Türkiye, Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki depremin ardından bu kez Hatay'ın Defne ilçesinde 6.4, Samandağı ilçesinde 5.8 büyüklüğünde meydana gelen iki depremle sallandı. Söz konusu depremler İstanbul'da beklenen depremi yeniden gündeme getirdi. Bu konuda farklı açıklamalar bulunuyor. Prof. Dr. Naci Görür ile Prof. Dr. Celal Şengör depremin 7 ve üzerinde olacağını zamanın daraldığını ifade ederken Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'un açıklaması tüm tabuları yıktı.
İstanbul depremi fikrinin ortaya atan ABD'li jeofizik uzmanı Ross Stein'in yaptığı hatalı açıklamayı kabul ettiğini ifade eden Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, "Ross Stein dahi hatalı açıklamalarını kabul edip, 6.5 şiddetinde bir depremin o da ancak yüzde 1-2 ihtimalle olabileceğini ifade ediyor ancak Türkiye'deki bazı profesörler ilk açıklamayı baz alıp bu yeni açıklamaları görmezden geliyorlar" dedi.
Silivri-Yeşilköy arasındaki 50 km'lik kırılmayan fay ile ilgili değerlendirme yapan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, söz konusu fayın büyük deprem üretemeyeceğini belirterek, "Derinlik 7 km. Fakat orada fay iki parça, birbirleriyle bağlantılı değil, atlamış faylar. Dolayısıyla bunlar bir seferde kırılmaz. İkinci fay dediğimiz Büyükçekmece-Yeşilköy arasındaki fay aktif değil" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE’DE FAYLAR YAPILAŞMAYA ÇOK YAKIN"
Üşümezsoy sözlerine şöyle devam etti:
"Japonya’da evler faya 500 km uzaktadır. Bu mesafede, bir deprem dalgası yapıya daha geç gelir. Bu da zaman kazanmak demektir. Bu sayede gaz, su ve elektrik kesilir. Ayrıca depremin şiddeti de azalır. Fakat Türkiye’de faylar yapılaşmaya çok yakın… Deprem dalgası, saniyede 6 km gelir. 60 km’den geçen bir fayı düşünürsek, 10 saniyelik bir hareket şansı vardır. Arkadan yıkıcı dalga geliyor yani. Yalova, Çınarcık ve İmralı’ dan kırılacak bir fayda 10 saniyemiz var. Fakat Adalardan kırılacak faydan hiçbir şans yok. 15 km ara var çünkü. 3 saniye kadar bir hareket süresi var… İmar planı yapılırken bunları dikkate almak gerekiyor. Bunun için de planlama yapılırken, bizlerin de o masada olması şarttır."
"7’NİN ÜZERİNDE BİR DEPREM ÜRETMEZ BURADAKİ YAPI"
İstanbul için beklenen bir deprem olmadığını ifade eden Üşümezsoy şunları kaydetti:
" 99 depreminde açıklamıştım İstanbul’da yıkıcı bir deprem yok diye. Çeşitli gazete manşetlerinde benim sözlerim halen yayınlanıyor. O gün Aktüel gazetesinde dedim ve halen diyorum, 'Beklediğimiz yüzyıl depremi buydu (99 depremi). Bundan sonra Marmara’da büyük yani yıkıcı bir deprem yok.' O dönem yine farklı sesler,' Adalar kırılmadı, kırılacak ve büyük deprem olacak' dedi. Ben fayın Yalova-Çınarcık tarafından gittiğini söyledim. Bu konuda da görüşüm doğru çıktı. Ben o dönem Düzce’de deprem riski olduğunu açıkladım. Söylediklerimi 1 ay sonra Düzce Depremi doğruladı. Bir de o dönem Tekirdağ kuzeyinde bir depreme dikkat çekmiştim. Fakat Tekirdağ kuzeyindeki fayın ( Tekirdağ – Silivri arası ) 1912 tarihinde kırılmış olduğu ortaya çıktı. 1894’teki deprem, Yalova – Çınarcık kıyısını yani Yeşilköy’ün açıklarına kadar kırmıştı. Bu bilgiler de Marmara Denizinde 99 depremi öncesi 2 tane büyük kırılmanın olduğunu göstermişti. Biri 1894’te 60 km Yalova – Çınarcık arasında ( bu kırılma 50cm kadar kırıldı. ) diğeri de 1912’de 60 km Tekirdağ – Silivri arasında olarak 2 büyük kırılma gerçekleşti. Geride orta sırtta (Orta Marmara) 50 km’lik bir fay kaldı. Yani kırılmayan sadece burası kaldı ve bu bilgi de o dönem deprem araştırmaları yapan gemideki bilim insanları tarafından ilan edildi, 7’nin üzerinde bir deprem üretmez buradaki yapı diye."
