Reform paketi nedir? Neleri kapsıyor? | Reform paketi 2021 içeriği

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sunularak ondan tam not alan ve yapılan açıklamada, önümüzdeki günlerde kamuoyuna sunulacağı belirtilen Reform paketinde detaylar ortaya çıktı. Peki Reform paketi 2021 içeriği | Reform paketi nedir? Neleri kapsıyor? İşte detaylar...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan tam not aldığı belirtilen, içinde 744 faaliyeti barındıran ve kadına şiddetten basın özgürlüğüne dek birçok konuya değinen Reform paketinin detayları açığa çıktı. Bunun üzerine vatandaşlar arama motorlarında, Reform paketi 2021 içeriği | Reform paketi nedir? Neleri kapsıyor? sorularının cevabını araştırmaya başladı. İşte detaylar...

REFORM PAKETİ NEDİR?

Reform kelime olarak yenilik veya ıslahat anlamına gelmektedir. 16. yüzyılda gittikçe olumsuzlaşan dini şartlar ve kilisenin haksızlıkları karşısında Rönesans’ın da etkisiyle önce Almanya’da başlatılan ve kiliseleri dini değişiklik yapmaya zorlayan harekettir.

REFORM PAKETİ NELERİ KAPSIYOR?

  • İnsan hakları koruma sistemi güçlendirilecek.
  • AB ile müzakereler için vize serbestinin kapsamı genişletilecek.
  • Anayasa Mahkemesi'ne yapılan bireysel başvurunun 8 yılı incelenecek, eksiklikler giderilecek.
  • TBMM İnsan Hakları Komisyonu'nun tavsiye ettiği kararlar etkin bir şekilde uygulanacak.
  • Kamu Denetçiliği gibi insan hakları kurumlarının etkinliği artırılacak.
  • Toplumsal refahın güçlendirilmesi ve kırılgan kesimlerin korunmasına yönelik adımlar atılacak.
  • Örgütlenme özgürlüğü ve basın özgürlüğünün kapsamları genişletilecek.
  • Hayvan Hakları Kanunu, kadına şiddetle mücadele reform kapsamına alındı. Yaşlıların korunması, engelli vatandaşların yönetici olması sağlanacak.
  • Gayrimüslim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına kendi dini bayramlarında tatil yapma imkanı verilecek.
  • Siyasi Partiler Yasası ve Yerel Yönetimler Yasası ile bunların mevzuatlarında değişikliğe gidilecek.
  • Televizyon programlarındaki işaret dili teşvik edilerek özellikle işitme engelliler için işaret dili kullanılması sağlanacak.

REFORM PAKETİ 2021 İÇERİĞİ

Bunların yanı sıra AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan,128 kanunda değişiklik öngörülen yargı reform paketinin neleri kapsadığı ile ilgili bilgi verdi. Özkan söz konusu reform paketiyle, toplumun tüm kesimlerinde yaşanan sıkıntılar ortadan kaldırılarak, başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasada yer alan temel hak ve özgürlüklerin işlerlik kazandırılmasının hedeflendiğini söyledi.

"Bu eylem planının 9 amacı ve bu 9 amacın ayrı ayrı 49 hedefi var. Paket idari düzenleme, yasal düzenleme ve uygulama öngörüyor." diyen Özkan'ın aktardıklarına göre paket, çocuktan gence, hayvan haklarından kadın haklarına, fikir özgürlüğünden medya özgürlüğüne kadar toplumda her insanın hayatına dokunacak 374 faaliyet konusunu kapsıyor.

Bu faaliyetlerin 128'inin kanuni düzenleme ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesini gerektirdiğini anlatan Grup Başkanvekili, 60'nın 'ikinci mevzuat' diye ifade edilen yönetmelik yapılmasını gerektirdiğini, 186'sının ise idari faaliyet kapsamında çalışma öngördüğünü söyledi. Özkan, "Yani merkezi hükümetimizin il ve ilçelerdeki teşkilatları ile yerel yönetimlerin kendi faaliyet alanlarında değişiklik öngörülüyor. 

Paketin ifade ve örgütlenme ve din özgürlüklerinin korunması ve geliştirilmesi anlamında düzenlemeler içermesi de bekleniyor. Özkan yargı reformuyla, Türkiye’de yaşayan gayrimüslim ya da farklı din ve inançta olanlara, kendileri için kutsal sayılan günlerde resmi tatil getirilmesinin söz konusu olduğunu söyledi, "Kişi hak ve özgürlüklerinin genişlediği hususlar da yine bu pakette yer almaktadır" diye konuştu.

