Beslenme ve Diyet Uzmanı Semanur KÜLLAÇ, Ramazan ayında da sağlıklı ve dengeli beslenmenin önemini vurgulayarak, uygulanabilecek yöntemlerle ilgili bilgi verdi.
On bir ayın sultanı Ramazan bu sene de bolluğu ve bereketiyle geldi. Ramazanın gelmesiyle sofralarımız şenlendi. Sıcak pide, hurma, güllaç, çeşit çeşit yemekler ve aile sıcaklığının hissedildiği kalabalık sofralar... Ancak Ramazan ayının birkaç senedir uzun yaz günlerine denk gelmesi, oruç tutulan sürenin uzaması günlük beslenmemizde bazı değişikliklere neden oluyor. Ramazanın yemek kültürümüz açısından en bilinen özelliği iftar sofralarındaki bereketi ve bolluğudur. İftar sofralarında yiyeceğimiz miktarın 2-3 kat fazlası yemek bulunur. Açken sofraya oturduğumuzda, kan şekerimiz de düşük olduğundan çok miktarda yemek yeme isteği duyarız. Yaptığımız hataların en büyüğü kısa sürede çok hızlı ve çok miktarda yemek yememizdir. Tokluk sinyalinin beyne ulaşması yaklaşık 20 dakika sürer, bu süre zarfında enerjisi yüksek besinler yenilebilir ve durum ilerleyen günlerde kilo artışına neden olabilir.
Peki, Ramazanda sağlıklı olabilmek için neler yapabiliriz;
Yeterli ve dengeli beslenmek sağlıklı olmanın ilk şartıdır. Vücut direncinin düşmemesi için bütün besin gruplarından yeterli ve dengeli tüketmemiz gerekir.
Ramazan ayında öğünler iftar ve sahur olmak üzere iki ana öğün ve iftardan sonra 1-1,5 saat aralıklarla küçük ara öğünler şeklinde olmalıdır. Böylece bir defada fazla miktarda yemeğin vereceği olumsuzluklar engellenir ve yavaşlayan metabolizmaya destek olunur.
Sahur kesinlikle atlanmamalıdır. Sahura sadece su içerek oruca niyetlenmek veya akşamdan yiyerek yatmak, gündüz aç kalınan süreyi daha da artıracak kan şekerinin düşmesi, halsizlik ve yorgunluk daha erken saatlerde kendini gösterecektir.
Sahurda peynir, yumurta, süt, yoğurt, mevsim sebzeleri, tam tahıllı ekmekle yapılan hafif bir kahvaltı ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün tercih edilmelidir.
İftar yemeği hafif olmalı; hamur işleri, kızartmalar, yağlı yiyecekler daha az tüketilmelidir. Pişirme yöntemlerine dikkat edilmeli; ızgara, fırında, haşlama yöntemleriyle hazırlanmış yemeklere ağırlık verilmelidir. Kan şekerinde ani değişikliklere sebebiyet verecek şerbetli tatlılar yerine kan şekerini daha yavaş ve düzenli yükseltecek sütlü tatlılar tercih edilmelidir.
İftarda 1-2 bardak su ve 1-2 hurmayla oruç açılmalı daha sonra az yağlı bir çorba ve salatayla veya bir parça pide ve biraz peynir, zeytin, pastırma gibi iftariyeliklerle yemeğe devam edilmelidir. Mideye birden yüklenmemek için 10- 15 dakika ara verilip ana yemeğe öyle geçilmelidir. Yemekler yavaş yavaş ve iyi çiğnenerek yenmelidir.
Günde ortalama 2- 2,5 litre su içmeye özen gösterilmelidir. Sıcak havalarda vücuttan terleme ile kaybolan su ve mineralleri; ayran, şekersiz komposto, taze sıkılmış sebze ve meyve suları ile tabiî ki su da tüketerek telafi etmek gerekir. Bu hususa dikkat edilmezse, sıvı kaybı; halsizlik, baş dönmesi, yorgunluk, bitkinlik, bulantı, baş ağrısı gibi sorunlara neden olur.
İftar yemeğinden sonra oturmak yerine, hafif yürüyüşler yapmak tüm metabolizmamızı canlandıracak, sindirim sistemimizin daha iyi çalışmasına yardımcı olacaktır.
Oruç tutmak sağlıklı Müslümanlara farzdır. Bu nedenle oruç tutmaya engel herhangi bir rahatsızlığınız varsa mutlaka doktorunuza danışarak oruç tutmanız gerekir.
Oruç tutmak dikkat edilmesi gereken kurallara ve beslenme şekline uymak kaydıyla sağlıklıdır ve vücudumuzu dinlendirir. Bize düşen emaneten sahip çıktığımız vücudumuzun, bu mübarek ayda, sağlığından ve sıhhatinden bir şey kaybetmemesi için üzerimize düşeni yapmaktır.
Herkese Hayırlı ve Sağlıklı Ramazanlar...