Almanya ve Fransa liderlerine Doğu Ukrayna'daki ayrılıkçı sözde devletleri tanıyacağını açıklayan Putin, ulusa sesleniş konuşması yaptı.
Bolşevik lider Lenin'in Rusya'yı dezavantajlı bir pozisyona soktuğunu söyleyen Putin konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Belli başlı statü verildi bu devletlere. Bu bir soru getiriyor aklımıza. Neden bu kadar cömert davranıldı? Aynı zamanda cumhuriyetlere, devletten çekilme hakkı verildi. Başlangıçta bu kulağa çılgın eliyor. Bolşeviklerin bir amacı vardı. Koşullar ne olursa olsun bunu yapacaklardı. I. Dünya Savaşı'nın sonu belirleyici olacaktı, dolayısıyla milliyetçilere her türlü imtiyaz verilecekti. Lenin'in prensipleri bu şekildeydi. Bu bir hataydı, hatta hatadan daha da ötesindeydi.
"UKRAYNA'NIN MİMARI LENİN"
Geçmişte olanlar değiştirilemez ama en azından bunların üstüne konuşabiliriz. Bunu dürüst, açık bir şekilde yapabiliriz herhangi bir siyasi amaç gütmeksizin. Hiçbir koşulda biz bir devlet oluşturmanın temelini bu şekilde kuramayız. Kimseyi suçlamıyorum. Geçmişte iç savaş sonrası yaşananlar yaşandı. Devlet bu şekilde oluşturuldu, tarihi bir olguydu, Ukrayna tam da bu şekilde oluşturuldu. Bolşeviklerin politikası olarak Ukrayna oluşturuldu. Şimdi Ukrayna'nın mimarı Lenin'dir. Belgeler de bunu söylüyor. Arşiv bunu söylüyor. Lenin'in Donbas bölgesine ilişkin görüşü de bu şekilde.
Şimdi Lenin'i yok sayıyorlar, komünizmi yıkmak olarak adlandırıyorlar. Bu konumdan oldukça mutluyuz. Aslında komünizmi yıkmak ne anlama geliyor Ukrayna için. Önceki Rusya egemenliğine bakacak olursak, bu toprağı elinizde tutmak ve konfederasyon olarak mümkün değildi. Bu ne gerçeklikle, ne de tarihi geleneklerle bağdaşabilirdi. Dolayısıyla Komünist Parti'nin tekelini sürdürmek anlamına gelecekti. Tüm bunlar gerçekte yalnızca formaliteydi. Belli başlı prensipler vardı. SSCB'nin egemenliği söz konusu değildi bu topraklarda. Pratik olarak oluşturulan devlet merkezi hale geldi. Stalin, Lenin'in değil kendi fikirlerini benimsedi.
"TOTALİTER REJİM İŞE YARADI"
Lenin'in prensipleri mevcuttu. Bunlar değerlendirilmedi. Buna ihtiyaç da yoktu. Totaliter rejim işe yaradı. Dışarıdan bakıldığında işler iyi gidiyordu. Bu bir utanç anlamına geliyor. Yıkıcı fanteziler söz konusuydu devrime yönelik olarak. Kimse bunu değerlendirmedi. Komünist Parti'nin liderleri güçlü bir sistem oluşturduklarını düşünüyorlardı. Bunu cumhuriyeti manipüle ederek yaptılar ve bunun maliyetleri vardı. Neticede ulusalcılık, milliyetçilik yok olmadı, devlete yıkım getirdi.
Yeni bir cumhuriyet SSCB'den çekilebilirdi. 1970'lere bakacak olursak artan problemler ışığında milliyetçi konular gündemdeydi. Sovyet halkının fikirleri değildi bunlar. Milliyetçilik konusunda iştah artıyordu. SSCB liderleri durumu analiz edip doğru kararlar almak yerine yalnızca Lenin'in prensiplerini geri getirmeyi konuşuyorlardı. Komünist Parti'nin Çin'de belli başlı güç mücadeleleri söz konusuydu.
