Halepçe Katliamı'nın 30.yılında katliamın baş karakteri Saddam Hüseyin'in hayatı araştırılıyor. Tarihin en büyük kimyasal saldısını düzenleyerek binlerce sivilin ölümüne neden olan Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin 2006 yılının kurban bayramının ilk gününde idam edildi.
SADDAM HÜSEYİN KİMDİR, ASLEN NERELİDİR?
El Hatap aşiretine mensup olan Saddam Hüseyin, 28 Nisan 1937 tarihinde Irak'ın Tikrit şehri yakınlarında bulunan El Avja köyünde doğdu. Doğumundan kısa bir süre sonra dayısı Hayrallah'ın yanına gönderildi. 1956 yılında dayısı tarafından askeri akademiye girmesi için teşvik edildi ancak sınavlarda başarısız oldu. 1957'de Baas Partisi'ne girdi. 1959'da dönemin Irak Başbakanı Abdülkerim Kasım'a karşı düzenlenen başarısız suikast girişimine katıldı. Daha sonra Suriye'ye, oradan da Mısır'a kaçtı. Bu dönemde Kahire Üniversitesi'ne girerek hukuk alanında eğitim aldı. 1963'de Bağdat'a geri dönerek dayısının kızı Sacide Talfah ile evlendi. Aynı yıl içerisinde mareşal Abdüsselam Arif'in Baasçılara karşı düzenlediği darbe sırasında tutuklandı ve hapse gönderildi. 1967 yılında cezaevinden kaçarak Baas Partisi'nin liderlerinden biri oldu. 1969'da Devrim Komuta Konsey'nini başkan yardımcılığı vazifesine getirildi. Kuzeni olan dönemin Devlet Başkanı Ahmed Hasan el-Bekr'e de en yakın kişilerden biri olarak ülke yönetiminde söz sahibi oldu. 16 Temmuz 1979 tarihinde Bekr'in sağlık gerekçeleriyle istifası üzerine makamını devraldı.
SADDAM HÜSEYİN'İN İKTİDAR YILLARI
Saddam Hüseyin devlet başkanlığının yanı sıra devrim komuta konseyi başkanlığı, başbakanlık ve baas genel sekreterliği görevlerini yürüttü. Bunun yanında ülke genelinde yaygın bir polis ağı oluşturarak her türlü muhalefet hareketini bastırdı. Ayrıca Basra Körfezi üzerinde egemenlik kurup, petrol kaynaklarını ele geçirerek Irak'ın yaşam standartlarını artırmayı amaçladı.
İRAN -IRAK SAVAŞI'NA SEBEP OLDU?
Saddam Hüseyin, 1979 yılında İran'da gerçekleşen İslam Devrimi'nin Irak'taki Şii nüfusu etkilemesine tepki göstererek Huzistan'daki Araplar'a özerklik verilmesini istedi. Talepleri kabul edilmeyince de Cezayir Anlaşması'nın artık geçerli olmadığını ileri sürerek İran havaalanlarını bombaladı ve petrol alanlarını işgal etti. Bu olay 9 yıl boyunca sürecek savaşın başlamasına sebep oldu. İki tarafında birbirine üstünlük sağlayamaması üzerine 1988 yılı Temmuz ayında ateşkes anlaşması imzalandı.
KÖRFEZ SAVAŞI'NDA NELER OLMUŞTU?
2 Ağustos 1990 tarihinde Irak ordusu sürpriz bir saldırı ile Kuveyt'i işgal girişiminde bulundu. Bu olay dünya kamuoyunda büyük tepkiyle karşılandı. 16 Ocak 1991'de başlayan ve altı hafta süren bir savaşın sonunda ABD öncüğündeki askeri ittifak güçleri, Saddam'ın ordusunu Kuveyt'ten çıkardı. Ancak bölgede tansiyon devam etti. Amerika, Körfez Savaşı'nın ardından uçuşa yasak bölgeyi ihlal ettiği gerekçesiyle Bağdat'ı bombaladı. Daha sonra 1998'de Irak'ın Birleşmiş Milletler silah denetçileriyle işbirliğine gitmemesi sebebiyle, Çöl Tilkisi Harekatı adlı operasyonda askeri ve stratejik noktalar yeniden bombalandı.
SADDAM HÜSEYİN'İN DEVRİLİŞİ
11 Eylül 2001 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşanan terör eylemlerinin ardından Saddam Hüseyin, yeniden Avrupa'nın hedefi haline geldi. Bunun üzerine dönemin ABD başkanı George W. Bush, yaptığı bir konuşmada Irak, İran ile Kuzey Kore'yi şer ekseni olarak ilan ederek mevcut hükümetlerinin devrilmesi için harekete geçeceklerini ifade etti. 20 Mart 2003 tarihinde başlatılan harekat sonucunda Saddam ve hükümeti üç hafta içerisinde çökertildi.
NASIL İDAM EDİLDİ, NEDEN İDAM EDİLDİ?
13 Aralık 2003 tarihinde Tikrit yakınlarında bir çiftlik evinde yakalanan Saddam Hüseyin, yargılanma sürecinin ardından 30 Aralık 2006'da Kurban Bayramı'nın ilk gününde asılarak idam edildi.
İdam dünya kamuoyunda farklı tepkilerle karşılandı. Kuveyt, Amerika Birleşik Devletleri, İsrail ve Birleşik Krallık Saddam'ın ölümünü memnuniyetle karşılarken Libya'da 3 günlük yas ilan edilmiştir. Bunun yanında Pakistan, Malezya ile Rusya yönetimleri cezanın uygulanmasının ülkeyi iç savaşa götürmesinden endişe duyduklarını ifade etmişlerdir. Öte yandan Avrupa Birliği bu olayı barbarlık olarak nitelendirdiğini, Hamas ise siyasi bir cinayet olarak gördüklerini belirtmiştir.