Pedofili nedir? Ne demektir? Pedofili hastalığı kimlerde görülür? Belirtileri nelerdir? soruları son günlerde iğrenç olayların gündeme gelmesiyle birlikte sıkça aratılıyor. Müge Anlı'daki küçük Ecrin olayı ve Abdullah Şevki isimli yazarın kitabındaki sapıklıklar sonrası işte merak edilen pedofili hastalığı...
Pedofili nedir? Ne demektir? Pedofili hastalığı kimlerde görülür? Belirtileri nelerdir?
Birçok insan, pedofilleri; çirkin, yaşlı, izbe yerlerde saklanan ve sokaklardan geçen çocukları seyreden adamlar olarak düşünür. Ancak acı gerçek şu ki; pedofiller, bazen komşularımız, bazen güvendiğimiz arkadaşlarımız, bazen bir din adamı, bazen çocuk bakıcıları, öğretmenler, doktorlar, politikacılar, cemaat liderleri ve hatta aile bireyleri olabiliyor.
Yeni çıkarılan cinsel suçlu açıklama yasaları, mahkum olmuş cinsel suçluları takip eden kuruluşlar, web siteleri ve özellikle de pedagoji ile ilgili yapılan daha fazla araştırmalar ile pedofili tanımı gündelik hayatımızdaki yerini büyütüyor. Ancak ne var ki; toplumun bir kesiminin çabalarına rağmen çocuklar, cinsel istismarcılara karşı hâlâ savunmasız haldeler. Hatta daha da kötüsü, son günlerde ortaya çıkan yeni tartışmalar çocuk istismarcılarının elini güçlendirmeye de devam ediyor.
Pedofiliye yönelik dikkatin artmasıyla, pek çok insanın aklına da hastalığa nelerin sebep olduğu, bu durumun karakteristikleri ve istismarcılara ne tür bir tedavinin uygulanabileceği gibi sorular geliyor. Peki pedofili nedir? İnsanlar pedofili olmayı seçerler mi yoksa bu şekilde mi doğarlar?
PEDOFİLİ NE DEMEK?
The American Psychiatric Association’s Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (DSM-IV); pedofiliyi; en az altı ay boyunca tekrarlayan cinsel fanteziler, dürtüleyici istekler ya da bir çocukla cinsel etkileşimi içeren davranışlar olarak tanımlıyor. Çoğu vakada, pedofili, en az 16 yaşında ve çocuktan en az 5 yaş büyük olmayı içerir. Pedofil bireyler, kendilerinden küçük çocuklara dair cinsel istismar dürtüsünü barındırırlar.
PEDOFİLİ NASIL ANLAŞILIR?
Pedofil bireyler, çeşitli şekillerde sınıflandırılabilir. Pedofili, kişiye özgü ya da kişiye özgü olmayan biçimde karakterize edilebilir. Kişiye özgü pedofiller yalnızca çocuklara ilgi duyarlar. Bu kişiler, ergenliğine girmemiş çocuklara ilgi göstermezler ve bu istek, çocukların yokluğunda da uzun süre devam eder. Kişiye özgü olmayan pedofiller ise hem yetişkinlere hem de çocuklara ilgi duyarlar. Erkek pedofillerin büyük çoğunluğu, çocuklarla homoseksüel ya da biseksüel bir cinsel ilişki arzusundadır, yani bu kişiler yalnızca erkek çocuklara ya da hem erkek hem de kız çocuklara ilgi gösterebilirler 1.
Birçok insan, pedofil bireylerin yalnızca erkekler olduğunu düşünür. Ancak, pedofiliye dair vaka analizleri kadın pedofillerin de olduğunu ortaya koyuyor. Her ne kadar bu durum nadir görülse de, pedofili tanımına uygun düşen kadınlar da erkekler ile benzer mental sapmalar gösteriyor. Fakat, erkek ve kadın pedofiller arasında bazı farklılıklar da söz konusudur. Pedofili eğilimi gösteren kadınlar genellikle psikiyatrik hastalıklar ya da madde bağımlılığı problemleri yaşayan bireylerden oluşur. Bununla birlikte, erkeklerle karşılaştırıldığında, kadınların çocuklara dair cinsel istismarı görece daha fazladır.
PEDOFİLİ NEDEN OLUR?
Pedofilinin etiyolojisi (sebep bilgisi) hem biyolojik hem de çevresel faktörlere bağlanabilir. Vaka çalışmaları serebral yani beyindeki işlevsizlikler, pedofili için bir katkı ya da baskın faktör olabileceğine işaret ediyor 2. Kendini kontrol etmede yaşanan sorunlar, aşırı dürtü ve bilişsel sapmalar birer örnek olarak gösterilebilir. Birçok uzmana göre, cinsel tercihleri belirleyen hastalıklar, insan gelişimi için kritik bir süreç olan çocukluk deneyimlerinden kaynaklanır3. Pek çok vakada da, cinsel istismarcıların, çocukluklarında yaşadıkları travmatik deneyimlerin izlerini taşıdığı görülmüştür.