Ulusal retorik devam ediyordu. Belli başlı vaatler veriyorlardı. Demokrasiden bahsederken pazar ekonomisinden bahsediyorlardı. Gerçekte insanlar giderek fakirleşiyordu. Yöneticiler trajik sonuçları düşünmüyorlardı. Amaçları milliyetçi elitlerin iştahlarını gidermek yönünde oldu. Komünist Parti'nin araçları yoktu. Diktatörlüğü kullanamıyorlardı. Yöneticiler bile artık yok olmaya yüz tutmuştu. Komünist Parti'nin genel kurulunda 1980'lerde bir karar alındı. Mevcut koşullar altında neler yapabileceklerini değerlendirdiler. 'Sovyet Cumhuriyetlerinin kendi egemenliklerini kurma hakları vardır' kararı alındı. Böylece Sovyet hükümetinin kayıplarını indirgemekti amaç. Her Sovyet Cumhuriyeti'nin kendi vatandaşları söz konusu olacaktı. Belli başlı haklar verilecekti.
"KOMÜNİST PARTİ'NİN HATALARININ ACISINI ÇEKİYORUZ"
Peki bunun sonucunun ne olacağı net değil miydi? Vatandaşlık nedir, bundan bahsetmenin zamanı gelmedi mi? Bu zorlu dönemlerde durumu daha az istikrarlı hale getirdi yöneticiler. Sovyetler Birliği'nin çökmesinden iki yıl önce aşırılar ve milliyetçiler özellikle Ukrayna'da bağımsızlığın tadını çıkardılar. Ancak bunun gerçek olmadığını görebiliyoruz. Komünist Partisi'nin liderlerinin yaptıkları hataların acısını çekiyoruz bugün. Ekonomi politikalar yanlış uygulandı. Çar Rusya'sının çöküşünü gördük. Halk yeni gerçekliği kabul etti. Yeni devletleri, yeni cumhuriyetleri kabul ettiler. Yalnızca tanımadılar. Partnerlerine yardım etmeyi sürdürdü, Ukrayna'da olmak üzere.
Maddi taleplerini biz karşıladık Ukrayna'nın. Egemenliğini göz önünde bulundurarak. Buradan bizim enerji taşıyıcılarımızın maliyetine bakabilirsiniz. Pek çok yardımda bulunduk Ukrayna'ya. 1991'de uluslararası fon önünde aldığımız borçlar söz konusuydu. Borcumuz tüm cumhuriyetler tarafından karşılanacaktı. Rusya tüm Sovyetler'in borcunu üstlendi ve bu borcu ödedik. Bu süreci 2017'de tamamladık. Diğer Sovyet Cumhuriyetleri çekildiklerini açıkladılar. Bu anlaşma Ukrayna ile imzalandı. Ancak Kiev bu anlaşmayı sonlandırmadı, altın rezervlerinden ve diğer aktiflerden bahsediyorum. Mevcut sorunlara rağmen Rusya her zaman Ukrayna ile dürüst bir şekilde çıkarlarını göz önünde bulundurarak ilişkisini sürdürdü.
"UKRAYNA BATI'YA ŞANTAJ YAPTI"
Ukrayna yetkilileri Rusya ile ilişkilerini sürdürdüler; ancak yükümlülüklerini yerine getirmediler. Bu bir gerçek ortaklık, partnerlik değildi. Örneğin şantaj durumunu hatırlayın. Gaz taşınması açısından. Dolayısıyla Batı'ya şantaj uyguladılar. Rusya'ya yaklaşacağız dediler, neticesinde belli başlı imtiyazlar istiyorlardı. İlk adımlarından itibaren bizi bir araya getiren her şeyi yok etmeye çalıştılar. Tarihi anılarımızı silmeye çalıştılar. Hiç şaşırmıyoruz, Ukrayna toplumunun radikal milliyetçilik uygulaması konusunda Rusya korkusunu da attılar. Neonazi yönüne gittiler. 'Rusya'ya yönelik belli başlı toprakları elde etmemiz gerekiyor' dediler. Özel hizmetleri kullanarak hükümete milliyetçi kişileri getirdiler. 1991'den itibaren mekanik bir biçimde yabancı modelleri kopyalamaya başladılar.
Ukrayna'nın gerçekliğine uymayan modellerle ilerlediler, siyasi ortamı bu şekilde oluşturdular. Bu Ukrayna halkının çıkarları için uygun değildi. Batı destekli seçeneklerle ilerlediler. Böylece Ukrayna halkı için daha iyi koşullar oluşturmayacaklardı. Burada amaçları jeopolitik biçimde Rusya'ya düşmanca davranabilmekti. Bazı finansal gruplar da bu şekilde hareket etti. 'İyi dostane ilişkilerimiz var Rusya'yla, tarihi bağlarımız var' dediler. Belli başlı halkların desteğini alarak göreve geldiler. Aşırıcı politikaları mevcuttu. Bazen insanları cezalandırıyorlardı. Rusya ile işbirliği yapmak isteyen kişleri cezalandırıyorlardı.