"Bu paket yarın hayata geçtiği zaman; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, anayasamızda yer alan temel haklar bağlamında vatandaşlarımızda büyük memnuniyet uyandıracak." diyen Özkan sözlerine şöyle devam etti:

"Başta insan hak ve özgürlüklerinin korunmasını hedef alıyor. Yargı bağımsızlığı ve adil yargılanma hakkı AK Parti’nin dünden bugüne yapmış olduğu bütün reformlarında yer alıyor. Yine hukuki öngörülebilirlik ve şeffaflık, makul yargılanma usulü getiriliyor. Vatandaşlarımız bir dava açtığı zaman; bu davanın ne zaman ortalama bir süre içerisinde tamamlanacağını bilecek, buna 'makul süre içerisinde yargılanma hakkı' diyoruz. Bu yargılanmanın da bir şeffaflık içeresinde nasıl cereyan edeceğini bu paketle görecek".

Özkan'ın paylaştığı bilgilere göre yargı reformu ile özel hayat güvence altına alınacak, mülkiyet hakkında daha etkin koruma sağlanacak ve arabuluculuk düzenlemesi genişleyecek. Toplumsal refahın artırılması, güçlendirilmesi, kırılgan kesimlerin korunması reformda yer alan maddeler arasında.

"Kadın, yaşlı, engelli, çocuk bunların özellikle pozitif ayırımcılıklarla korunmasına yönelik engelleri kaldıracağız." diyen Özkan, "Bu konuda yerel yönetimlere bazı sorumluluklar verilecek. İnsan hakları konusunda üst düzey toplumsal farkındalık oluşturacağız. Bu reform paketi ile medya kuruluşlarının farkındalığını da ortaya koyacağız" ifadelerini kullandı.

TARİHTEKİ REFORM HAREKETLERİ

Reform veya Yenilikçi Devrim 16. yüzyılda başlatılarak tüm Avrupa’yı etkilemiş ve Katolik Kilisesi’ne karşı yapılmış dinsel bir harekettir. Bu hareket Avrupa'nın değişim ve dönüşümüne sebep olmuştur.

Katolik Kilisesi’nin aşırı zenginleşmesi ve yozlaşması, siyasetle ve dünyasal etkinliklerle daha fazla ilgilenmeye başlaması birçok din adamının tepkisini çekmiş ve reform hareketlerine yol açmıştır. Reform hareketleri önce Almanya’da, sonrasında ise Fransa, İngiltere ve Kuzey Avrupa ülkelerinde de etkili olur. Bu reform hareketi Hristiyanlığın yeni ve büyük üç mezhebinden Protestanlığın oluşmasını sağlamıştır.

Reform hareketinin önderi Cermen kökenli teolog ve filozof Martin Luther’dir. Luther’in kaderi kendinden önce ortaya çıkan ve sapkın olarak ilan edilip yakılan reformcular gibi olmamıştır. Büyük bir başarı yakalamış ve Avrupa tarihinin akışını değiştirmiştir. Bu dönemde Almanya Papalık tarafından sömürülüyordu. Bundan dolayı İtalya’ya büyük bir nefret duyuluyordu. Martin Luther de bu durumdan fazlasıyla yararlanmıştır. Martin Luther Roma’ya yaptığı bir ziyaret sırasında Papa’nın Hristiyanları kandırdığını, haksız olarak zevk ve lüks içinde bir hayat yaşadığını fark etti. Luther bu durumu gördükten sonra Hristiyanlığın amacına dönmesi gerektiğini söylemiş ve Roma Kilisesi’ne (Katolikliğe) karşı oluşacak büyük bir hareketin temellerini atmıştır. Böylece Luther on yıl içinde kendisini ilk “Protestan” isyanının başında bulmuştur.

Bir rahibin Almanya’da affedilme sertifikaları (Endüljans) satmaya başlaması ise bardağı taşıran son damla olmuştu. Bu sistem Papalığın kasasına büyük gelir sağlıyordu. Bu duruma Luther’in yanı sıra Saksonya Elektörü de büyük tepki göstermiştir. Affedilme sertifikalarını satan rahip bölgeden sürülmüştür. Luther, ilk kez bir eylemle Katoliklere meydan okuyarak hükümdarının izlediği siyaseti destekliyordu.

