İstanbul Kartal'da meydana gelen olayda, iddiaya göre, 29 Mayıs sabahı A.U., ağabeyinin annesinden aldığı değerli mücevher ve takıları istedi. Duruma çok öfkelenen ağabey A.U'ya ağır şiddet uyguladı.
A.U. ayrıca anne ve babasının yaşadığı evi de kendisinden sakladığını iddia ederek, "Bir ay süreyle evi benden sakladılar. Ben bakıcıyla her gün konuşuyordum 'Annem nasıl, babam nasıl?' diye. Adresi benden sakladı" dedi.
A.U, şunları söyledi:
"Babam çok ağırlaştığı zaman beni çağırdılar. O günden itibaren hiç bırakmadım onları. Babam birkaç gün sonra yataktan yuvarlandı boynunu kırdı. Hastaneye kaldırıldı ve hastaneden çıktı. Abim bakımevine yatırdı tüm itirazlarıma rağmen. Orada ciddi anlamda işkence gördü. Benim babam boynunun kırılmasını dahi atlattı çıktı, bakımevine girdi, 6 günde komaya girdi bir daha kurtarılamadı. 3 Şubat tarihinde babam vefat etti ,Babam vefat edince ben artık annemin peşine geldim. 6 aydır bilfiil anneme bakıyordum. Dedim ki bakıcı olsa da olmasa da ben anneme bakacağım. Asla ne bir bakımevine bırakırım ne bir huzurevine bırakırım. Annemin huzurevlik birşeyi yoktu zaten. Yaştan sebep akli melekeleri yerinde değil. Demans dediğimiz bunama hastası. 91 yaşında. Annemle beraber yaşamaya başladım. Oğlu da 15 günde bir, ayda bir 5-6 dakika uğruyordu. Her bir işini yaptım annemin. Altını da temizledim, yemeğini de yedirdim. Çünkü bana kolaylık sağlıyor annem. Ağzını açıyor, gülüyor, neşeleniyor."
''KAPIYI AÇMAMLA YÜZÜME BİR YUMRUK İNDİRDİ''
A.U., ağabeyi Murat U.'nun kendisini darp ettiğini söylediği günü ise şöyle anlattı:
"29 Mayıs tarihinde o ara bir bakıcı bulmuştuk yine. Bakıcı izinliydi ben Kartal'da annemin yanındaydım. Ağabeyim sabah erkenden eve geldi. Kendisine 'Keşke annemin ziynetlerini ortaya çıkarsanız, parasını ortaya çıkarsanız. Hiç olmazsa kadının kendi parasıyla gerekli teçhizat eve alınır. Dolayısıyla anneyi üzmeyiz, birbirimizle de kavga etmeyiz. Bunları ortaya çıkartın' dedim. Kabalaşmaya başladı. Baktım ki annemin tansiyonu çıktı. Dedim ki sen artık git. Çıktı gitti. Bir dakika geçmedi, kapı tekmelenmeye başladı. Kırılacak gibi kapı tekmeleniyor. Kapıyı açmamla birlikte yüzüme bir yumruk indi. Feci bir yumruk indi. Ben neye uğradığımı şaşırdım. Yere düştüm, habire başıma yumruk atıyor. Tekrardan tutuyor, bir yumruk daha atıyor. Bu şekilde belki 10-15 tane yumruk attı. Kendisi doktor, bilir ki başa alınan darbe çok tehlikelidir, hayati tehlike yaratır insanda. Ölümcüldür. Ben toparlanamadan bu sefer tekmeler atmaya başladı. Sağ akciğerime gelmiş, sonradan öğrendim. Beni aldı böyle duvarlara vurmaya başladı. Korkuluklar var dökme demirden, hırsını alamadı başımı oralara çarpmaya başladı. Her tarafa kan sıçramaya başladı. Başımdan aşağıya oluk gibi kanlar akmaya başladı.
