Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın Amerikalı şirket McKinsey ile çalışılacağı açıklamasına ilişkin, "McKinsey, Türkiye Cumhuriyeti hazinesine kayyum olarak atanmıştır" dedi.
CHP'nin Abant'ta 1. Dönem Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı'nın 2'inci gününde CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak basın açıklaması yaptı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın ABD gezisine ilişkin konuşan Öztrak, "Adalet ve Kalkınma Partisi'nin genel başkanı ABD gezisinde şöyle bir söz etti; "Brunson olayının bizim ekonomimizle ilgisi yok." Hatırlayın, önce şu sözler vardı. "Ezanımıza, bayrağımıza saldırı oluyor. Döviz kuru değil döviz kurşunu." Şimdi oralardan Brunson olayının bizim ekonomimizle bir ilgisi yok noktasına geldik. Bugünlerde bunun söyleniyor olması açıkçası Brunson'un serbest bırakılacağına dair piyasalardaki beklentileri güçlendirdi. Bu çerçevede de Türk lirası dolar karşısında bir miktar değer kazandı. Yine New York'ta yatırımcı konferansında Cumhurbaşkanının damadı Hazine ve Maliyeden Sorumlu Bakan, YEP adını verdikleri Orta Vadeli Programı iş dünyasıyla, akademisyenlerle beraber yaptıklarını söyledi. Ama sendikalar, ziraat odaları, meslek örgütleri bu işin neresinde bununla ilgili hiçbir açıklama yapmadı" dedi.
"McKinsey skandallarla iflas eden bir şirketin de danışmanıydı"
Amerikalı McKinsey şirketinin daha önce iflas eden Enron şirketinin de danışmanlığını yaptığını belirten Öztrak, "Berat Albayrak ABD'de bir açıklama yaptı. Dedi ki, "Biz bu Orta Vadeli Program hedeflerinin izlenmesiyle ilgili kurmuş olduğumuz Kamu Maliyesi ve Dönüşüm Ofisi ile ilgili danışmanlık görevini McKinsey adlı firmaya verdik" dedi. Şimdi McKinsey 16 bakanlığın temsilcisi. Tüm hedefleri ve sonuçları 3 ayda bir kontrol edecek dendi. McKinsey bir yönetim danışmanlık şirketi ama Mckinsey aynı zamanda geçmişte büyük skandallarla iflas eden Enron şirketine de danışmanlık yapmış olan bir şirket. Hatırlayalım OVP ne diyordu, dolardaki sıçrama ABD hükümetinin yaptırımları nedeniyle meydana geldi deniyordu. Şimdi OVP'nin hedeflerini bir Amerikan şirketi denetleyecek. Bunu da Türkiye'de değil ABD'deki Amerikalı iş adamlarına bir müjde olarak söylüyorlar. İşi evirip çevirmeye ihtiyaç yoktur. McKinsey, Türkiye Cumhuriyeti hazinesine kayyum olarak atanmıştır" ifadelerini kullandı.
"McKinsey, devlet hazinesinin en mahrem yerlerine kadar gidecek"
Geçmişte orduda kozmik oda vakasının yaşandığını ve şimdi de Türk maliyesinde, hazinesinde kozmik oda vakasının yaşanmak üzere olduğunu ileri süren Öztrak, "AKP iktidarının şöyle bir huyu var. New York'ta doğruları söylüyorlar Ankara'ya gelince şaşıyorlar. Bu çerçevede de McKinsey şirketiyle ilgili açıklamayı damat yaptı. Buna baktığımızda açıkçası Türkiye Cumhuriyeti'nin bir bürokrasisi var. Bu bürokrasi yıllardan beri bu ülkeye hizmet ediyor. Ama bu bürokrasiyi bir yana bırakıyorsunuz, o tecrübeyi de bir kenara itiyorsunuz dışarıdan bir tane danışmanlık şirketine bu işleri veriyorsunuz. Çok açık söyleyeyim, bu yönetim kurullarına yapılana atamalar, bakanlıklara damadın atanması, yine bu şirketin getirilip danışman olarak tutulması Türkiye'nin adeta bir aile şirketi gibi yönetildiğini gösterir. Ne yapacak bu McKinsey şimdi? Hedeflere bakacak, sonuçlara bakacak, sonuçları yeterli görmeyecek devlet hazinesinin en mahrem yerlerine kadar gidecek ve oralardan bilgi almak isteyecek. Sonra bunları tamamen kendisinde tutacak, kimseyle paylaşmayacak. AKP iktidarında daha önce orduda bir kozmik oda vakası yaşamıştık. Şimdi de Türk maliyesinde, hazinesinde bir kozmik oda vakası yaşamak üzereyiz. Burada şu soruları da mutlaka sormamız gerekiyor. Bu şirkete danışmanlık görevi verilirken bir ihale yapılmış mı? Yoksa bu da AKP'nin huy edindiği, usul halinde getirdiği adrese teslim ihalelerden birisi midir? İhale yapıldıysa ve bir sözleşme neticesinde çalışılıyorsa bu kuruluşa kaç lira para ödenecektir. 2015'ten bu yana devletin bir bürokrasisi var ama danışmanlık hizmetlerine 70 milyar Türk lirası ödenmiş. Bu senenin ilk 8 ayı dahil ödeme 70 milyar lirayı aşmış. Dolayısıyla bu kuruma ne kadar para ödeneceği konusunda mutlaka kamuoyunun bilgilendirilmesi gerektiğini düşünüyorum" şeklinde konuştu.
