😀 Ölü adına hac yapılabilir mi? Diyanet İşleri Başkanlığı

Üzerine hac farz olup da, bunu yerine getiremeden ölen kişi, vasiyet etmişse ve bıraktığı mirasın üçte biri bir kişinin hacca gidip gelmesine yetiyorsa, vasiyetinin yerine getirilmesi gerekir.

Vasiyet etmemişse, varisleri isterlerse onun adına hac yapabilirler (Kâsânî, Bedâiü’s-sanâî, II, 469; İbnÂbidin, Reddu’l-muhtâr, IV, 30, 31). Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) hacca gitmeyi adayan ancak bunu gerçekleştiremeden ölen kimse için bu borcun yerine getirilmesini varislerine tavsiye etmiştir (Buhârî, Cezâü’s-sayd, 22; Nesâî, Menâsiku’l-Hac, 11).

Üzerine hac ibadeti farz olduğu halde haccetmeden ölen bir kimsenin varislerinin hac parası kadar bir miktarı fakirlere vermeleriyle bu görevinden muaf olur mu?
Kişi kendisine farz olan hac ibadetini yerine getirmekle yükümlüdür. Zengin olup da hac farizasını yerine getiremeden ölen kişi, varislerine kendisi için haccedilmesini vasiyet ederse varisleri tarafından bu vasiyeti yerine getirilir. Böylece ölen kişi hac farizasını yapmış sayılır (İbnÂbidin, Reddu’l-muhtâr, IV, 30, 31). Vasiyet etmemişse, varisleri dilerlerse onun adına hac yapabilirler. Varislerinin hac etme veya ettirme yerine bunun parasını fakirlere sadaka olarak vermeleriyle bu sorumluluk yerine getirilmiş olmaz. Bu itibarla hac yerine sadaka veren kişi hac ibadetini yerine getirmiş sayılmaz (Kâsânî, Bedâiü’s-sanâî, II, 291).

Suudi Arabistan’da kurban bayramı bizden önce veya sonra yapılması halinde bizim yaptığımız hac ibâdeti geçerli olur mu?
Kur’an-ı Kerim’de güneş ve ayın bir hesaba göre hareket ettiği (Rahman, 55/5), bunların diğer fonksiyonlarının yanında aynı zamanda birer hesap ölçüsü de kılındığı (En’am, 6/96), yılların sayısını ve hesabı bilmemiz için aya menziller tayin edildiği (Yunus, 10/5), gökler ve yer yaratıldığı zaman on iki ay meydana gelecek şekilde bir nizam konduğu (Tevbe, 9/36) ayın, yeryüzünden hilal şeklinde başlayıp kademe kademe farklı şekillerde görülmesinin insanlar ve hac için vakit ölçüleri olduğu (Bakara, 2/189) belirtilmektedir.

Dini hükümlere göre; kameri aylar, ayın güneş battıktan sonra, yeryüzünün herhangi bir yerinden hilal halinde çıplak gözle görülmesi veya görebilecek halde mevcut olmasıyla başlar (Buhârî, Savm, 5). Günümüzde ayın hilal halinde nerede ve ne zaman görülebileceği, hatasız olarak, hesapla tespit edilebilmektedir. Yurdumuzda ve İslâm ülkelerinin çoğunda hesaplamalar, hilalin dünyanın neresinde olursa olsun görüleceği dikkate alınarak yapılmakta ve takvimler bu hesaplamalara göre düzenlenmekte; bayramlar da buna göre belirlenmektedir. Bazı İslam ülkeleri ise, kameri aybaşlarının tespitinde, ayın hilal şeklinde gökyüzünde görülebilecek halde bulunması zamanını değil, kavuşum anını esas almaktadırlar. Ayrıca kimi ülkeler, hilalin dünyanın herhangi bir yerinde görülmesini veya görülebilirliğini değil, kendi ülkelerinde görülebilirliğini dikkate almaktadırlar. İslam âleminde zaman zaman bizden bir gün önce veya bir gün sonra bayram yapan ülkelerin bulunması bu sebepledir. Bu tür içtihat farklılığından doğan farklı uygulamalar kimsenin ibâdetine zarar vermez. Bu nedenle de Suudi Arabistan’da bulunanlar o günlerde bu ülkenin uygulamalarına göre hareket ederler. Dolayısıyla oranın hesabına göre yapılan hac ibâdeti geçerlidir.

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı

Din Haberleri