FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi soruşturması kapsamında tutuklanan Osman Kavala, ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davada ilk kez hakim karşısına çıktı. İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanık Osman Kavala, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi'yle (SEGBİS) bağlandı. Kavala'nın avukatlarının da yer aldığı duruşmada, izleyici olarak Osman Kavala'nın eşi Ayşe Buğra Kavala, Polanya ile İsviçre'nin Başkonsolosları, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Danimarka, Norveç ve Hollanda Başkonsolosluklarının temsilcileri ve CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu katıldı. FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin davada yargılanan Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verildi.
KAVALA'NIN SAVUNMASI
Tutuklu sanık Osman Kavala, verdiği savunmada üzeirne atılan suçların olgusal temele dayanmadığını ifade ederek, "Bu suçlamalar dünya görüşüm ve yürüttüğüm faaliyetlerle taban tabana zıt. Üzerime atılı casusluk suçlamasının kolay olmadığı fark edilmiş olacak ki iddianamede suçun nasıl oluştuğuna dair Gezi Parkı olayları anlatılmış. Talimatım altında çalışan insanlarla Gezi Parkı olaylarını yönettiğim şeklinde fantastik bir kurgu vardı. Benim, Gezi Parkı olaylarını önceden bildiğime, hükümeti devirmeye çalıştığıma dair hiçbir delil olmamasına karşın bu suçlamalar yapılmış. Suçlamalar, olgusal gerçeklerden kopuk ve çelişki halindedir" şeklinde konuştu.
"HAYATIM BOYUNCA ASKERİ DARBELERE KARŞI ÇIKTIM"
Kavala, "Hayatım boyunca askeri darbelere karşı çıktım. Ordunun siyasete karışmasını eleştirdim. Gülenci örgüt ile irtibatım olmadı. Hayat görüşüm buna izin vermez. Yurtdışı seyahatlerimde görüştüğüm kişiler bellidir. Henri Barkey ile süreklilik arz eden bir irtibatım olmadı. 2016 yılında bir lokantada tesadüfen karşılaşmamız dışında hiçbir görüşmemiz hatta telefon konuşmamız olmadı" diye konuştu.
"SORUMLUYUM ANCAK TEK BAŞIMA KARAR ALMADIM"
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin ve İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nin hakkındaki verdiği beraat kararına değinen Kavala "Açık Toplum Vakfı faaliyetlerini yasalara uygun bir şekilde yürüttü. Bu vakfın yönetiminde olarak ben de faaliyetlerden sorumluyum ancak tek başıma karar almadım. Beraat ve tahliye kararlarına karşı yıllardır tutuklu olmam işkence haline geldi." ifadelerini kullandı.
TANIKLARIN İFADELERİ
Tutuklu sanık Kavala'nın savunma yapmasının ardından tanıklar dinlendi. Tanık Bayram Sinkaya, 15 Temmuz günü Büyükada'da bir çalıştay yaptıklarını, Henri Barkey'le orada tanıştıklarını söyledi. Tanık Sinkaya, darbe girişimi olduktan sonra da çalıştaya devam edip etmeme konusunda kısa bir konuşma yaptıklarını belirtti. Tanık Sinkaya, Osman Kavala'yı tanımadığı için çalıştayda görmediğini de ifade etti.
"BENİ ALSALAR BİLE YAKINDA ÖLÜRÜM"
Tanık Cem Fadıl Bozkurt ise beyanında darbe girişiminden sonra İshak Alaton'u hastalığı nedeniyle aradığını ifade ederek "Alaton bana Cuma günü nerede olduğumu sorduğunda, darbe girişiminden haberim olmadığını söyledim. Bana çocuklarının Amerika'ya gittiğini söyledi. Kendisinin neden gitmediğini sorduğumda 'Beni alsalar bile yakında ölürüm. Geçen hafta Henri buradaydı, olayları ondan öğrendik çocukları da önlem amaçlı Amerika'ya yolladık' dedi. Aradan 1-2 ay geçince de öldü zaten" dedi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, şüphelilerin FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde oluşturduğu yapılanmanın gerçekleştirmeye teşebbüs ettiği darbe girişiminde rol aldıkları kaydedildi.
İddianamede, şüphelilerin darbe girişimi öncesinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütü adına darbe girişimini sevk ve idare eden örgütün mahrem sorumluları ve birbirine paralel bir kısım irtibatlarıyla darbe girişimine hazırlık hareketlerinde bulundukları vurgulandı.
Şüphelilerin, yurt içi ve yurt dışı seyahatlerinin yoğun olduğunun anlatıldığı iddianamede, şüphelilerden Henri Barkey'in darbe girişimin gerçekleştirilmeye teşebbüs edildiği gün Türkiye'ye geldiği ve faaliyetini gizlemek amacıyla bir oturum tertip edildiği kaydedildi.
İddianamede şüpheliler Osman Kavala ve Henri Barkey'in, "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek" suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet ve 20'şer yıl hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
NE OLMUŞTU?
Gezi olaylarına ilişkin davada yargılanarak beraat eden Anadolu Kültür A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hakkında başka bir soruşturma olduğu gerekçesiyle itirazı nedeniyle, hakkında verilen beraat kararı uygulanamadan tekrar tutuklanmıştı.
FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan Osman Kavala ve hakkında yakalama kararı bulunan CIA eski danışmanı Henri Barkey hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek" suçlarıyla hazırlanan iddianame kapsamında, ikili hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve 20şer yıl hapis istemiyle dava açılmıştı.