Özgecan Aslan kimdir? Nasıl öldürüldü? Katili kim? Mezarı nerede? Özgecan aslan fotoğrafları ve hayatı...

Mersin'in Tarsus ilçesinde bindiği minibüsün şoförü Suphi Altındöken'in tecavüz girişimine direnen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan, bıçaklandıktan sonra darp edilmiş ve öldürülmüştü. Katil Altındöken ve ona yardım eden babası ve arkadaşı genç kızın cansız bedenini yakmıştı. Olayın üzerinden 7 yıl geçti. Acısı hiç dinmeyen ve dinmeyecek olan Özgecan Aslan kimdir? Nasıl öldürüldü? Katili kim? Mezarı nerede? Özgecan aslan fotoğrafları ve hayatı haberimizde...

Türkiye'de işlenen kadın cinayetleri arasında hafızalarda yer edinen en vahşi cinayetlerden biri Özgecan Aslan cinayeti oldu. Mersin'in Tarsus ilçesinde meydana gelen olay sonrası Türkiye ayağa kalktı. Binler Özgecan'ın sesi olmak için meydanlara çıktı, öldürülmüş kadınlar için ses yükselti. Özgecan Aslan Türkiye'de kadın cinayetleri ve tecavüzlerine karşı mücadelenin simge isimlerinden oldu. Peki, Özgecan Aslan kimdir? Nasıl öldürüldü? Katili kim? Mezarı nerede? Özgecan aslan fotoğrafları ve hayatı

ÖZGECAN ASLAN KİMDİR? KAÇ YAŞINDA?

Mersin'de 22 Ekim 1995 tarihinde, aslen Tuncelili ve Alevi bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Mersin'in Tarsus ilçesindeki Çağ Üniversitesi'nde Psikoloji bölümünde okumaktaydı.

Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü 1. sınıf öğrencisi olan Özgecan, okuduğu vakıf üniversitesinden yüzde 50 burs kazanmasına karşın annesi Songül Aslan, kızının eğitimi için kendisine bir iş buldu. Yaz tatillerinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde bir otelde çalışmak hayali vardı. Ancak Özgecan Aslan 11 Şubat 2015 tarihinde okulundan evine gitmek için bindiği serviste, tecavüze direndiği için vahşice katledildi.

ÖZGECAN ASLAN NASIL ÖLDÜRÜLDÜ?

Özgecan Aslan, 11 Şubat 2015 tarihinde okuldan çıktıktan sonra Tarsus'ta bir alışveriş merkezinde arkadaşıyla birlikteydi. Alışveriş merkezindeki arkadaşlarından ayrıldıktan sonra ve ikamet ettiği Mersin'e gitmek için şehirlerarası sefer yapan minibüse bindi. O saatten sonra Aslan'dan haber alınamayınca 11 Şubat 2015'te ailesi tarafından polise bildirildi. Bu tarihten itibaren, kayıp olan Özgecan Aslan’ı arayan jandarmanın, kendilerine yol soran bir minibüsten şüphelenmesi üzerine yapılan aramada minibüsün içinde kan izlerine rastlandı. Jandarma bu kişileri yakaladı. Ancak yapılan sorguda bir sonuca varılamadı ve şüpheliler serbest bırakıldı. Minibüste bulunan kadın şapkasının Özgecan'a ait olduğunun baba tarafından teşhis edilmesi üzerine Jandarma, minibüsü yeniden incelemeye aldı. Yeniden sorguya alınan iki şüpheli, (Suphi Altındöken'in babası ve arkadaşı) cinayeti itiraf ettiler ve 3. bir kişinin de kendilerine yardım ettiğini açıkladılar. Böylece 3. kişi olan Suphi Altındöken'in aranması süreci başladı.