"UKRAYNA TÜM SİSTEMİ DAHA KÖTÜ HALE GETİRDİ"
Rusya'ya karşı harekete geçiyorlardı. İddiaları, savundukları değerler giderek daha da güçlendi. Belli başlı yöntemlerle etki alanlarını artırmaya çalıştılar. Kültürel, ekonomik çıkarlarını göz önünde bulundurmadan davrandılar. Siyasi prosedürler yalnızca yöneticilere hizmet etti. Rusya da dahil olmak üzere pek çok devlete karşı çıktılar. Ukrayna kendi başına tüm sistemi daha kötü bir hale getirmeye çalıştı. Aşırıcılar da insanların korkularını kullandılar. Bu dalgadan faydalandılar. Yabancı devletlerin desteği ile protest kampanyaları ortaya çıktı. Kiev'deki meydanda nelerin yaşandığını gördük. Pek çok para muhalefet liderlerine yağdı. Milyonlarca dolardan bahsediyoruz.
Çatışmalarda Kiev meydanında kaç kişinin öldüğünü biliyorsunuzdur. Aşırıcılar neticede gücü ele geçirdiler. Anayasayı destekleyenlere karşı çıkmaya başladılar. Gazetecilere, siyasetçilere karşı çıktılar. Bu kişileri kamuoyu önünde aşağılamaya çalıştılar. Mesela insanların canlı canlı yakıldıklarını gördük, protestocuların canlı yakılmalarına şahit olduk. Bu kişilerin isimlerini biliyoruz. Onları bulmak için, adalet önünde yargılamak için elimizden geleni yapacağız.
Ukrayna'yı iç savaşa sürüklediler. 8 yıl sonra ülkeler bölündü. Ciddi bir ekonomik sıkıntı yaşandı. 6 milyondan fazla Ukraynalı nüfusun yüzde 15'e tekabul ediyor, ülke dışına taşınmak zorunda kaldı. 2020'den başlayarak 60 bin kişi ülkeden ayrılmak durumunda kaldı. Enerji fiyatları kat be kat arttı. Pekçok kişinin temel faturaları ödeyecek gücü yok. Bunlar neden gerçekleşiyor? Çünkü Sovyetler Birliği'nden, Rusya'dan aldıkları şeyler çalındı. Yüzlerce işi, istihdamı kaybettiler. İnsanlarına istikrarlı istihdam verme şansı kalmadı. Mühendislik gibi alanlarda daha kötü hale geldiler.
"UKRAYNA DIŞ GÜÇLER TARAFINDAN YÖNETİLİYOR"
2021'de tersanenin kapandığını gördük. 2016'dan itibaren tek bir uçak bile üretmediklerini görüyoruz. Geçmişte uçak üretimi yapan alanlar artık üretim yapmıyorlar. Gaz, taşımacılık için de aynı durum söz konusu. Sovyetler'den devraldıkları pek çok sektörün yok olduklarını görüyoruz. Bu fakirlik ve yıkıma yol açtı. Batı destekli seçimler yıllardır insanların kafasına sokuldu. Gerçek şu; Ukrayna ekonomisinin çöktüğünü halkın soyulduğunu görüyoruz. Ukrayna şimdi dış güçler tarafından yönetiliyor. Batıdan gelen kararlar doğrultusunda yönetilen bir ülke haline dönüştü."
Önemli kararlar üzerinde Batı söz sahibi. Devletten belediyeye kadar ana devlet kurumları, enerji şirketleri, taşımacılık tüm bu alanlar Batı tarafından yönetiliyor. Ukrayna'nın artık bağımsız bir sistemi bile söz konusu değil. Herhangi bir liman sisteminin bağımsız olduğunu söyleyemeyiz. Amerika'nın da aslında ulusal yolsuzlukla mücadele bürosunu yönettiğini görüyoruz. Bunun sonuçları nerede? Hala yolsuzluğun söz konusu olduğunu görüyoruz. Ukraynalılar ülkelerin koloni haline geldiğinin farkındalar. Artık kukla devleti haline geldiğinin farkında Ukrayna. Halkın çıkarlarına yöneticiler hizmet etmiyor. Tam tersine güç kullanarak Rusya'yı asimile etmeye çalışıyorlar, daha ayrılıkçı davranmaya çalışıyorlar. Kendilerini Rus olarak gören kişiler artık Ukrayna'ya ait değiliz diyorlar.