Daha açık bir biçimde ifade edersek, pedofillerin, çocukluklarında istismara uğramış olmaları muhtemeldir. Çocukken, bu durumu kontrol etme yetisinden yoksun olmalarından, çocuklara cinsel saldırılarda bulunarak travmaları yeniden yaşamak isterler ve bunda usta olma amacı taşırlar. Tam bir rol değişikliği yaşamaları, onları üst seviyeye çıkarır ve mağdur rolünde olmalarını engeller. Genel anlamda da, serebral disfonksiyon (beyindeki işlevsizlik), travmatik gelişim, cinsel istekler ve çocuklara duyulan cinsel ilgi giderek kişinin sinir sisteminde yerleşik hale gelir.
Beynin Rolü
Pedofil bireylerin beyinlerinde yapısal anormallikler olduğunu gösteren önemli deliller mevcuttur. Beyin gelişimi sırasında ortaya çıkan bu anormallikler belirli deneyimler ile -örneğin, çocukken istismara uğramak gibi- zihindeki yerini alır. Pedofil bireylerin beyinlerindeki anormallikler; zorlanmaya, muhakeme zayıflığına ve tekrarlı düşüncelere sebep olabilir.
Beyindeki bu anormallikler, erken nörogelişimsel bozulmalardan kaynaklanır4. Fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) tekniği ve pozitron emisyon tomografisi taramaları (PET) kullanılarak, pedofil bireylerin beyinlerinde, frontal ve santral bölgelerde anormallikler olduğu belirlendi. Daha da özelleştirirsek, santral striyatumdaki gri maddede hacimsel azalma söz konusudur. Sonuç olarak da, beynin ödül merkezleri, orbital frontal korteks ve beyincik, etkilenen kısımlardır5.
Beyindeki bu bölgeler, bağımlılık davranışında önemli bir role sahiptir. Ödül merkezleri, ödül sinyallerinin ve ödül beklentisinin merkezi aracılarıdır. Striyatum ve orbito frontal korteks ise bu ödül sistemlerini kontrol eder. Sonuç olarak da, ödül eksikliği karmaşası, kompülsif ve bağımlılık davranışlarında yer alan dopamin nörotransmisyonunu bozmaktadır.
Frontotemporal işlevsizlikten kaynaklı, pedofili, obsesif-kompülsif spektrum aralığına düşen psikiyatrik hastalıklarla benzer nöral karakteristikleri paylaşır. Bu dürtüsel hastalıklar; patolojik kumar, kleptomani ve hatta Tourette sendromunu da içerir. Bu iddia üzerinde tartışmalar sürse de6, fizyolojik ve genetik örtüşmelerin varlığına dair önemli deliller mevcut. Yapılan çalışmalar, özellikle frontostriyal devrelerdeki değişikliklerin, obsesif-kompülsif davranışa neden olan önemli bir anormallik olduğunu göstermiştir. Pedofiller, dürtülerini kontrol etme yeteneğinden yoksun oldukları için uygunsuz davranmaya ve zayıf muhakemeye sahiptirler.
Bu yapısal değişiklikler, pedofil birisi tarafından sergilenen anti-sosyal davranışların temelini oluşturmaktadır. Pedofiller, tekrarlı düşüncelerle ve dürtülerle yüklü haldedirler. Sonuç olarak da, bu istekleri toplumsal olarak kabul edilemez olan ve hatta -bir zamanlar- yasadışı olan davranışlarla yerine getirmeye çalışmaktadırlar. Çoğu pedofil, bu ahlâksız davranışlarından sonra utanç ve suçluluk ifade eder, çünkü nörolojik işlev bozuklukları, duygularla değil kesinlikle dürtülerle ilgilenir7.
Bir Tedavisi Var Mı?
Birçok rahatsızlık veya hastalık gibi, pedofilinin de tam bir tedavisi yoktur. Pedofili ile ilişkili cinsel dürtüler hiçbir zaman kalıcı olarak kaybolmayabilir, dolayısıyla da günümüzdeki tedaviler de, başka suçları önlemeye odaklanmaktadır.
Pedofiller üzerine kapsamlı bir araştırma yürüten Yuli Grebchenko; pedofilinin hayat boyu süren bir hastalık olduğunu, dolayısıyla da hayat boyu süren bir tedavi sürecinin uygulanması gerektiğini belirtiyor8. Son yıllardaki araştırmalar, psikoterapi ve farmakoterapinin, pedofili hastası birine en etkili tedaviyi sağlayacak şekilde birleştirilebileceğini ortaya koyuyor9.