Luther’in 95 Tezi’nin 1517 yılı Basel basımındaki ilk sayfaları
Martin Luther, 31 Ekim 1517’de Wittenberg Kalesi Kilisesi’nin kapısına bu affedilme sertifikalarına karşı fikirlerini içeren; 95 maddeden oluşan bildiriyi asarak Protestan Reformu hareketini resmen başlattı. Luther bu metni hazırlarken daha önce reform hareketine girişmiş isimlerin görüşlerinden etkilenmişti. Kitâb-ı Mukaddes'in farklı dillere çevrilmesi ve matbaanın bulunup halk tarafından da okunabilir hale gelmesiyle, insanlar kilisenin doktrinlerinin yanlış ve yobaz olduğunu düşünmeye başlamıştı. Martin Luther astığı protesto metninde özellikle endüljans a karşı çıkar. Bu bildiri Papalık tarafından hiç de hoş karşılanmamıştı. Luther, sonuçta aforoz edilmesine kadar ilerleyecek olan bu süreçte birçok tartışmayla yüz yüze kalmıştı. Almanya’da Luther’i savunanlar olduğu gibi ona karşı çıkanlar da vardı. Böylelikle Almanya ikiye bölünmüştü. Bu bölünmenin beraberinde de 1522-1525 yılları arasında Şövalyeler Kavgası ve Köylüler Savaşı adı altında iki büyük olay meydana gelecekti.

Böylelikle Hristiyanlığın Katoliklik ve Ortodoksluk olarak ayrılmasına Protestanlık dahil olmuştur. Luther ise Protestanlık mezhebinin kurucusu olarak tarihe geçmiştir.

Dinin yanı sıra Martin Luther eğitimin de laikleşmesini istemiştir. Martin Luther, eğitimin yararlarını hararetle savunurken "İyi okullar hayattaki tüm doğru davranışların çiçek açtığı bir ağaçtır ve ağaçların çürümesi durumunda dinde ve tüm sanat kollarında körelme kaçınılmazdır" ifadesiyle okulların ve okumanın sivil hayatta büyük bir aydınlık kaynağı olduğu düşüncesini yaymaya çalışmıştır.

AUGSBURG BARIŞ ANTLAŞMASI

Augsburg Barış Antlaşması, 1555 yılında Luther’in Protestanlık mezhebinin dolaylı olarak, Katolik mezhebinden ayrıldığı antlaşmadır. Barış Antlaşması, Kutsal Roma İmparatoru V. Charles ve Schmalkaldik Ligi güçleri arasında 25 Eylül 1555 tarihinde Almanya’nın Augsburg şehrinde imzalandı. Bu antlaşmayla Fransa ve Kutsal Roma İmparatorluğu arasında sürmekte olan Schmalkaldik Savaşları sona erdi. Alman prenslerinin Lutheranizm ve Katoliklik arasında istediklerini seçmelerine olanak tanındı. Ayrıca isteyen ailelerin istedikleri dinin hakim olduğu bölgeye yerleşme hakları olduğu bir dönem başlamış oldu. Protestanlık, imparatorun hakimiyetine taraftar olmayan prensler arasında ve bilhassa Almanya, İsviçre, Danimarka, Baltık kıyıları ve kısmen de Fransa’da yaygınlaştı. Bu bölgelerde Katolik kilisesinin mallarına el kondu, prensler zenginleşti.

REFORMUN YAYILIŞI

Reform’un etkisi 16. yüzyıldan itibaren Avrupa’nın birçok yerinde görülmeye başlamıştır. İsviçre’de Huldriych Zwiingli adlı rahip halkı örgütlemiş ve Roma Kilisesi’ne karşı çıkmıştır. Sertifikayla değil, inançla bağışlanma kavramını işleyerek, piskoposların otoritesini şiddetle reddetmiştir.

Yine Almanya’nın bir eyaleti olan Saksonya’da çocukların vaftiz edilmesini reddeden “yeniden vaftizciler” adıyla (Anabaptistler) bir mezhep daha doğmuştur.

İngiliz kralı VIII. Henry (1529) İngiliz Kilisesi’ni Papalık’tan (Roma’dan) ayırmak için harekete geçti. Bunun sebebi ise, İngiliz kralının eşinden boşanmak istemesi ve Roma’nın buna karşı çıkmasıydı. Boşanma olayından önce de, iki taraf arasında anlaşmazlıklar yaşanmıştı. Kral, Temyiz Kanunu’nu çıkartarak Roma’ya yapılan maddi yardımı kesmiş ve egemenliğini önlemişti. Ayrıca Üstünlük Yasası’yla da Papa’nın otoritesini ortadan kaldırmıştı. İki taraf arasındaki ilişki, az önce bahsettiğimiz, boşanma olayıyla da tamamen koptu. Çünkü Katolikliğe göre boşanmak yasaktı. İngiltere kralı her ne kadar Papalıktan kopmuş olsa da, Katoliklik mezhebine bağlı kalmıştır. Fakat İngiltere’de Lutherci ve Kalvinci inaçların yayılmaya başlamasıyla, İngiltere’de Anglikanizm mezhebi doğmuştur. (Protestan-Katolik)

Fransa’da ise Jean Calvin, reform hareketinin öncüsü olarak karşımıza çıkmaktadır. Calvin, kilise ve devlet ilişkileri, kişisel ahlak ve ilahiyat konularında yeni fikirler ortaya sürmüştür. Calvin’in düşüncesi dini basit bir şekilde yaşamaktı. Yani insanların zevk ve gösterişli hayat yaşamasından çok basit ve düzenli bir hayatı seçmeleri gerektiğini vurgulamıştır. Bu görüşleriyle de kentli burjuva ve soyluların dikkatini çekmiştir.

Calvin’in yanı sıra Fransa kralı IV. Henry de, dinin özgürlüğü adına büyük çaba göstermiştir. Nantes Fermanı’nı yayımlayarak Kalvenizm mezhebinin resmileşmesini sağlamıştır.

REFORMUN NEDENLERİ

  • Katolik Kilisesi’nin bozulduğu iddiası ve ıslahat fikrinin yayılması.
  • Hümanizm sayesinde Hristiyanlığın kaynaklarına inilmesi, Kitâb-ı Mukaddes'in millî dillere çevrilerek temel ilkelerin ortaya konması.
  • Matbaacılığın yaygınlaşması ile okuma-yazma bilenlerin artması üzerine Katolik mezhebinin sorgulanmaya başlaması.
  • Endüljans sorununun ortaya çıkması, para karşılığında Katolik Kilise'nin günahları affetmesi.
  • Reform hareketlerinin Almanya’da baş göstermesinin sebepleri:
  • Reform hareketlerinin ilk defa başladığı Almanya’da siyasal birlik olmaması ve Almanya’daki prenslerin dinde yenilik isteyenleri desteklemesi
  • Mevcut mezhepleri ve onların kurallarını eleştiren bilim adamlarının varlığı
  • Kağıt ve matbaanın kullanılması
  • Kilise'nin görevinin dışına çıkarak halkı dini ve ekonomik açıdan zorlaması

REFORMUN SONUÇLARI

  • Avrupa’da mezhep birliği bozuldu. Katolik ve Ortodoks mezhepleri yanında Protestanlık, Kalvenizm ve Anglikanizm mezhepleri ortaya çıktı, mezhepler arasında çatışmalar başladı.
  • Din adamları ve Kilise, eski itibarını kaybetti.
  • Katolik Kilisesi, kendisini yenilemek ve düzenlemek zorunda kaldı.
  • Eğitim-öğretim faaliyetleri Kilise'den alınarak laik bir eğitim sistemi kuruldu.
  • Katolik Kilisesi'nden ayrılan ülkelerde Kilise'nin mallarına ve topraklarına el kondu.
  • Papa ve Kilise'nin Avrupa ülkelerinin kralları üzerindeki etkisi sona erdi ve Avrupa’da siyasal bölünmeler yaşandı. Çünkü Orta Çağ’da Papa, Avrupa krallarına taç giydirerek onların krallıklarını onaylıyor ve yönlendirebiliyordu. Papa’nın bu gücü kaybetmesi, Haçlı Seferleri’nin düzenlenmesini engellemiştir.
  • Katolik kalan ülkelerde yeni mezheplerle mücadele etmek amacıyla Engizisyon mahkemeleri kuruldu.
  • Protestan krallar ve prensler, din işlerinin mutlak hakimi oldular.
  • Reform hareketleri, Avrupa’yı siyasi yönden zarara uğratmıştır. Şarlken’in Osmanlı İmparatorluğu üzerine yapmayı planladığı Haçlı Seferi bölünmelerden dolayı gerçekleşmemiştir.

İç Haberler Haberleri