"KIRIM KENDİ KARARINI VERDİ"
Rus dilini okullardan, tüm kamu alanlarından sildiler. 'Biz burada temizlik yapıyoruz' dediler. Rus dilini yok ettiler. Kamu gücü, kolluk kuvvetleriyle konuşma özgürlüğünü yok etmeye çalıştılar. Ukrayna'da Batılı devletlerin daha da ötesine geçildi, kendi vatandaşlarını basın aracılığıyla baskı altına almaya çalışıldı. Kiev'de Rusya kiliselerinin de baskı altına alındığını gördük. Kiev'de ulusal politika aracı haline geldi kilise. Devlet halkın iradesini göz önünde bulundurmadı. Ukrayna ortodoks kilisesinin yeni yasaları söz konusu.
Kırım zaten kendi kararını verdi ve 'Biz Rusya'nın yanında yer alıyoruz' dedi. Ukrayna yetkilileri bu konuya hiçbir şekilde karışamaz. Bu nedenle radikal İslami kurumları kullanarak harekete geçmeye çalıştılar. Bizim kanıtlarımız var. Bu tür saldırgan eylemlere yabancı uzmanların desteği ile katılmaya çalıştılar. Bu belgeler Rusya'ya karşı çıkmalarını ortaya koymakta. Burada amaç yine Kırım'ı geri alabilmekti. Donbas'ta da benzer durum söz konusuydu.
"UKRAYNA'NIN NÜKLEER SİLAHI OLURSA AVRUPA'DA DURUM DEĞİŞİR"
Askeri destek almaya çalıştılar. 'Jeopolitik bir savaşla karşı karşıyayız' dediler. Belli başlı açıklamaları duyduk. Ukrayna kendi nükleer silahlarını oluşturmak istiyor. Ukrayna'nın bu tür silahları oluşturma gücü var. Zaten Rusya altında da böyle bir gücü vardı. Bunu artırabilirler. Nükleer silahlara ulaşmak aslında diğer devletlere kıyasla Ukrayna için çok daha kolay olacaktır. Teknolojik destek alırlarsa nükleer savaş güçlerini artırabilirler. Ukrayna bu tür silahlara sahip olura Avrupa'daki durum değişecektir. Biz bu gerçek tehdit karşısında tepki vereceğiz tabii ki.
Ukrayna'yı nasıl desteklediklerini görüyoruz. Amerika milyonlarca dolar yığdı Ukrayna'ya. Özellikle Ukrayna ordusunu eğitmek için para yağdı. Ukrayna ordusuna verilen destek yabancı danışmanlar eşliğinde gerçekleşiyor. Geçtiğimiz yıl NATO Ukrayna'ya yatırım yaptı. Bu da şu anlama geliyor; Ukrayna ordusu doğrudan NATO merkezi tarafından kontrol ediliyor. Gelecekte savaş alanı olarak görülüyor Ukrayna. Geçtiğimiz yıl 20 binden fazla asker desteklendi, teçhizat desteği yapıldı. Yabancı birlikler doğrudan Ukrayna sokaklarına girebiliyorlar. NATO birlikleri Ukrayna'yı destekliyor, belli başlı çalışmalar devam ediliyor.
"SSCB'NİN EGEMENLİĞİNİ YOK ETMEK İSTİYORLAR"
Özellikle havaalanını kullanmak istiyorlar. Birliklerin konuşlanması için kullanabiliyor. Keşif uçakları buradan faaliyetlerini sürdürebiliyor. NATO gemileri de Ukrayna limanlarını kullanabiliyor. Karadeniz ordusuna ve Rusya'ya karşı Amerika Kırım'da altyapı oluşturmak istedi. Ancak Kırım halkı buna karşı çıktı, 'Hayır' dedi. Şimdi bu merkez oluşturuldu. 18. yüzyılda zaten burada çalışmalar sürüyordu. Geçmişte Karadeniz kıyıları Türkiye ve Osmanlı'ya karşı mücadele alanı olarak kullanılmıştı. Şimdi bu iklimi yok etmek istiyorlar. Ünlü komutanların çalışmalarını yok etmeye çalışıyorlar. Geçmişte oluşturulan bir yapı vardı. Siz aslında Sovyetler Birliği'nin egemenliğini yok etmek istiyorsunuz.
