Çünkü onlar bu günlerinde oruç tutamazlar, âdet halleri bitince ara vermeden, keffarete kaldıkları yerden devam ederler. İki ayı tamamlarlar. Şayet âdetin dışındaki bir sebeple ara verirlerse keffaret orucuna baştan başlamaları gerekir (Merğinânî, el-Hidâye, I, 122-126).
Ramazan orucu tutmaya başlayan bir kimse daha sonraki günlerde oruç tutmaktan vazgeçerse ne gerekir?
Ramazan ayında her günün orucu başlı başına müstakil bir ibadettir. Bundan dolayı her gün için oruç tutmaya niyet etmek gerekir. Dolayısıyla bir günün orucundaki bozukluk, diğer günün sıhhatine engel olmaz.
Bu itibarla Ramazan orucu tutmaya başlayan bir kimse daha sonraki günlerde mazeretsiz olarak oruç tutmaktan vazgeçerse, kendisine tutmadığı günlerin orucunu kaza etmesi gerekir, keffâret gerekmez. Zira keffaret, oruç tutmamanın değil, orucu bozmanın cezasıdır.
Ancak Ramazan orucunun mazeretsiz olarak tutulmaması büyük günah olup, kazasıyla birlikte tevbe etmek de gerekir. Ayrıca Ramazandan sonra tutulan oruç, Ramazanda tutulan orucun sevabını karşılamaz (İbn Âbidin, Reddu’l-muhtâr, II, 87, 103; Cezîrî, Kitabü’l-Fıkhi ala Mezâhibi’l-erba’a, I, 560). Hz. Peygamber (s.a.s.) bir hadisinde, ramazanda mazeretsiz olarak tutulmayan bir günün orucunun sevabını, bir sene boyu tutulan orucun sevabının karşılamayacağını belirtmiştir (Ebû Dâvûd, Savm, 38; Ayrıca bkz. Buhârî, Savm, 29).
Kazaya kalan ramazan orucunu belli bir sürede tutma zorunluluğu var mıdır?
Ramazan orucunun kazâsı oruç tutmanın haram olduğu günler dışında her zaman yapılabilir. Hanefî'lere göre kazası için bir zaman sınırlaması yoksa da mümkün olan ilk fırsatta kaza oruçları tutulmaya çalışılmalıdır (Kâsânî, Bedâiü’s-sanâî, II, 265). Oruç tutmanın yasak olduğu günlerin başında bayram günleri gelir. Hz. Peygamber (s.a.s.) iki vakitte oruç tutulmayacağını bildirmiştir ki birisi ramazan bayramının birinci günü, diğeri kurban bayramı günleridir (Buhârî, Savm, 66-67; Ebû Dâvûd, Savm, 49).
Şâfiîler’e göre ise bir ramazanda kazâya kalmış orucun, gelecek ramazana kadar kazâ edilmesi gerekir. Bir ramazanın kazâ borcu herhangi bir mazeret olmaksızın yerine getirilmeden, öteki ramazan gelecek olursa, kazâ borcuna ilâveten bir de fidye ödeme yükümlülüğü ortaya çıkar (Nevevî, el-Mecmû, VI, 363-366; Şirbînî, Muğni’l-Muhtâc, I, 441).
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı