Peygamberimiz (s.a.s.) de oğlu İbrahim’in, kızının ve kızının çocuğunun vefâtlarında bizzat gözlerinden yaşlar akıtarak ağlamış; kendisine, ağlamayı yasakladıkları hatırlatılınca, bunun yasak olan ağlama şekli olmayıp, gözyaşı dökmekle Allah’ın azap etmeyeceğini, ancak mübarek diline işaret ederek onunla azab edeceğini belirtmiş ve; “Muhakkak ki ölü, ehlinin üzerine bağırıp çağırmasıyla azap duyar. ” (Buhârî, Cenâiz, 43) buyurarak ağlamakta mahzur olmadığını, ancak dille Allah’ın takdirine dil uzatmanın ve cahiliye döneminde olduğu gibi yaka-paça yırtarak ağlamanın doğru olmadığını beyan etmiştir. Nitekim onun, oğlu küçük İbrahim’in vefâtında gözlerinden yaşlar akıtması, sonra da; “Göz ağlar, kalp üzülür, fakat Rabbimizin razı olmayacağı söz söylemeyiz.” (Buhârî, Cenâiz, 32, 42, 43) buyurması bu konuda müminler için açık bir örneklik teşkil eder.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı