Reform paketi açıklanıyor! Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ekonomide Yeni Reform paketini açıklıyor. 2019 Yeni Reform Paketi'ni öğrenmek için haberimiz takip edebilirsiniz.
İşte Bakan Berat Albayrak'ın açıklamaları:
Ekonomi politikalarımız açısından önemli bir gündem için buradayız. Sözlerimin hemen başında birazdan açıklayacağımız paketin ülkemiz için hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.
- Ağustos ayından bugüne kadar STK'ların katkı ve raporlarını alarak paketi hazırladık.
- İzleyeceğimiz politikaları şeffaf biçimde kamuoyu ile paylaşacağımızı söyledik.
- Ağustos ayında Yeni Ekonomi Yaklaşımımızı paylaştık.
- İhracat ve istihdamın odaklı olduğu, sürdürülebilir büyümeyi ve sıkı politikasıyla daha adaletli büyümeyi sizlerle paylaştık.
- Eylül ayında orta vadeli programı Yeni Ekonomi Programı ile kamuoyu ile paylaştık.
- Tüm prensipleri 3 yıllık bir program haline getirdik.
- İşte bugün büyük ve güçlü Türkiye ekonomisinin altyapısı için reformların ilanı için bir aradayız.
- Sadece 2019 yılında hayata geçirmeyi taahhüt ettiğimiz düzenlemeleri ve adımları paylaşacağız.
- Gelecek yıl atılacak adımların paylaşımı seneye yapılacak.
- YEP’te koyduğumuz hedeflere ulaşmak için sadece 2019’da hayata geçireceğimiz düzenlemeleri sizlerle paylaşacağız.
- Bu adımları hayata geçirecek güçlü bir iradaye ve uzun bir zamana sahibiz. Türbülans döneminde sağladığımız başarılı dengelenme süreci, AK Parti'nin 17 yıllık iktidarı bu adımları hayata geçireceğimizin teminatıdır.
- Türkiye'nin gündemi ekonomide reformdur.
- Bu zamana kadar teknik detay ve içeriği ile ilgili önemli çalışmalar yapıldı ve hayata geçirilmeye hazır hale getirildi.
- Bu nedenle 2019 yılı sonuna kadar diyerek çok net bir tarih veriyoruz.
- Reformların başında finansal sektör geliyor, onun altındaki de ilk başlık bankacılık sektörü olacak.
- Kamu bankalarına toplam 28 milyar TL Devlet İç Borçlanma Senedi verilecek.
Videoyu Oynat
- Özel bankaların ihtiyaç halinde hazır tuttukları yeniden sermayelendirme planları çerçevesinde sermayeleri artırılacak.
- Dengelenme süreci boyunca temettü dağıtmanın ve yöneticilere yapılan nakdi prim ödemeleri sonlandırılacak.
- Ulusal veri merkezi kurulacak.
- Kamu bankalarını bilançoları çok daha dirençli hale getirilecek.
- Özel bankalarımız yeniden sermayelendirme adımlarını zaten yürütüyorlar.
- Borç yeniden yapılandırmalarını ve icra-iflas işlemlerini daha hızlı ve etkin hale getirmek için yeni bir yasal ve kurumsal çerçeve oluşturulacak.
- Sorunlu kredilerin bir kısmı ulusal ve uluslararası yatırım fonlarına transfer edilecek.
- Bazı sorunlu kredilerin, bankaların ve ulusal-uluslararası yatırımcıların iştiraki olan bilanço dışı fonlara devredilecek. Bu fonlar enerji girişim sermaye fonu ve gayrimenkul fonu.
- Bireysel emeklilik sistemi yeniden yapılandırılacak.
- Etkin bir tasarruf sistemi oluşturulacak tüm paydaşların katılımı ile kıdem tazminatı reformu gerçekleştirilecek.
- Kıdem tazminatı fonu ile BES'in entegrasyonu sağlanacak.