Şoför Suphi Altındöken, Mersin'e D-400 karayolundan gitmesi gerekirken güzergah değiştirerek Tarsus - Mersin Otoyolu'na doğru saptı. Sürücünün güzergahını değiştirmesinden ‘kaçırılıp başına kötü bir şey geleceğini’ anlayan ve tepki gösteren Özgecan, şoförle tartıştı. Tecavüz girişiminde bulunan Suphi Altındöken'e Özgecan biber gazı kullanarak engel olmaya çalıştı. Ancak sonrasında Suphi Altındöken tarafından birkaç kez bıçaklandı ve demir çubukla acımasızca dövüldü. Tarsus'a geri dönen zanlı olayı babasına ve bir arkadaşına anlatarakve  yardım istedi. Üç kişi Özgecan Aslan'ın cesedini ormanda ateşe verdi. Özgecan'ın direndiği sırada zanlı Suphi Altındöken'in yüzüne tırnaklarını geçirmesi nedeniyle üç kişi Özgecan'ın ellerini kestiklerini söylediler.

İfadeler sonucu Özgecan'ın cesedi, Cinderesi yatağında yüzünün ve vücudunun bir bölümü yanmış halde bulundu. Tarsus Devlet Hastanesi'ne kaldırılan ceset yandığı için kimlik tespiti Özgecan'ın kıyafetleri üzerinden yapılabildi.

Yakalanan Suphi Altındöken suçunu itiraf etti. Zaman içerisinde katil, ifadesini bir kaç kez değiştirdi. Hazırlanan iddianamede katil zanlıları için ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istenmiştir. İddianame 14 Nisan 2015 tarihinde Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Davaya bakan savcı iddianamede cezada indirim yapılmamasını ve alt sınırdan uzaklaşılarak, üst sınırdan ceza verilmesini istedi.

3 Aralık 2015'te gerçekleşen son duruşmada mahkeme, Suphi Altındöken'e "nitelikli cinsel saldırı ve canavarca hisle öldürme", Fatih Gökçe'ye "canavarca his ve nitelikli cinsel saldırıyla kasten öldürme", Necmettin Altındöken'e ise "Canavarca his ve eziyetle kasten öldürme" suçundan, 3 zanlıya da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Mahkeme üç sanığa verdiği bu cezaların yanı sıra, tecavüz ve diğer suçlardan, Suphi Altındöken'e 27 ve arkadaşı Fatih Gökçe'ye 24 yıl hapis cezası daha verdi.

ÖZGECAN ASLAN'IN MEZARI NEREDE?

Kadına karşı şiddetle mücadelede sembol bir isme dönüşen Özgecan Aslan’ın cenazesi Mersin Şehir Mezarlığı'ndadır. 

ÖZGECAN ASLAN'I KİM ÖLDÜRDÜ? KATİL KİM? ÖZGECAN ASLAN'IN KATİLİ ÖLDÜ MÜ,NASIL ÖLDÜ? 

Özgecan Aslan'ın katillerinden Ahmet Suphi Altındöken, 11 Nisan 2016 tarihinde Adana Kürkçüler E tipi kapalı cezaevinde Gültekin Alan tarafından[25] uğradığı silahlı saldırıda kalbine isabet eden mermi sonucu öldü. Babası Necmettin Altındöken karın boşluğu ve kalçasından yaralandı. Adalet Bakanlığı olayı soruşturmak için 2 müfettiş görevlendirdi. Hükûmet sözcüsü Numan Kurtulmuş, olayla ilgili olarak "Cezaevinde kim olursa olsun birinin öldürülmüş olması asla kabul edilemez" açıklamasını yaptı. Gültekin Alan, ağırlaştırılmış müebbet ve 29 yıl 9 ay 10 gün hapis cezasına çarptırıldı. Altındöken'in cenazesi Mersin'de adı açıklanmayan bir mezarlığa defnedildi

''FATİH GÖKÇE BANA TECAVÜZ ETTİ''

Özgecan Aslan cinayetine yardım eden Fatih Gökçe’nin, 4 ay önce eski sevgilisine tecavüz ettiği ortaya çıktı.

Türkiye'yi ayağa kaldıran Özgecan Aslan cinayetinin ardından şok bir gelişme daha ortya çıktı Akşam'dan Soner Kan'ın haberine göre, yaklaşık 4 ay önce 23 yaşındaki N.A., bir dönem sevgili olduğu ve cinayete yardım ettiği gerekçesiyle tutuklanan Fatih Gökçe ile bir kafede buluştu. İddiaya göre; Gökçe, eski sevgilisinin içeceğine uyku ilacı attı.

Genç kız kendinden geçince Fatih Gökçe, planını devreye soktu. Gökçe, önce N.A.’yi sahil kenarındaki bir eve götürdü, ardından da tecavüz etti. 18 yaşındayken Fatma T. adlı bir kadınla evlenip boşanan ve bu evliliğinden bir de kız çocuğu olan Gökçe, yaklaşık 1.5 ay boyunca N.A.’yı zorla alıkoydu.

Aynı zamanda da TIR şoförlüğü yapan Gökçe, iş icabı uzun yola gidince de N.A., komşusunun telefonundan ailesine ulaştı, ardından da aldığı borç parayla kaçıp, Tarsus’taki ailesinin yanına sığındı. Ancak genç kız, korktuğu için polise gidemedi. Daha önce ‘kayıp’ başvurusunda bulunan ve sonrasında da kızlarını Fatih Gökçe’nin kaçırdığı yönünde şikayetçi olan N.A.’nın ailesi de, bir başka iddiaya göre de baskı ve tehditler üzerine bu şikayetinden vazgeçti.

Olayın şokunu hâlâ üzerinden atamayan N.A. yaşadıklarını sadece Akşam'a anlattı.

Benimle evleneceğini söylüyordu. Ama ‘vitiligo’ yani güneşe çıkamama hastalığı olan 5 yaşında kızı vardı. Ona bakıcılık yapmamı istiyordu. Beni 1.5 ay boyunca o evde alıkoydu. Bana zorla sahip olup, tecavüz etti. Gökçe’nin TIR ile uzun yola gitmesini fırsat bilip evden kaçtığını da anlatan N.A., vahşi bir cinayete kurban giden Özgecan Aslan’ın yaşadıklarının kendisini de sarstığını anlattı. ‘Neden şikayetçi olmadın?’ şeklindeki soruya da N.A., “Korktum. Adımın çıkmasını istemedim. Ben onu Allah’a havale ediyorum" cevabını verdi.

SUPHİ ALTINDÖKENİN ESKİ EŞİ KONUŞTU: ALLAH BELASINI VERSİN

Eşi Suphi’nin hayatı kendisine zehir ettiğini, açtığı boşanma davasını tehditle geri çektirdiğini anlatan Neslihan Altındöken, "Allah onun belasını versin, onun en ağır cezaya çarptırılmasını istiyorum. Asıl üzüldüğüm, Özgecan’ın ailesi... Onların acılarını paylaşıyorum" dedi.

Kamuoyunda infiale yol açan cinayetin ardından 3 yaşındaki oğlu ile yakınlarının yanına sığınan Neslihan Altındöken, kendisine telefonla ulaşan DHA muhabiriyle panik içinde konuşurken önce, "Benim telefonumu nasıl, nereden buldunuz?’ diye de tepki gösterdi.

''BİRKAÇ AY ÖNCE BOŞANMA DAVASI AÇTIM''

Olayın şokunu yaşayan bir çocuk annesi genç kadın, Suphi Altındöken ile ortaokulda okurken bir süre arkadaşlık ettiğini, 5 yıl önce de evlendiğini belirtti. Neslihan Altındöken, "Severek evlendik, ancak bana hayatı zehir etti. Evlendiğim güne lanetler olsun, bir gün yüzü görmedim. Sürekli şiddet uyguluyordu, artık dayanacak gücüm kalmamıştı. Bir kaç ay önce boşanma davası açtım. Ancak, beni ve oğlumu ölümle tehdit ettiği için davayı geri çektim" diye konuştu.

O GECEYİ ANLATTI

Neslihan Altındöken, eşi Suphi’nin üniversiteli Özgecan Aslan’ın öldürdükten sonra eve gece telaşlı bir durumda geldiğini anlattı.