"30 YIL İÇİNDE BEKLENEN DEPREMDE BU ÖLÜ FAY ESAS ALINMIŞTIR"
Üşümezsoy, "Kuzeydeki beyaz fay, ölü bir faydır. 30 yıl içinde beklenen depremde bu ölü fay esas alınmıştır. Dolayısıyla ihtimali ile öne sürülen, 30 yıl içinde olacağı beklenen korkutucu bir deprem olmayacaktır. Kısacası Kumburgaz tarafından bahsediyoruz. Kalan fay burada. Burası normal deprem segmentinde yani dediğim gibi büyük deprem üretmeyen bir faydan bahsediyoruz. Bu fay 6,5’lik deprem üretir. 6.5'lik deprem yıkım yapabilir çünkü zeminde heyelanlı yerler var. Burası özel olarak yani zeminin yapısı yüzünden risklidir" dedi.
"YAKIN SÜREDE VE YIKICI DEPREM BEKLEMİYORUM"
İstanbul depreminin konuşulmasına değinen Üşümezsoy, "Nature Dergisi’nde bir yazıyla başladı bu karışıklık" dedi. Üşümezsoy, yazının içeriği hakkında bilgi vererek şöyle konuştu:
"Bu yazıda, Adalar fayı, Silivri’nin kuzeyi ve Tekirdağ’ın kuzeyi olmak üzere 3 fayın, 30 yıl içinde 7’in üzerinde 3 deprem oluşturma riskinin e olduğu söylendi. Burada yazılan model de rahmetli Aykut Barka’nın modelidir. Bu modelde fizik olarak faylara kolon formunda bakıldı ve fayların kırılma ihtimaline, ihtimalen enerji yüklendi. Fay doğru anlaşılmadan, ortaya böyle bir kurgu çıktı. Sonrasında bu modelin yerine biri doğuda, biri batıda, ortasında fay olmayan bir model gündeme geldi. Bu modele göre Tekirdağ ve Adalar fayı kırılacak, bu kırılma 7.4’lük bir deprem üretecek, ortadaki Silivri ve Kumburgaz fayında risk olmayacak, 7.4 lük deprem yüzde 65 ihtimalle 30 yıl içinde gerçekleşecek denildi.
Ama bu modellerin hepsi, Rolando Armijo’nun Marmara denizinin tabanına inmesiyle geçersizleşti. Marmara Denizinin tabanı bilimsel olarak gerçekleri gösterdi. Burada az önce de açıkladığım gibi fayların ne zaman ve nerede kırıldığı, fayların kırılma tekrarları ve üreteceği depremler gün yüzüne çıkmış oldu. Ve Rolando Armijo, bu çalışmalardan önce öne sürülen modellerin, çöpe atılması gerektiğini açıkladı tüm dünyaya. Çünkü konuşulmuş, yazılmış modeller, bilginin ışığında modeller değildi. Sadece olabilirlik üzerine çalışmalardı. Kısacası halen 30 yıl içinde olabileceği söylenen depremler diye bir işleyiş yoktur. Yakın sürede ve yıkıcı deprem beklemiyorum. Bu sözlerim, bilimsel gerçeklere dayanıyor. Marmara denizinde yapılan taban çalışmaları gerçek ve en son yapılan çalışmalardır."
"Bizim yabancı dilde yazılmış açıklamalara karşı bir inancımız, hayranlığımız var" diyen Üşümezsoy, "Ben 5 tane kitap yazdım ve detaylı olarak bilimsel gerçekleri açıkladım. Kaç kişi okudu bilemiyorum… Buna da dikkatleri çekmek istiyorum şu an. Yurt dışında yayınların olması, illa daha güvenli olması anlamına gelmez. Tam da aksine yurt dışı yayınları, hızlı bir şekilde sürekli birbirini çürütüyor. İyi araştırmak işin doğrusudur" diye konuştu.
