Masalar kurulur, dualar edilir ve Müslüman alemi son bir çağrı beklerdi: Ramazan topu. Zengin iftar ziyafetleri, Ramazan davulu, minarelere asılan mahyalar… Sultan ayının çağrışımlarıdır kulaklarımızda. Osmanlı Devleti’nde imsak ve iftar vaktinin habercisi olan ilk top atışı geleneği, İstanbul"da başladı; yıl 1821, yer Anadolu Hisarı’ydı.
TOPU OSMANLI ASKERLERİ ATIYORDU
Ramazan-ı Şerif’in yaklaşması üzerine imsak ve iftar vakitlerinin ilanı için atılan toplar askeriyeye aitti. Top atışını yapacak Osmanlı askerleri, olası bir top kazasını önlemek üzere eğitilmiş, tecrübeli ordudan seçilirdi.
İLK TOP SESİ ANADOLU HİSARI’NDAN DUYULDU
Anadolu Hisarı’nda başlayan top atışları, kısa sürede İstanbul’un diğer bölgelerinde de yerini aldı. Rumeli Hisarı, Yedikule surları, Dolmabahçe Sarayı önü, Seraskerlik Dairesi, Tophane-i Âmire Talimhanesi, Beyoğlu, Humbarahane Kışlası Meydanı… İstanbul’un her köşesi top atışlarıyla yankılanıyordu.
KISA SÜREDE ANADOLU’YA YAYILDI
Osmanlı"dan günümüze kadar iftar topu atışlarında; cebel topları, sahra topları, balyemez topu, dağ topu, karabina topu ve kamış topu gibi farklı toplar kullanıldı. Bu usulün Anadolu ve diğer eyaletlere yayılması da uzun sürmedi. Kısa süre sonra toplar Ankara, Maraş, İşkodra ve Akka gibi yerlerde de atılmaya başlandı.
TÜYLER ÜRPERTEN BİR SES…
Bu namlı ses günümüze kadar duyulageldi. Şimdilerde nadiren ses bombalarıyla gelenek sürdürülse de, top atışıyla yaşanan o tüyler ürpertici ritmi maalesef yakalayamıyor.