Regl nedir? Regl gecikmesi neden olur? Regl gecikmesi nedenleri nelerdir? Adet gecikmesi en fazla kaç gün normaldir?

Regl nedir? Âdet kanaması olarak da bilinen regl, aylık döngüler hâlinde gerçekleşen vajinal kanamadır. Milyonlarca genç kızın belirli dönemlerde yaşadığı bu doğal süreç tüm kültürlerde kadınlığa geçiş olarak yorumlanır. Bazı aylarda adet döngüsünde değişiklikler yaşanabilir. Peki Regl nedir? Regl gecikmesi neden olur? Regl gecikmesi nedenleri nelerdir? Adet gecikmesi en fazla kaç gün normaldir?

Regl nedir? Regl (adet) gecikmesi neden olur? Regl (adet) gecikmesi nedenleri nelerdir? Adet düzensizliği hemen hemen her kadında görülebilen bir durumdur. Kimi kadın ayda birkaç kez regl olurken kimi kadın ise birkaç ayda bir regl olmaktadır. Bu durumun bazı fizyolojik nedenleri olduğu gibi ruhsal psikoloji de adet döngüsünü etkileyebilir. Peki Regl nedir? Regl (adet) gecikmesi neden olur? Regl (adet) gecikmesi nedenleri nelerdir? Adet (adet) gecikmesi en fazla kaç gün normaldir?

REGL (ADET) NEDİR?

Ergenlik döneminden başlayarak menopoz dönemine kadar her ay düzenli olarak gerçekleşen vajinal kanamalar; regl, âdet kanaması ya da menstrüasyon olarak tanımlanır. Regl döneminin süresi ve kanamanın miktarı kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Her 21 ila 35 günde bir kez gerçekleşen regl döneminde uterus ya da halk arasında bilinen adıyla rahim, kendini yenileyerek gebeliğe hazırlanır. Gebeliğin oluşmadığı durumlarda ise rahmin içinde bulunan dokunun bir kısmı dökülür ve vajinal yoldan dışarı atılır. Aylık döngüler hâlinde devam eden bu sisteme, menstrüasyon döngüsü ya da farklı bir deyişle âdet döngüsü denir. Sağlıklı bir âdet döngüsü için dört ayrı sistemin düzenli ve birbiriyle uyum içinde çalışması gerekir. Rahim ve vajina, yumurtalıklar, hipofiz bezi ve hipotalamustan oluşan bu sistemlerin sağlıklı bir şekilde çalışması, üreme için de son derece önemlidir. Âdet döngüsü, beyinde yer alan ve küçük nukleuslardan ulaşan hipotalamus bölgesinin, yine beyinde bulunan ve bir çeşit endokrin bezi olan hipofiz bezini uyarmasıyla başlar. Uyarılan hipofiz bezi, luteinizing hormon (LH) ve folikül uyarıcı hormon olarak tanımlanan FSH (follicule stimulating hormon) hormonlarını salgılar. Salgılanan hormonların dolaşım sistemi aracılığıyla yumurtalıklara ulaşmasıyla birlikte yumurtalık rezervinde bulunan yumurta folikülleri uyarılır. Böylece yumurtaların bir kısmı olgunlaşma sürecine girer. Yumurtaların olgunlaşmasının ardından yumurtanın içinde bulunduğu kesecik ya da farklı bir deyişle yumurta folikülü çatlar. Bu süreç boyunca yumurta folikülünden östrojen hormon salınımı yapılır. Salınan östrojen hormonu, rahim duvarının ya da tıp dilindeki adıyla endometriumun kalınlaşmasına neden olur. Çatlayarak, içinde bulunduğu folikülden çıkan yumurta ise yumurtalıklarla rahim arasında bir köprü görevi gören fallop tüplerine atılır. Olgunlaşan yumurta yaklaşık 24 saat kadar hayatta kalır ve bu süre boyunca fallop tüplerinde erkek üreme hücresi olan sperm ile karşılaşmazsa gebelik oluşmaz. Böylece östrojen hormonu salınımı azalmaya ve progesteron düzeyi artmaya başlar. Olası bir gebelik için kendini hazırlayan rahim içi dokusu, progesteron hormonunun etkisiyle parçalanmaya ve dökülmeye başlar. Rahim içi dokunun bir miktar kanla birlikte vajinal yoldan vücut dışına atılmasıyla âdet kanaması gerçekleşir. Âdet kanaması süresi kişiden kişiye değişiklik gösterse de yaklaşık olarak 3 ila 7 kadar sürer. Regl öncesinde ve sırasında karın ve bel bölgesinde ağrı, sancı ya da kramp olabilir. Ayrıca şişkinlik, memelerde hassasiyet, ruh hâlinde değişim ve baş ağrısı da görülebilir. Doğurganlık süresi boyunca bu döngü bu şekilde devam eder. "Regl ne demek?" sorusu bu şekilde yanıtlanabilir.

REGL GECİKMESİ NEDEN OLUR?

Herhangi bir sağlık problemi olmayan kadınlar, ergenlikten menopoz dönemine kadar 28 günde bir adet kanamasına maruz kalır.

Bu döngü pek çok farklı nedenden sekteye uğrayabilir ve gecikmeler yaşanabilir. Adet gecikmesinden bahsedebilmemiz için, adet başlangıcını minimum 7 gün süreyle geçmiş olması gerekmektedir. 

Araştırmalar gösteriyor ki hemen hemen her kadında adet düzensizliği belli dönemlerde yaşanmaktadır. Bir yıl içinde 2 ya da 3 seferden daha sık maruz kalınan gecikme ciddi sağlık problemlerinin ayak izleri olabilir.