"Mckinsey IMF'den de beterdir"
IMF'nin yönetiminde bir Türk temsilci bulunduğunu ancak Mckinsey'de böyle bir durum olmadığını belirten Öztrak, "Açıkçası bu Mckinsey IMF'den de beterdir. Mckinsey'in yönetiminde Türkiye yok. IMF'nin yönetiminde Türkiye'den bir temsilcisi vardır. IMF bizim de ortağı olduğumuz bir kuruluş. Ama bu Mckinsey "Ben beğenmedim bu işi. Bu rakamlarda sorun var" dediği andan itibaren ciddi sıkıntı çıkacaktır. "Bu rakamları başka bir yerde kullanma" dediğimiz zaman ne kadar buna uyacaktır? Bu konularda çok dikkatli olmak gerekiyor. Bu Türk bürokrasisi açısından iyi bir durum değildir. Türk bürokrasisinin yabancı bir kuruluşa denetlendirilmesi, Türk bürokrasisinin yapacağı işleri bir yabancı kuruluşa yaptırması, her gün ağızlarından yerlilik ve millilik sözleri düşürmeyen bu yönetimin herhalde ne kadar yerli ve milli olduğunu ortaya koymaktadır. Bu gerçekten Türk ekonomi yönetiminin vesayet altına alınmasıdır. Türk bürokratlarının da şevkini kırar. O nedenle bu projeden vazgeçilmesi lazımdır. Bu işleri denetleyecek bir sürü yerli firma var. Bir zamanlar derecelendirme kuruluşlarına demediğiniz kalmadı. ABD yönetiminin almış olduğu tedbirlerin Türk lirasının değer kaybetmesinde etkili olan ABD'nin yaptırımları derken, şimdi Türkiye'nin uygulayacağı programı götürüp bir ABD'li firmaya teslim ediyorsunuz. Buna açıkçası bu ne perhiz bu ne lahana turşusu derler" dedi.
"İktidarın yaklaşımıyla bu kriz 6 yılda çözülmez"
Krizin 6 ayda çözülebileceğini ancak hükümetin mevcut yaklaşımıyla krizin 6 yılda çözülemeyeceğini söylen Öztrak, "Geçtiğimiz hafta da konkordatolar devam etti. Bir yemek firmasının dahi konkordato ilan etmek zorunda kalması aslında bu Türk lirasının değerindeki hareketlerin ne kadar ekonominin gerçek durumunu yansıtmadığını açıkladığını düşünüyorum. Diğer taraftan faizlere baktığınız zaman da faizler geçtiğimiz hafta artmaya devam etti. Türkiye'nin çok ciddi sorunları var. Hep söylediğimiz gibi eğer bu ülkenin gerçek sorunu olan güven problemini çözecek bir programı ortaya koyamazsanız, kredibilite meselesini halledemezseniz, Türkiye'deki bu sıkıntı giderek daha da artacak demektir. Bu kriz aslında 6 ayda çözülür. Ama iktidarın mevcut yaklaşımıyla, Cumhurbaşkanı'nın, tek adamın mevcut yaklaşımıyla bu krizin 6 yılda çözülmesi mümkün değildir. OVP'ye de baktığınızda Türkiye'nin gerçekten büyümesinin son derece düşük tutulduğunu da görürsünüz. Büyümeyi düşük tutarak bu meseleyi çözmek, gerçekçi olduğunuzu iddia ederek bu meseleyi çözmek mümkün değildir. Bir an önce ekonomide alınması gereken önlemler alınmalıdır. Ne alınacak diye merak ediyorlarsa krizin başında genel başkanımızın açıklamış olduğu 13 maddeye baksınlar, orada yapılacak şeyleri hangi hatta hareketin izleneceğini gayet açık seçik göreceklerdir" dedi.