Terapi, travmatik olayları, özellikle de istismar eden birinin çocukluğunda olanları tartışmayı içerir. Terapi ayrıca, hastaların, çocuklara yönelik zararlı davranışlara girmeye teşvik eden durumları belirlemelerine yardımcı olmayı hedeflemektedir.
Pedofili için üç standart farmakoterapi tedavisi; seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI), luteinize edici hormonu salgılatan hormon (LHRH) ve leuprolid asetat (LA) dır10. Bu farmakoterapi tedavileri, vücudun belirli hormon ve kimyasallarını hedef alır, ancak çeşitli yan etkileri vardır. SSRI’lar daha az şiddetli vakalarda etkilidir ve hastalar sıklıkla sadece cinsel yan etkilere maruz kalırlar11. Daha ciddi durumlarda, LA, testosteron düzeyini, pedofili dürtülerle birlikte aşırı derecede düşük seviyeye düşürebilir. LA tedavisi biraz tehlikeli olmakla birlikte, çok etkili olduğu bulunmuştur12. En yeni tedavi ilacı olan, LHRH ise görsel cinsel uyaranlara karşı sinirsel yanıt vermeyi azaltır ve çok az yan etkiye sahiptir13.
Günümüzde
Çoğu insan, pedofilinin toplumlarında veya evlerinde var olduğunu inkar etmektedir. Bununla birlikte, pedofiller, zorlayıcı davranışlarını sürdürmeye uzun bir süre de devam edeceklerdir. Bu kişiler, çeşitli dini örgütlenmelerde, vakıflarda, çocuklarla yakın ilişkiler kuran organizasyonlarda gönüllü olarak yer almaya ve potansiyel kurbanlarıyla etkileşim kurabilmenin farklı yollarını aramaya devam edeceklerdir. Çoğunlukla da, kendilerini, çocuklarla kolaylıkla etkileşim kurabilecekleri konumlara yerleştirmektedirler.
İnternet, bu anlamıyla çocuklar üzerinde avlanmanın ortak bir alanı haline gelmiş durumda. Bugün, hep daha fazla çocuk, sosyal medya hesapları kullanmaya başlıyor. Sosyal medya, insanları birbirine bağlamaya yardımcı olmak için bir sosyal ağ görevi görmesine rağmen, kişinin kişisel bilgilerini gösteren bir profil oluşturması, dolaylı olarak pedofillerin bir sonraki kurbanını bulmalarına yardımcı olabilir. Pedofiller, daha sonra çocuklarla arkadaş olabilir ve kurbanlarını sahte bir güven duygusuna yönlendirerek, tuzağa düşürür. Bazı pedofiller, başkalarını –örneğin, bir sınıf arkadaşını– taklit etme davranışı gösterebilirler. Bazıları da çocuklarla arkadaşlık kurar ve toplantı saatleri ve yerleri düzenleyerek cinsel arzularını yerine getirebilirler.
Sonuç
Pedofili, birçok altta yatan faktörü olan kompleks bir hastalıktır. Bunlar, beynin gelişimindeki bozukluklardan, çocukken cinsel istismara uğrama veya tecavüz gibi belirli travmatik deneyimlere kadar değişkenlik gösterir. Pedofili için kesin bir tedavi olmamasına rağmen, bu hastalığa sahip kişilerin dürtü ve davranışlarını denetlemelerine yönelik önlemler alınabilir. Toplumun bu hastalığın ve günlük yaşamdaki yaygınlığının daha fazla farkında olması gerekiyor. Çocuklarla meşgul olan herkes pedofili değildir, ancak pedofillerin yaşamın çeşitli alanlarındaki uzantıları düşündüğümüzden çok daha fazladır.
Abdullah Şevki kimdir? Nerelidir? Zümrüt Apartmanı kitabı sapık sayfalar oku!
Abdullah Şevki, Zümrüt Apartmanı kitabıyla tepki çekiyor! Sosyal medyada bir anda infial yaratan Abdullah Şevki isimli yazar, Zümrüt Apartmanı kitabında yer alan "pedofili" içerikli cümlelerle büyük bir skandala imza attı! Edebiyat Ve Yorum, Yanlış sevilen ülke: sivil şiir gibi kitapları olan yazar Abdullah Şevki'nin son kitabı Zümrüt Apartmanı'nın bir sayfasında küçük bir çocukla yaşanan cinsel ilişkiyi şehvetle anlatan cümlelere yer verilmesi sosyal medyayı karıştırdı!
Abdullah Şevki kimdir, nereli, kaç yaşındadır soruları sorulmaya başlandı.
ABDULLAH ŞEVKİ KİMDİR, NERELİDİR?