Çevresel faktörler, stres, psikolojik faktörler, mevsimsel geçiş dönemleri, hormonal durumlar ya da kullanılan çeşitli ilaçlar gibi daha minör durumlarda neden olabilmektedir.

İlk kez adet olan kişi için bu durum biraz daha farklı işler. Periyodik döngü tam olarak oturana kadar süreçte düzensizlikler yaşanması oldukça normaldir. 

REGL GECİKMESİ NEDENLER NELERDİR?

Adet gecikmesine neden olabilecek pek çok farklı sebep bulunmaktadır. En bilinenlerini şu şekilde sıralayabiliriz:

Hamilelik: Adet gecikmesine neden olan sebeplerin başında gelir. Korunmasız şekilde aktif cinsel hayatı olan kadınlarda gebeliğe bağlı olarak adet gecikmesiyle karşı karşıya kalınabilir.
Yoğun Egzersiz Programları: Egzersizlerini arttırdığın ve buna rağmen günlük tükettiğin kalori miktarını azalttığın durumda adet gecikmesi sorunu ile karşı karşıya kalabilirsiniz.
Kronik Hastalıklar: Adet düzensizliği üzerinde bir yıldan daha fazla süren ya da ömür boyu etkisi baki olan kronik hastalıklar da doğrudan etkilidir.
Polikistik Over Sendromu: Yumurtaların üzerinde yer alan kistlerin erkeklik hormonlarını fazla üretmesi adet gecikmesine neden olabilir. Erkeklik hormonunun fazla olması kistlerin artmasına neden olurken, kistler de erkeklik hormonlarını tetikler ve bu kısır döngü devam eder. Bunun tedavisi ilaç yoluyla gerçekleşmektedir.
Kilo Kaybı veya Aşırı Kilo Alma: Eğer kilonuz normal kilonuzun %10 altında seyrediyorsa vücudunuzun çalışma prensibi değişir ve bu da yumurtalamayı olumsuz yönde etkiler. Fazla kilolu ve hatta obezite ayarında olan kadınlarda da adet gecikmesi sorunu baş göstermektedir. Fazla kilo hormonal değişikliklere sebebiyet verir ve bu da adet gecikmesini tetikler.
Emzirme, Lohusalık Dönemi: Emzirme ve lohusalık dönemi boyunca kişi adet görmeyebilir ya da çeşitli adet gecikmeleri yaşayabilir. Emzirme döneminin nihayete ermesiyle kişinin adet döngüsü normal düzenine geri döner.
Doğum Kontrol İlaçları: Doğum kontrol hapı kullanan kadınlar adet düzensizliği ile sık sık karşı karşıya kalır. Belirli aralıklarla alınan doğum kontrol ilaçlarının bırakılmasının ardından adet düzensizliğinin toparlanması 6 ay gibi bir süreyi bulabilir.
Stres Faktörü: Beynin hipotalamus bölgesi adet dönemini düzenler. Stres dönemi esnasında yaşanan durumlar beyni etkiler ve adet gecikmesine sebebiyet verir.
Tiroid Bozuklukları (Guatr): Kişinin Hipertroidi ya da Hipotroidi olması da adet geciktirici etkiye sebebiyet verebilir.
Erken Menopoz: 45 ile 55 yaşları arasında genellikle kadınlarda menopoz süreci yaşanır. 40 yaş ve daha da erken evrede görülen peri-menopoz dönemi yumurtaların sayısının azalarak adet düzensizliğine sebebiyet verir.
Adet gecikmelerinin en yaygın sebebi hamileliktir. Bir kadının stresten, günlük yaşantılarıyla ilgili oluşan beklenmedik değişiklikler veya mevsimlerin geçişi esnasındaki etkenleri adet gecikmesi sebepleri arasında sayabiliriz. Yaşanan büyük travmalar, ameliyatlar hastada hem psikolojik olarak hem hormonal olarak stres yaratır. O yüzden ameliyattan sonraki ilk evrelerde adet gecikmesi çok sık görülür. 
Gebelikten korunmak için doğum kontrol hapı kullanılması, yapılan korunma iğneleri, kolunuza uygulanan hormon çubuklarının içinde yer alan hormonların yan etkileri de sebep olan başlıca etkenlerdir.

Eğer siz de adet gecikmesi problemi yaşıyorsanız, sağlık kontrollerinizi yaptırmak için hekime başvurmayı ihmal etmeyin.

REGL (ADET) GECİKMESİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Op. Dr. Işık, tedavi yöntemleri ve tedavi edilmemesi durumunda ortaya çıkabilecek riskler konusunda şunları söyledi:

“Tedavi şekli, bulunan patolojiye göre değişir. Tiroit hormonu yetersizliğine bağlı durumlarda tiroit hormonu verilir. Prolaktin hormonunun yüksek düzeyde salgılandığı durumlarda, salgılamayı kesici ilaçlar verilir. Polikistik over sendromunda ise sadece kilo vermeyle bile adetler düzene girebilir. Ayrıca progesteron hormonu veya doğum kontrol haplarıyla da tedavi mümkün olabiliyor. Sürekli östrojen hormonu etkisi altında kalan rahim içini döşeyen endometrium tabakası her ay düzenli dökülüp adet kanaması şeklinde atılmadığı için sürekli kalınlaşır. Uzun yıllar içersinde bu durum rahim kanseri oluşumu riskini artırır. Ayrıca adet gecikmeleri tedavi edilmezse gebelik oluşumu gecikir veya gerçekleşmez. "

Hayat ve Yaşam Haberleri