Ukrayna Anayasası'nın 14. maddesinde yabancıların kendi topraklar üzerinde bir alan oluşturmasına izin vermiyor. Siz alan oluşturuyorsunuz. 'NATO'ya katılacağız' diyorsunuz. Her devlet istediği kurum ve kuruluşla anlaşma imzalanabilir. Ancak uluslararası yasalarda bir güvenlik maddesi söz konusu. Kendi güvenliğini diğer ülkelerin güvenliğine engel olacak şekilde artıramazsınız.
"ABD NATO'YU RUSYA KARŞITLIĞI İÇİN KULLANDI"
NATO'nun Bükreş zirvesine baktığımızda üye devletler karar almaya zorlandı. 'Belli başlı devletler NATO'ya katılabilirler' denildi. Ancak bunun maliyeti söz konusu olacaktı. Amerikalılar Rusya karşıtı politikalar için NATO'yu kullandı. Amerikalı mevkidaşlarımız 'NATO'ya yarın katılmayacak Ukrayna' diyorlar. Ancak tarihi bağlamda bir şey değişmeyecek. Ukrayna'nın NATO'ya katılımı engellenmezse NATO sözleşmesine karşı çıkılmış olacak. NATO barışçıl ve savunmaya yönelik bir kurumdur, Rusya'ya yönelik tehdit söz konusu değil. Ancak bu kelimelerin ne anlama geldiğini biliyoruz. Almanya'nın birleşmesinden bahsettiğinizde 'Sovyetlere yönelik vaadimiz var' demiştiniz. 'Askeri mevcudiyetimiz doğuya yönelik bir santim bile kaymayacak' demiştiniz. Ancak nasıl genişlediğini gördük.
Bu devletler bizim dostumuz olacaktı. Ancak geçmişte sözlerinizi tutmadınız. Şimdi oluşturulan yeni devletler kolektif toplu güvenliğe karşı çıkıyorlar. Rusya'ya karşı çıkıyorlar. 'Açıklık ve iyi niyet söz konusu olacak' denmişti. Rusya tüm yükümlülüklerini yerine getirdi. Birliklerimizi Almanya ve Doğu Avrupa'dan çektik. Şimdi geçmişte söylemediğim ifade kullanacağım. İlk kez söyleyeceğim. 2000'lerde Bill Clinton'a bir soru yönelttim. Amerika Rusya'yı nasıl görüyor demiştim. Kafkaslara yönelik destek, endişe ve taleplerimiz göz ardı ediliyordu. Neden bunu yaptılar? Ne için? Neden düşman yaratmak istiyorsunuz? Aldığımız yanıt, o kadar büyük bir bağımsız bir ülkeye ihtiyaçları yoktu Rusya olarak. Geleneksel olarak Amerika Rusya'ya karşı çıkıyorlar. Haritaya bakarak batılı ülkelerin neler yaptığını görebiliriz.
Neticede altyapısını artırdı giderek NATO ittifakı. Rusya sınırına yaklaştı ve ilerledi. İşte güvenlik krizlerinin nedenlerinden biri de buydu. Durum giderek daha da kötü hale gelmeyi sürdürüyor. Romanya, Polonya Amerika'nın projesinin parçası olarak füze savunma sistemleri konuşlandırdılar.Bunların Dombas bölgesinde konuşlandıracağını görüyoruz. Bunlar yalnızca savunma amaçlı değil aynı zamanda kara ve denizde hedeflerini vurabilen füzeler. NATO giderek altyapısını arttırıyor ve yeni silah sahibi oluyor.
"BU BOĞAZIMIZA BIÇAK DAYAMAK"
Bu senaryo altında Rusya'ya yönelik olarak askeri tehdit giderek artmakta. Ülkemize yönelik bir tehdit söz konusu. Amerika'nın doktrinlerine bakacak olursak; bu konular ele alınmakta. Amerika'nın tarihi düşmanı kimdi? Bizim ülkemiz doğrudan tehdit olarak adlandırılıyor. Ukrayna'da böyle bir saldırı için uygun platform. Ben Rusya ve Ukrayna halkının bunu anlamasını istiyorum. Pek çok Ukraynalı stratejik konumlarda yer alıyor bizim karşımızda. Silahları ile hedefleri vurma gücüne sahip. Rusya'nın Avrupa'ya kadar hava alanını kontrol edebilirler. Pentagon zaten kara tabanlı füzeleri geliştirdiğini açıkladı. Bu füzeler Avrupa'nın ötesine de geçebilir.