Neslihan Altındöken, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eve girer girmez lavaboya giderek elini yüzünü yıkadı. Yüzünde tırnak izleri ve sıyrıklar vardı. Ne olduğunu sorduğumda, kavga ettiğini söyleyip geçiştirdi. Kıyafetini değiştirip hemen evden çıktı. Yakalandığı gece jandarma ekibi gelerek beni de ifadeye götürdü. Allah onun belasını versin, onun en ağır cezaya çarptırılmasını istiyorum. Ona kesinlikle üzülmüyorum, çünkü hem Özgecan’ın hayatını, hem de bizim hayatımızı bitirdi. Lanetler olsun ona."

SUPHİ ALTINDÖKEN'İN ANNESİ KONUŞTU: BABASI YÜZÜNDEN BÖYLE 

Mersin'de acımasızca öldürülen Özgecan Aslan'ın katil zanlısı Suphi Altındöken'in annesi Naciye Tan "Babası yüzünden böyle oldu" dedi.

Özgecan Aslan'ın katil zanlısı minibüs sürücüsü 26 yaşındaki Suphi Altındöken'in annesi yaşadıklarını anlattı. Suphi Altındöken'in annesi Naciye Tan Show Ana Haber'e oğluyla ilgili gerçekleri açıkladı. Anne Naciye Tan, şunları söyledi;

"Kimse hırsız, katil doğmaz herkes melek doğar. Benim çocuğumun sağlığı bozuk. Babasıyla beraber büyüdü, o yüzden böyle. Bir insan o ya, benim oğlumun bir insanın canını almaya hakkı yok"

CÜBBELİ AHMET HOCA: ÖZGECAN ŞEHİTTİR

Tarsus'ta vahşice katledilen Özgecan Aslan için Cübbeli Ahmet Hoca 'Şehittir' yorumunda bulundu gerekçesini söyledi. Hocanın sözleri şöyle;

Hadis-i şeriflerden anlaşıldığına göre namusunu korumak için direnirken vahşice öldürülen Özgecan Aslan kızımız şehit mertebesindedir.

Özgecan kızımız haberlerden anladığımıza göre namusunu kirletmemek için, ırzını muhafaza uğrunda hunharca katledilmiştir.  

Hadis-i şerifte “Haksız yere öldürülen kişi şehittir” (Nesai, Tahrimü’d-dem: 25, no:4096, 7/117) buyruluyor. Bu olayda bu kızımızın haksız yere öldürüldüğünden hiç şüphe yoktur.  Dolayısıyla bu hadis-i şerife göre kendisine şehit diyebiliriz.

MÜJDELERE NAİL OLACAK

Diğer bir hadis-i şerifte “Malını müdafaa ederken öldürülen şehittir”(Buhari No: 2348) buyruluyor. Hal böyle olunca malını korurken öldürülen şehit ise ırzını korurken öldürülen hayli hayli şehittir. Bu yavrumuzun kendisinin ve ailesinin Müslüman olduğundan şüphe olmadığı için bu hadis-i şeriflerin müjdesine nail olacağı aşikârdır. Ama Müslüman olmayan biri bu tarz kötü şeylerle karşılaşsa İslam’a göre ona şehit diyemiyoruz. O da tabi masumdur. Şehit İslami bir mertebe olduğundan Özgecan yavrumuz Müslüman olduğuna göre bu hadis-i şerifler kesinlikle kendisine uygun düşmektedir.

HÜKMİ ŞEHİT

Şunu belirtelim ki bir hakiki şehitlik vardır bir de hükmi şehitlik vardır. Hakiki şehit vatanı müdafaa ederken Allah yolunda cephede öldürülen kimsedir. Onlar kanlarıyla gömülürler. Cenazeleri yıkanmaz ve elbiseleri çıkartılmaz. Şehitliğin bir de hükmi kısmı vardır. Haksız yere öldürülenler, malını müdafaa ederken öldürülenler, depremde, göçük altında ölenler, yanarak ölenler şehittir. Bunlar gibi ölümler hükmi şehitliği kazandırır. Hükmi şehitlikte cenaze yıkanır, kefenlenir.

Cephede ölenden farkı budur. Ancak hükmi şehitlikte sevap bakımından Allah indinde şehit itibarı görür.