-Emeklilik sisteminin reforme edilmesi en önemli yapısal reformlardan birini oluşturmaktadır. YEP kapsamında emeklilik sisteminin reforme edilmesi en önemli konulardan birini oluşturacak.
- Vatandaşlar emekli olunca “Nasıl geçinirim” diye düşünmeyecekler.
- Sistemde biriken fonlar reel sektöre ve ülkemizin büyümesi üzerinde kanalize edilmesini sağlayacağız. Şirketerimiz böylece daha ucuz finansmanla yatırımlarını yapabilecekler. Ek kaynak da oluşturacağız.
-Tasarrufları artırarak dış finansman bağımlılığımızı azaltacağız reel sektörde riski 100 milyon lira ve üzeri olan grupların bağımsız denetim raporlarını bankalara sunmaları zorunlu hale getirilecek.
- Mali şeffaflık artırılacak.
- Vatandaşların kazançlarına göre bireysel, tamamlayıcı bir emeklilik sistemini yeniden ele alacağız, bununla birlikte kıdem tazminatı reformunu hayata geçireceğiz.
- Kurumsal yönetim standartları yükseltilecek. Finansal yönetim kalitesi artırılacak hedefimiz her iki reformu hayata geçirmek ve 2020 yılından itibaren fiilen bu reformları gerçekleştirmek.
YENİ REFORM PAKETİ NEDİR 2019?
KPMG Türkiye'nin hazırladığı Sektörel Bakış serisinin otomotiv raporu, Türk otomotiv sektörünün, önümüzdeki dönemde de küresel ve yerel unsurlardan kaynaklı bir takım zorluklarla baş etmek durumunda kalacağını gösteriyor.
Brexit ve ticaret savaşları gibi gelişmelerin etkisiyle zor günler geçiren otomotiv sektörünün, güçlü yabancı ortaklıkları ve olgunlaşmış üretim yapısıyla ihracatın ve sanayinin taşıyıcı unsuru olmaya devam edeceği vurgulanan raporda, tedarik sanayinde gerçekleşen satın alma ve birleşmeler sayesinde otomotiv sektörünün, 2019'u bir önceki yıla göre daha rahat geçirilebileceği yorumu yapılıyor.
Raporda, küresel ekonomiden kaynaklı zorluklarla baş edebilmek ve sürdürülebilir bir sektör ekosistemi için 'dayanışmanın' gerekli olduğu vurgulandı.
Bu noktada 2018 sonunda Ford ile Volkswagen'in elektrikli ve otonom araçlarını birbirlerinin fabrikalarında üretme kararı almalarının, VW ticari aracı Crafter ve Transporter'ın üretimini Ford Otosan'ın Transit ve Custom üretimini gerçekleştirdiği Gölcük fabrikasında yapacak olmasının, hem sektör dinamikleri hem de gelecek işbirlikleri açısından önemli bir örnek teşkil ettiği vurgulandı.
'VERGİ İNDİRİMLERİ DEVAM ETMELİ'
KPMG Türkiye Endüstriyel Üretim ve Otomotiv Sektör Lideri Hakan Ölekli, ülke ekonomisinin büyüme beklentileri de göz önüne alındığında 2019'un otomotiv sektörü açısından son derece zorlu geçeceğini belirtti.
Ölekli, "Üreticiler, teşvik ve destekleyici enstrümanların devamının zorunluluğuna işaret ediyor. 2018'in son döneminde gerçekleşen vergi indiriminin yarattığı performans dikkat çekiciydi" diye konuştu.
KPMG raporunda verilen bilgiye göre, Uluslararası Motorlu Taşıt Üreticileri Birliği'nin (OICA) araştırmasına göre, dünya otomotiv sektörü bir ülke olsaydı, 1 yılda üretilen brüt katma değer (1.9 trilyon dolar) üzerinden 2017 itibariyle dünyanın en büyük altıncı ekonomisi olacaktı.