Aslında bu boğazımıza bıçak dayamak anlamına geliyor. Hızlı bir şekilde bu fikirleri uygulamak yönünde harekete geçiyorlar. NATO'yu doğu doğru genişletince askerleri sınırımıza doğru taşıyacaklar. Bence bu şekilde çalışmalarını daha da sürdürecekler. Çünkü biz onların bu çalışmaları konusunda hiçbir zaman mutabık olmadık. Bizim amacımız en zor konuları masada çözmek yönünde. Rusya Avrupa güvenliği yönünde sözleşme imzalanmasını istedi. Bizim önerimiz reddedildi. 'NATO'nun faaliyetlerini azaltamayız' denildi.
"TÜM KONULAR ELE ALINIRSA MÜZAKEREYE AÇIĞIZ"
Geçtiğimiz aralık ayında mevkidaşlarımıza taslak gönderdik, güvenlik garantisine ilişkin olarak. Amerika'nın yanıtına bakacak olursak, 'Bu öneriler mantıklı görünüyor ancak bizim için ikinci konumda' dediler. Tüm konular ele alınırsa müzakereye açığız. Öncelikle NATO'nun genişlemesini engellemek istiyoruz. Rusya sınırına yönelik silahların konuşlanmamasını istiyoruz. Askeri altyapının 1997 seviyesine çekilmesini istiyoruz. Bu klasik talepler göz ardı edildi. Batılı ortaklarımız bir kez daha geçmişteki ifadelerini tekrarladılar, 'Her devlet istediği şekilde güvenliğini arttırabilir' dediler. Onların konumunda hiçbir şey değişmedi.
Bize şantaj yapmaya kalktılar. Yaptırımlarla tehdit ettiler. Bence bu yaptırımlar devreye konacak. Durumdan bağımsız olarak yaptırımlar sözkonusu olacak. Burada istenen Rusya'nın güçlenmesinin engellenmesi. Biz asla egemenliğimizden, ulusal çıkarlarımızdan, değerlerimizden vaz geçmeyeceğiz.
"KİEV ATEŞİN AÇILMASINI İSTİYOR, BARIŞ İSTEMİYOR"
Bizim önerilerimize yönelik Amerika'dan ya da NATO'dan yanıt alamadık. Rusya karşı önlemler alacaktır. Kiev Minsk Sözleşmesi'ne karşı çıkıyor, barışçıl çözüm istemiyorlar. Tam tersi ateşin açılmasını istiyorlar. Bu ateşin nasıl sonuçlandığını hatırlayabilirsiniz. İnsanlar, çocuk, kadın, yaşlılar bu noktada zor durumda kalıyor. Sivil dünyaya bakacak olursak batılı meslektaşlarımız bu konuda sessiz kalmayı tercih ediyorlar. Sanki hiçbir şey olmuyormuş gibi. Donbas bölgesinde bir şeyler yaşanmıyormuş gibi davranıyorlar. 1914'ü ve milliyetçi hareketi desteklemek istemediler. Bu kişiler kendi haklarını savunmak istiyorlar. Ana dillerini konuşmak istiyorlar. Ancak bir soygunla karşı karşıyalar. Bu durum ne kadar sürebilir? Rusya, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü korumak için elinden geleni yaptı. BM Güvenlik Konseyi'nin kararlarını destekledik, Minsk Sözleşmesi'ni destekledik. Agresif rejim hala varlığını sürdürüyor. Bu 2014 sonrası oluşturuldu. Darbeciler şiddeti seçti. 'Donbas bölgesini askeri çözümler dışında çözemeyiz' dediler.
Hızlı bir şekilde karar alacağım Donbas ve Luhans bölgesindeki iki cumhuriyeti kabul ediyorum. İki cumhuriyetin mevcudiyetini onaylamak için yakın gelecekte döküman imzalayacağız. Lütfen ateşi kesin, aksi takdirde mevcut rejim dökülen tüm kandan sorumlu olacaktır. Bu kararı açıklayarak Rusya halkını ve vatandaşlarını destekleyeceğimizi belirtmek istiyorum. Teşekkür ederim."