakımından da karşımıza çok büyük problemler çıkmıyor. Dolayısıyla işleyişle ilgili düzenlemeler yapıldığı zaman aksamaların da ortadan kalkacağını düşünüyoruz." karşılığını verdi.
"23 HAZİRAN SEÇİM SONUÇLARINA GÖRE HALKIN VERDİĞİ BİR MESAJ VAR"
"31 Mart ve 23 Haziran seçim sonuçlarına göre AK Parti'de olağanüstü kongreye gidilir mi?" sorusu üzerine, AK Parti'nin 31 Mart seçimlerinin açık ara birinci partisi olduğunu belirten Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İstanbul seçimli sonucunda ortaya çıkan tabloyu değerlendiriyoruz. Halkın verdiği bir mesaj var. Sayın Cumhurbaşkanımızın seçim akşamı yaptığı bir konuşmada söylediği gibi milletle inatlaşılmaz. Millet yanlış yaptı diyemeyiz. Biz nerelerde yanlış yaptık, nereleri değiştirmemiz lazım, bunun çabası içerisindeyiz. Cumhurbaşkanımız da açık bir şekilde parti içerisinde bu platformları hazırlıyor. Milletvekili arkadaşlarımızla gruplar halinde toplantılar yapılıyor. Önce MYK'de konuşuldu, bu perşembe de MKYK'de bu konu gündeme gelecek. Kadın ve gençlik kollarımızla bu konuyu ele alacağız. Ayrıca bağımsız STK'lerle yapılan görüşmelerde görüşler elde edilecek. Türkiye siyasetini yakından bilen dostlarımız ve bağımsız kişilerden İstanbul seçimine ilişkin ve AK Parti'nin mevcut durumuna ilişkin değerlendirmeleri alacağız. Bu değerlendirmeler sonucunda Sayın Cumhurbaşkanımız ve parti yönetimi bir sonuç ortaya çıkaracak ve bu sonucun gereğini yerine getirecek."
İstanbul seçimleriyle kaybedilenin, davaları ya da istikametleri olmadığını, Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Kaldı ki belediye meclislerinde AK Parti açık ara birinci partidir. 24 ilçede AK Parti, bir ilçede de MHP'nin belediye başkanı vardır. İstanbul'da da Ankara'da da zaten belediye meclislerinde ve ilçe belediyelerinde AK Parti çok önde." dedi.
"AK PARTİ, DEMOKRATİK BİR PARTİDİR"
Kurtulmuş, "AK Parti, istikametini ya da iddiasını kaybetmiş olsaydı çok vahim bir tabloyla karşı karşıya kalırdık. Şimdi halkın bize verdiği mesajı çok iyi anlayacağız ve AK Parti'yi iddialı bir parti haline getiren temel unsurlar konusunda yeniden partiyi tahkim edeceğiz. Örneğin AK Parti, kapsayıcı ve kuşatıcı bir parti. Türkiye'nin her yerinde var olan bir parti. Her yerde belediye başkanlıkları bizde olmazsa bile çok güçlü bir partiyiz. Türk'ün de Kürt'ün de Laz'ın da Çerkez'in de Alevi'nin de Sünni'nin de içinde yer alabildiği büyük bir iradenin sahibiyiz. AK Parti, demokratik bir parti. AK Parti, geçmiş dönemde Türkiye'deki bütün demokratik reformları gerçekleştirmiş, bugün de bu iradesine sahip olan parti. AK Parti çok büyük bir reform hareketi, başından itibaren büyük reformlar yaptı. Son olarak şu seçimden sonra, 17 yıllık bir iktidardan sonra bile örneğin Askerlik Yasası ile ilgili devrim niteliğinde bir sistemi ortaya koydu." diye konuştu.
AK Parti olarak seçimden sonra halkın verdiği mesajları çok ciddi bir şekilde alacaklarını ve yollarına devam edeceklerini bildiren Kurtulmuş, Ali Babacan'ın istifasını da değerlendirdi.
İstifa olayının Babacan'ın kendi tercihi olduğunu ve bu tercihe saygı duyduklarını belirten Kurtulmuş, "Siyaset, birtakım kişisel kariyer hesaplarıyla ya da birtakım kişisel değerlendirmelerle olgunlaşan bir süreç değildir. AK Parti dediğimiz siyasi parti 2002'de kurulmuştur ama sonuçta AK Parti'nin temelinde onlarca yıl süren bir siyasi emek ve çaba vardır. Siyaset, emek işidir, çaba işidir. Yeri geldiği zaman çok ağır yükleri yüklenme işidir. Siyaset bir mücadele işidir. Siyaset bir iddia ve irade işidir. Dolayısıyla 'Bugün böyle tecelli etti böyle yapalım, yarın böyle yapalım' denilecek bir süreç değildir." diye konuştu.
"AK Parti'nin bugünkü başarısının altında isimlerini dahi bilmediğimiz nice insanların yıllarca ortaya koydukları büyük gayretlerin, çabaların ve duaların etkisi vardır." değerlendirmesinde bulunan Kurtulmuş, "AK Parti'nin temel özelliklerini yeniden güçlü bir şekilde pekiştirerek yoluna devam ettiği sürece AK Parti'nin içerisinden herhangi bir ayrılığın en ufak bir zarar vermeyeceği kanaatindeyim." dedi.
"Kurulması beklenen parti Cumhur İttifakı'nın karşısındaki bloğa bir destek ifade eder mi?" sorusu üzerine Kurtulmuş, AK Parti'nin içinde bulunduğu ittifakın hedeflerinin belli olduğunu ancak oluşan AK Parti karşıtı ittifakta herkesin ortak ana fikir olarak birleştiği bir noktanın bulunmadığı söyledi.
Sadece AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı üzerinden oluşan bir siyasi tablo olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"İstanbul seçiminin sonuçlarının, bazılarını daha fazla heveslendirdiğini görüyoruz. 'Buradan birkaç puan daha alıp karşı tarafa götürebilirsek bu cepheyi yıkabiliriz. Buradaki milli, reformcu duruşu bir şekilde zedeleyebiliriz.' şeklinde düşünenler olabilir. Dolayısıyla herkesin dikkatli olması lazım. Tabii ki insanlar fikirlerini söyleyecek, isteyen istediği siyasi partiyi kuracak, istediği mücadelenin içinde yer alacak. Ama sonuçta Türkiye siyasetinin iki ana aksı var. Son Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile bu daha da belirgin hale gelmiş oldu. Burada ittifaklar üzerinden bir siyasetin gelişeceği çok açıktır. Seçimden sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği Türkiye İttifakı. Türkiye'nin büyük ve güçlü bir ülke olabilmesi için iradesi olan insanları daha geniş bir şekilde toparlayabilmek. Ama Tayyip Erdoğan ve AK Parti karşıtı cepheye, o cephenin değirmenine kimsenin su taşımaması gerekiyor. Herkes bu anlamda hareketlerini bir şekilde gözden geçirir diye düşünüyorum."
Kurtulmuş, "Yargı reformu ve infaz sürelerine ilişkin düzenleme ne zaman gündeme gelecek?" sorusu üzerine Adalet Bakanlığının çalıştığını, hazırlıkların tamamlandığını ancak bu döneme yetişemeyebileceği dile getirdi.