EVLİYALARDAN KIYMETLİ

Allah’ın kendilerine en çok değer verdiği kullar 4 kısımdır. Bunların başında peygamberler gelir. Sonra sıddıklar gelir. Ebu Bekir Sıddık bunların reisidir. Daha sonra şehitler gelir. Bunların efendisi Hazreti Hamza’dır. Daha sonra da salihler gelir.  

Nisa Suresi’nin 69. Ayetinde bu dört zümre zikredilmektedir. Görüldüğü üzere peygamberler ve sıddıklardan sonra şehitler geliyor. Evliyadan bile önce şehitler geliyor yani. Dolayısıyla mertebeleri Allah indinde çok kıymetlidir. Ve kanlarının ilk damlasıyla bütün günahları bağışlanmaktadır.  Ahirette kendilerine özel makamlar, köşkler, saraylar ve diğer Müslümanlardan daha öncelikli haklar verilecektir. Dolayısıyla hükmen şehit olanlar da aynı müjdeleri ahirette alacaklardır. Özgecan’ı kendi kızım yerine koydum ve acısının ciğerimi yaktığını hissettim. Rabbim özel rahmeti ile muamele eylesin, sualsiz hesapsız cennetine dâhil etsin. Ailesine sabr-ı cemil niyaz ediyorum. (Vahdet)

AVUKATI KONUŞTU: SAVUNMA HAKKI DİYE BİR ŞEY VAR

Özgecan'ın katil zanlısı Suphi Altındöken'e yardım edenler arasında bulunan Fatih Gökçe'nin avukatı "Savunma hakkı diye bir şey var" dedi

Mersin'in Tarsus ilçesinde tecavüz girişimine direndikten sonra öldürülen 20 yaşındaki Özgecan Aslan'ın katil zanlısı Suphi Altındöken'e yardım edenler arasında bulunan Fatih Gökçe'nin avukatı Evrensel gazetesine çarpıcı açıklamalarda bulundu.

"AVUKATLIĞIN NE OLDUĞUNU BİLMİYORUZ"

Avukat Nazmi Karataylı, Baro'nun "zanlıları savunmayacağız" kararıyla ilgili "Benim kendime göre sebeplerim var, savunma hakkı diye bir şey var ve ben bir savunma yapmaya çalışıyorum. Avukatlığın ne olduğunu bilmemek gibi bir sorunumuz var" dedi.

"BU SİZİ İLGİLENDİRMEZ"

"Nasıl bir savunma yapmayı düşünüyorsunuz" sorusuna sinirlenen Karataylı "Bu sizi ilgilendirmez" yanıtını verdi. Baro tarafından görevlendirilmeyen Avukat Nazmi Karataylı kişisel olarak Gökçe'nin avukatlığını üstlendi.

1600 AVUKAT İSTEMEDİ

Mersin Baro Başkanı Antmen Özgecan'ın ailesine dava sürecinde destek vereceklerini belirterek, " Mersin Barosu'nun 1600 avukatı böyle bir caninin yanında olmak istemediklerini beyan etti" açıklamasını yapmıştı.

Özgecan Aslan'ın katili ifade değiştirdi

Özgecan Aslan'ın katil zanlıları olayı soğuk kanlılıkla anlattı ancak ifadeleri birbirini tutmadı.

Türkiye vahşice işlenen Özgecan Aslan cinayetiyle ayağa kalktı. Tarsus Sulh Ceza Hakimliği üç zanlının canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme suçundan tutuklanmasına karar verdi. Zanlılar, güvenlik gerekçesiyle adliyeye getirilen cezaevi aracı ile Tarsus dışında 3 ayrı cezaevine gönderildi.

Yakalanan zanlılardan minibüs Şoförü Suphi Altındöken ve Arkadaşı Fatih Gökçe'nin ifadesi ise vahşetin boyutlarını gözler önüne serdi. Zanlıların ifadeleri birbirini tutmazken minibüs şoförü Altındöken tecavüze kalkıştığı iddialarını reddetti, "Öldürme niyetim yoktu pişmanım" dedi.

Gündem Haberleri