Naci Görür ve Celal Şengör'ün deprem açıklamalarının zamanla değiştiğini kaydeden Üşümezsoy, "99 depremi sonrasında ben Yalova Çınarcık kırıldı ve fay İmralı’ya doğru gidiyor dedim. Cumhuriyet gazetesi yazdı, arşivden bakın. Celal Şengör '2 ila 10 yıl içinde Bolu’dan başlayıp, Gelibolu’na kadar gidecek Büyük Kıyamet bekliyor İstanbul’u. (Bu 1509 depremi.) Daha sonra İstanbul’dan başlayıp Gelibolu önüne giden Küçük Kıyameti İstanbul’un beklediğini söyledi. ( Bu 1766 depremi ) Bunlar, Marmara denizi tabanı incelenmeden önceki açıklamalardı. Sonra boydan boya 7.8’lik deprem gündeme geldi. 'Adalar fayı, Orta sırt fayı ( Orta Marmara ) , Silivri – Tekirdağ fayı olarak bu 3 fay aynı anda kırılacak, 7.7’lik deprem üretecek” dediler. Bu haber de Hürriyet’te tam sayfa çıktı. Kimler dedi? Naci Görür ve Celal Şengör dedi. Sonra Marmara Denizini incelemek için Türkiye’ye deprem araştırma gemisi geldi. O dönem Naci Görür’ün açıklaması değişti.
Bu açıklamasında Naci Görür: 'En fazla 7’lik deprem olur. 3 ayrı fay var. Adalar fayında olursa en fazla 7’lik olabilir, orta sırt ( Orta Marmara ) ve Tekirdağ – Silivri Fayı birlikte kırılırsa 7’nin biraz üzerinde olabilir ama ayrı kırılırlar bunlar. Dolayısıyla 7’nin altında deprem yaparlar' dedi. Ronald Almijo Marmara Denizinde çalışmalar yapınca ve sonuçlar ortaya çıkınca, Tekirdağ – Silivri fayının kırıldığı, sadece 50 km'lik kırılmayan mesafe kaldığı öğrenilmiş oldu" şeklinde konuştu.
"MARMARA’DA YIKICI DEPREM OLMAYACAK"
Üşümezsoy şöyle konuştu:
"Bu kısaca şu demek. Marmara’da yıkıcı deprem olmayacak. Ben bunları 5 kitabımda da yazdım. Rolando Armijo ayrıca şunu da ekledi. “Marmara’da hiçbir zaman Le Pichon’un söylediği gibi boydan boya bir fay ne geçmişte kırılmıştır ne de gelecekte kırılacaktır.” 8’lik depremi bilmiyorlar korkutan açıklamalar yapan bu isimler. Çünkü 8’lik deprem yaşanan bir yerde, geriye şehir kalmaz, o bölge tarihe karışır. Akdeniz’de ve Ortadoğu’daki 8 lik deprem yaşanan yerler yok oldular. Kısacası bu korku dolu ihtimalleri, bilimsel veriler geçersiz kılmıştır.
“1509 depremi için Ambresey, 7’nin biraz üzerinde ve 70 km’lik bir fay kırılmış.” dedi. Bunun kayıtlarını inceledim ben ayrıca. Bu kayıtlar Galata Kulesinde ve Rumeli Hisarındadır. Bu ikisi temiz kalmıştır. Ayasofta tamir edildiği için örnek göstermiyorum. Ama diğerleri gerçek kanıtlardır. Bir de tsunami söylemleri var. Haliç’te görüldü dedikleri tsunami, depremden en erken 200 yıl sonra yazılmış bu yazılar. Ondan öncesi bir kayıt olmadığı için Büyük Kıyamet tezi çürümüş oldu. Evet İstanbul çok büyük bir deprem görmedi.
Ne zaman nerede deprem olsa, İstanbul deniliyor, korku salınıyor topluma. Ben İstanbul’da bir risk yoktur diyorum. 5 kitabımda da söyledim bu gerçeği ve söylemeye de devam ediyorum."