''MAKASI GIRTLAĞIMA DOĞRU SAPLAMAYA BAŞLADI''
Annem konuşamıyor, hiç ses çıkartamıyor. Fakat eliyle bacaklarını dövüyor. Ağlar gibi, inler gibi sesler çıkartıyordu. Annemin bezlerini kesmek için kullandığımız çok keskin bir büyük terzi makası var. Makası aldı, 'seni öldüreceğim' diye gırtlağıma doğru saplamaya başladı, kafamı çevirdim. Boğazıma girmedi ama bu sefer şakağımın üstüne girdi, çizdi. İç kanama geçirmişim.
KOMŞULAR ELİNDEN KURTARDI
Baktım bu beni öldürecek 'polis, polis' diye bağırmaya başladım. Neyse ki üst kat komşum eşiyle yürüyüşe çıkıyormuş, onlar duydular. Yetiştiler. Kadın koştu geldi 'ne yapıyorsun sen' dedi. Kocası koştu. Elinden makası aldı. 'Ne istiyorsun' dediler, dedi ki 'sinirlendim vurdum.' 'Kardeşim sen hasta mısın, öldüreceksin kadını' dediler. Bunu uzaklaştırdılar."
TALİHSİZ KADIN 10 GÜN RAPOR ALDI
Ardından 112 ve 155'i aradıklarını söyleyen A. U., "Polis geldi. 112 beni hastaneye götürdü. Covid süreciydi, hayati tehlikem olduğu için beni aldılar. Akciğerimin söndüğünü ancak balonla açılabileceğini söylediler, kafa travması geçiriyormuşum. 3 gün kaldım. 10 günlük rapor verdiler. Tutmuş o 10 günlük süreyi annemin vesayetini almak için değerlendirmiş. Aldı vesayeti, geçici vesayet çıkartmış. O evde anneme kendisinin baktığını ifade etmiş. Benden hiç bahsetmemiş, olaydan hiç bahsetmemiş. Sebep annemin gayrimenkulleri. Eski parayla 1.5 trilyon değerinde. Altınları var. Babamdan kalma bir miktar parası var. Çok çok büyük para değil ama aç gözlü olan için çok büyük para" iddiasında bulundu.
HEKİM OLAN AĞABEY SERBEST KALDI
Olaydan dolayı ağabeyinin karakolda 2 saat içinde serbest kaldığını söyleyen A.U., "Ben tutuklu yargılanacağını düşünüyordum, ölmek üzereyim orada. Polis merkezinden 2 saat içinde salıverildiğini duydum. 20 gün oluyor savcılık ifadesini dahi almadı. Madem süreç bu kadar uzuyor, tutuklansın o zaman. 4 ay benim bulunduğum eve yaklaştırılmama kararı alındı" dedi.
Savcılık kararıyla annesinin yaşadığı eve gittiğini, iki gün sonra ağabeyinin polisle gelerek annesini götürüp bakımevine yerleştirdiğini söyleyen A.U., raporunun 12 Haziran tarihinde bittiğini, aynı gün annesinin vesayeti için Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvurduğunu belirterek, "12 Haziran'da gittim ve başvurdum mahkemeye. Bir baktım ki bu olayın faili, vesayeti o sabah almış. Biz itiraz ettik, davalar birleştirildi. Ben anneme kendim bakmak istiyorum. Bakımevlerinde Covid kapmasını istemiyorum" dedi.
DAVASI BUGÜN GÖRÜLECEK
Murat U. ile A.U., Anadolu Aile Mahkemesi'ne karşılıklı başvurarak birbirleri hakkında karşılıklı koruma kararı aldırdılar. Mahkeme, A.U.'nun Murat U.'dan 4 ay, Murat U.'nun da A.U.'dan 2 ay korunmasına karar verdi. İstanbul Anadolu 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvuran Murat U., annesi A.S.U.'nun geçici vasiliğini aldı. A.U., vasiliğe itiraz etti. 3. Sulh Hukuk Mahkemesi bilirkişi atadı. Taraflarla ve tanıklarla görüşen bilirkişi, hem Murat U.'nun hem de A.U.'nun annelerini sevdiğini belirterek, vasiliğin Murat U.'da kalabileceği yönünde rapor düzenledi.
HEKİM HAKKINDA SORUŞTURMA BAŞLATILDI
A.U.'nun şikayeti üzerine Murat U. hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 'yaralama' suçundan başlatılan soruşturma sürüyor.