Dünya otomotiv sektöründe son 10 yılda üretim Avrupa ve ABD'den Asya'ya kaydığının vurgulandığı raporda, 2007 krizi öncesinde otomotivdeki üretim payı yüzde 26.1 olan Amerika'nın payı 2017'ye gelindiğinde yüzde 21.2'ye, Avrupa'nınki ise yüzde 31.2'den yüzde 22.28'e gerilediği bildirildi. Asya'nın payının ise 10 yıllık dönemde yüzde 41.9'dan yüzde 55'e çıktığı kaydedildi.
Araştırmada, dünya otomotiv sektöründe son dönemde üreticileri zorlayan konular ise şu şekilde sıralanıyor:
1. Düşük karbon emisyonlu, çevre dostu hibrit ve elektrikli araçların daha çok tercih edilmesi,
2. İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılma süreci (Brexit),
3. Küresel ticaretteki korumacı eğilimler,
4. Rekabeti düzenleyen ve tüketici haklarını koruyan yasal gelişmelerin getirdiği yeni maliyetler.
YERLİ ÜRETİM KÜRESELDEN ETKİLENİYOR
Türk otomotiv sanayinin, son dönemdeki küresel eğilimlerden olumsuz etkilendiği bilgisi verilirken, yerel üretimin 2018'de küresel talepteki yavaşlama ve yurtiçi talepteki daralma nedeniyle yüzde 10.2 küçüldüğü kaydedildi.
2018 genelinde yaşanan kur ve faizlerdeki hızlı yükselişlerin, yurtiçi yerleşiklerin dövizle yaptıkları kiralama sözleşmelerine getirilen kısıtlama ile toplam otomotiv piyasasında yüzde 35'lik daralma yaşandığı da vurgulanırken, küçülmenin ithal otomotivde yüzde 36.4’ü bulduğu ve yerli üretimde yüzde 32.6 olarak gerçekleştiği belirtildi.
ARAÇ PARKINDAKİ ARTIŞ YAVAŞLADI
2018 Kasım itibariyle Türkiye'de ikinci elde yılbaşından bu yana 2017'nin aynı dönemine göre yüzde 4.8 artışla 7.1 milyon aracın el değiştirdiği kaydedildi. Vergi avantajlarının rüzgarı ile 2018'in son aylarında sıfır araca ilginin arttığı, bu durumun ise ikinci el araç talebini etkilediği bildirildi.
2019'da vergi avantajlarının devam etmesiyle ikinci ele yönelik olumsuz etkinin sürebileceği öngörüsü de raporda yerini aldı.
2018'deki zayıf performans ile araç parkındaki artışın yavaşladığı da aktarılırken, 2018 itibariyle Türkiye'de 22 milyon 850 bin adet araç bulunduğu, bunun yüzde 54.2’sinin otomobilden oluştuğu bilgisi verildi.
Raporda, Türk otomotiv sektörü ihracatında 2018'de yüzde 1'lik daralma yaşandığı ve ithalatın yüzde 36.4 azaldığı belirtildi.
Üretimde ilk 5 firmanın değişmediği, fakat ihracat yapan firmaların devamlı değiştiği vurgulandı.
2018'de Ford Otosan'ın 328 bin 502 araçla en çok ihracat yapan firma olduğu bildirilirken, Oyak Renault ve Tofaş'ın Otosan'ı izlediği, ilk 5 firmanın toplam otomotiv ihracatının yüzde 96'sını gerçekleştirdiği bilgisi paylaşıldı.
2018'de otomobil üretiminde en büyük payın önceki yıllarda olduğu gibi Oyak Renault'da olduğunun kaydedildiği raporda, toplam otomotiv üretiminde sektör liderliğinin ticari araçlardaki üstünlüğü nedeniyle Ford Otosan'a geçtiği aktarıldı.
KAYNAK: AJANSLAR