Zümrüt Apartmanı kitabında büyük bir skandala imza atan yazar Abdullah Şevki'nin özel hayatıyla ilgili net bilgilere henüz ulaşılamadı. Ancak pedofili içerikli sayfayla gündeme gelen Abdullah Şevki ve kitabı Zümrüt Apartmanı kitabı için suç duyurusunda bulunuldu! Sosyal medya Abdullah Şevki'nin Zümrüt Apartmanı kitabındaki pedofili içerikli satırlarla çalkalanıyor! O satırlar diğer haberimizde yer almıştı.
Abdullah Şevki ile ilgili detaylara ulaştıkça bu sayfadan sizlere aktaracağız. Çocuk cinayetlerinin her geçen gün arttığı ve türlü pisliklerin yaşandığı günümüzde bu tür kitap ve yazarların aklanmaması umuduyla...
ABDULLAH ŞEVKİ'NİN KENDİ YAZDIĞI BİYOGRAFİSİ...
İstanbul doğumlu. Ankara Üniversitesi SBF mezunu. İktisat ve Felsefe dallarında yüksek lisans çalışmaları var. İlk şiiri 1980 yılında, Oluşum Dergisi’nde yayımladı. Uzun süre yurtdışında çeşitli kamu görevlerinde bulundu. Halen İngilizce ve Fransızca dillerinde çevirmenlik yapıyor. Eski, Agora, Berfin Bahar, Kum, Şair Çıkmazı, Şiiri özlüyorum, Ünlem vb. gibi birçok yazın dergisinde şiir, şiir çevirileri, eleştiri, deneme, araştırma ve öyküleri yayımladı. Yazın çalışmaları sürdürmekte.
ABDULLAH ŞEVKİ, ZÜMRÜT APARTMANI KİTABI OKU
Abdullah Şevki, Kurgu Kültür Merkezi Yayınları etiketiyle yayınlanan Zümrüt Apartmanı kitabında, pedofili içeren, okuyanları iğrendiren satırların yer aldığı ortaya çıktı.
O satırlarda çok küçük bir çocuk ile yaşanan cinsel ilişki, şehvetli bir biçimde anlatılıyordu. Bu satırlar sosyal medyada infial yarattı. Halen çeşitli internet sitelerinde satışı devam eden kitabın, derhal toplatılması talep edildi.
HUKUKÇULAR HAREKETE GEÇTİ
Avukat Umur Yıldırım, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu ve kitabın toplatılmasını istedi. Eskişehir Barosu da aynı yönde bir başvuru yapmak için hazırlanıyor.
PEDOFİLİ NE DEMEKTİR?
Pedofili cinsel sapkınlıklar (parafili) içerisinde yer alan ruhsal bozukluklardan biridir. Cinsel sapkınlıklar cinsel eşin onayı olmadan insana özgü normal kabul edilen cinsel eylemlerin dışında kalan cinsel eylemler olarak tanımlanır.
Pedofilide cinsel açıdan uyarıcı olan obje çocuklardır. Bu bozukluğu olan bireyler çocuklara karşı cinsel ilgi duyar ve bunu engelleyemez. Bu kişilerde pedofili dışında başka cinsel sapkınlıklar da mevcuttur. Bunlar;
gözetlemecilik bozukluğu (başkalarını özel etkinliklerde gözetlemek),
göstermecilik bozukluğu (cinsel organları sergilemek),
sürtünmecilik bozukluğu (izni olmayan bir bireye dokunmak veya sürtünmek),
cinsel mazoşizm bozukluğu (küçük düşürülme, esir edilme veya acı çektirmeye maruz kalmak),
cinsel sadizm bozukluğu (küçük düşürmek, esir etmek veya acı çektirmek),
pedofili bozukluğu,
fetişizm bozukluğu (canlı olmayan öğeleri veya vücudun cinsel olmayan bir organını cinsel açıdan odak haline getirmek) ve karşıgiyim (travesti) (karşı cinse ait kıyafetler giyerek cinsel açıdan uyarılma) bozukluğudur.
PEDOFİLİ NEDEN ORTAYA ÇIKAR?
Nedenlerinden birinin çözülmemiş ödipal çatışmalar olduğu düşünülür. Bununla birlikte nedenleri tam olarak bilinmemektedir.
Hasta olduğunun farkında olan, suçluluk duyan, alkol-madde kullanımı olmayan, bu sapkın fikrinin yanısıra normal bir ilişkisi de olan bireylerde tedavi şansı daha fazladır. Ancak bir kısım kişi de tedaviye yanıt vermez.
Pedofilinin sıklığı tam olarak bilinmese de hiç de azımsanmayacak kadar çok olabileceği, toplumda yüzde 1'lerden fazla oranda olabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle çocukları zamanında bilgilendirmek önemlidir.