AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti MKYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Çelik'in açıklamalarından satırbaşları:
ŞEHİT CENAZELERİ
Devletimiz şehidimizi son yolculuğuna uğurlamıştır. Bütün şehitlerimize devlet olarak aynı tören uygulanmaktadır. Bir farklılık yoktur. Milletimiz şehidimizin nereden kaldırılmasını istiyorsa buna saygı duyarak usullere göre gerçekleştirilir.
DİYARBAKIR ANNELERİNİN EYLEMİ 126'INCI GÜNÜNDE
Diyarbakır Anneleri'yle olan gündem MKYK'mız için önemli bir gündemdir. Diyarbakır Annelerinin bu eylemi 126'ncı gününe girmiştir. Daha önceden belirttiğim Türkiye'de en ufak bir olaya sesini çıkaran bir kesimin Annelerin sesine bir şey dememeleri dikkat çekicidir. Bir kere daha buradan selamlarımızı saygılarımızı iletiyoruz.
"HER CANI KAYBETTİĞİMİZDE İÇİMİZ YANIYOR"
Bu yılın ilk günlerinde bu haberlerle yine karşılaşıyoruz. Bu alanda aktif olan sivil toplum örgütlerininde görüşleri öngörüldü. Cumhurbaşkanımız da bu konuda talimatlarını vermiştir. Bakanlıklarımız 75 maddelik bir eylem planı ortaya koydular. Parti olarak bu eylem planlarını desteklediğimizi belirtirim. Çeşitli vesilelerle gündeme geliyor. Her canı kaybettiğimizde içimiz yanıyor. Aynı zamanda bu şiddetin gerçekleşmesinden önce başvuruların olduğu belirtiliyor. Bunlar için çalışmalar yapılıyor. İçişleri Bakanlığımız, bu konular için polis ve jandarmalarımıza eğitim vermiştir. Gündelik hayatta kullandığımız dil fazla ataerkil, fazla kadın karşıtı bir dildir. Buna dikkat etmemiz gerekiyor. Mücadelenin belkide en yüksek hassasiyetle buradan gösterilmesi gerekiyor.
ÖMER ÇELİK'TEN KASIM SÜLEYMANİ'NİN ÖLDÜRÜLMESİNE İLİŞKİN AÇIKLAMA
Süleymani'nin suikast sonucu öldürülmesi Orta coğrafyadaki denklemi doğrudan oluşturacak sonuçlar doğurdu. Irak sahası yüksek tansiyonun güçlü olduğu bir sahaydı. Bu saldırı ile şiddetin daha fazla olduğu bir safhaya geçirmiştir. Her şeye rağmen İran, AB ile nükleer anlaşma için masaya oturuyordu. Hem Irak'ın hem bölgenin hem de dünyanın güvenliği açısından tehdit oluşturacak bir durum doğurabilir. Cumhurbaşkanımızın yapmış olduğu itidal çağrısı son derece önemlidir.
Irak'ın geleceğine sadece Iraklılar'ın karar vereceği bir boyuta gelmesi gerekiyor. Meşru tüm siyasi güçlerle görüşüyoruz. En tehlikeli şey; bazı devletlerin Irak'ı kendi uyduları gibi yapmaya çalışmalarıdır. Çıkar hesapları yapılıyorsa, Irak'ın huzur ve güvenliği olmalıdır. ABD bölgeye bakarken tüm bölgenin güvenliği üzerinden bakması gerekiyor. Orta Doğu'ya tek bir devletin çıkarları üzerinden bakarsa burada istikrarın yakalanması mümkün olmayacaktır.
"LİBYA'NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ KORUNMALI"
İçimizde bazı siyaset parti temsilcileri çıkıyorlar, bilgisiz şekilde konuşuyor. 2259 sayılı Birleşmiş Milletler kararının radikal yapıya meşruluk verecek hali yok.
Libya'da yeniden, daha tehlikeli bir şekilde iç savaşa dönüşme ihtimali olan çatışma yoğunlaşması olduğunu görüyoruz. Burada bizim sorumluluklarımız var. Ortak tarihimiz ve ortak geleceğimiz olan bir ülkeden bahsediyoruz.
Hafter'e bağlı güçler çözüm çabalarına destek vermiyor. Yunanistan'dan Hafter'e ziyareti iyi düşünmemiz lazım.
Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin istediği desteği Türkiye verecektir. Bu haklarımız açısından son derece gerekli bir adımdır.
Burada herhangi bir işgal gücü olarak bulunmuyoruz. Ayrıca burada Türkiye'ye düşmanlık ederek Hafter'i destekleyen ülkelerle herhangi bir çatışmamız söz konusu değil.
Doğu Akdeniz'de niye yoksunuz diyenler anlaşmayı imzaladığımız zaman iyi oldu diyorlar ama anlaşmayı korumamız için asker göndermemiz gerektiği zaman karşı çıkıyorlar. Anlaşmaları imzalıyoruz, diplomatik çabalarımızı sürdürüyoruz, Türkiye'nin sahadaki gücünü de tereddütsüzce irade olarak ortaya çıkmaktadır.
ÖMER ÇELİK'TEN KANAL İSTANBUL AÇIKLAMASI
Kanal İstanbul herhangi bir şekilde Boğazlar Anlaşması ile çelişmiyor. Bu proje tamamlandıktan sonra Boğazlar gemi trafiğine açık olmaya devam edecektir. Kanal İstanbul'daki uygulamanın Montrö ile çelişmeyecek şekilde uygulanacaktır. Murat Bardakçı ironi yaparak güzel bir yazı yazdı. "Bu yapılan anlaşmalar Kadeş Anlaşması'na da karşıdır. diyerek. Tarihdeki ilk yazılı anlaşmayla gönderme yapmıştır. Montrö meselesi tabi ki devlet düzeyinde bakanlıklarımızın verdiği düzenlemeler var.
Kanal İstanbul'la ilgili 2 şeyi söyleyebilirim;
1) Montrö'ye karşı değildir.
2) Montrö ile çelişmeyecek ve Türkiye'nin her hangi kaybı olmayacaktır.