Sağlık Bakanlığından YÖK'e üniversitelerin final sınavlarıyla ilgili yazı

Koronavirüs nedeniyle okullarından uzak olan üniversite öğrencilerinin final sınavlarıyla ilgili flaş bir gelişme yaşandı. Sağlık Bakanlığı, YÖK'e final sınavlarının yüz yüze değil de alternatif yöntemlerle yapılmasını istediği bir yazı gönderdi

Eğitim öğretim yılının sonuna yaklaşılmasıyla herkes üniversitelerin final sınavlarının nasıl yapılacağını merak ederken bu konuda ilgili flaş gelişme yaşandı. Koronavirüs salgını nedeniyle üniversiteler eğitim ve öğretim faaliyetlerini uzaktan eğitim yöntemiyle sürdürüyordu. Akademik eğitimin sonuna gelinmesiyle birlikte üniversitelerde yapılacak olan final sınavları konusunda Sağlık Bakanlığı, yazdığı bir yazıyla YÖK'ü uyardı. DHA'nın haberine göre; Bakanlık, final sınavlarının yüz yüze değil de alternatif yöntemlerle yapılmasını istedi.

SAĞLIK BAKANLIĞI'NDAN YÖK'E SINAV YAZISI

Sağlık Bakanlığı tarafından YÖK'e gönderilen yazıda, "Bilindiği üzere tüm dünya gibi ülkemiz de bir salgın sürecinden geçmekte ve salgını kontrol altına alabilmek için tüm kurumlarımızla her alanda üstün gayretler sarf edilmektedir. Yükseköğretim Kurulu Başkanlığımız da bu olağan üstü duruma uygun olarak tedbirler almış ve Türk yükseköğretiminin sağlıklı şekilde yürütülmesi için dinamik bir çalışma içinde olmuştur. Ancak, Yükseköğretim Kurulunun son dönemdeki açıklamalarına göre, üniversitelerin dönem sonu sınavlarının biçimi konusunda kendi kararlarını verebilecekleri anlaşılmaktadır. Bu durum yüz yüze sınav yapılmasına da imkân tanımaktadır. Bilim Kurulumuzun görüşleri doğrultusunda Bakanlığımızca yapılan değerlendirmeler, bu dönemde kişilerin toplu hareketine ve bir araya gelmelerine yol açacak faaliyetlere meydan verilmemesi yönündedir. Şehirlerarası kitlesel öğrenci hareketleri, farklı yerleşim birimlerinden öğrencilerin bir araya gelmesi, öğrenci yurtlarının yeniden faaliyete geçmesi ve sınav ortamlarında sosyal mesafeye uyulamaması gibi durumların, kontrol altına almakta olduğumuz pandemi mücadelesinde önlenemez bir risk oluşturacağı görülmektedir. 2019-2020 eğitim yılının bu tür risklere meydan vermeden tamamlanması gerekmektedir. Yükseköğretim Kurulunun daha önce örgün eğitim yapılan programlarda uzaktan eğitim yapılması ve ara sınavlara ilişkin almış olduğu kararlara paralel olarak, dönem sonu sınavları ile bu eğitim yılına ait diğer sınavların da çevirim içi veya alternatif ölçme-değerlendirme yöntemleri uygulanarak yapılması önem arz etmektedir. Konunun hassasiyetine binaen, Yükseköğretim Kurulunun öğrencilerin toplu olarak bir araya gelmesine yol açabilecek uygulamalara fırsat verilmemesi yönünde karar alarak yükseköğretim kurumlarını gecikmeden bilgilendirmesi hususunda; Keyfiyeti ve bilgilerinizi rica ederim" denildi.

 

ÜNİVERSİTELER NE ZAMAN AÇILACAK?

YÖK'ten üniversitelerin açılışı tarihiyle ilgili önemli bir açıklama yapıldı. YÖK'ten yapılan açıklamada "Devletin ilgili kurumları tarafından 1 Haziran 2020'den itibaren 14 gün boyunca salgının kontrol altına alındığının ve kesin düşüşe geçtiğinin beyan edilmesi koşuluyla 15 Haziran'dan sonra üniversitelerimizde normale dönüşün ilk aşaması başlayacaktır" denildi.

YÖK'ün ayrıntılı açıklaması şu şekilde:

"Bilindiği üzere 4 Mayıs 2020 tarihli Kabine Toplantısı‘nda 15 Hazirandan 2020‘den itibaren üniversitelerimizin akademik takvime dönebileceği kararı alınmıştır. Bu karar ile üniversiteler, bu tarihten itibaren; bu ve gelecek senenin eğitim öğretim süreçlerine ilişkin akademik takvimlerini yapabileceklerdir. Bu ülkemizin normalleşme sürecinde gelinen önemli bir aşamadır.

Devletin ilgili kurumları tarafından 1 Haziran 2020'den itibaren 14 gün boyunca Kovid-19 salgınının kontrol altına alındığının ve kesin düşüşe geçtiğinin beyan edilmesi koşuluyla, 15 Haziran 2020 tarihinden sonra üniversitelerimizde de normale dönüşün ilk aşaması bu şekilde tedrici olarak başlayacaktır.

YÖK olarak bu süreçleri “güçlü koordinasyon, esnek yönetim, yetki paylaşımı” anlayışı içerisinde sürdürmekteyiz. Bu şekilde kampüslerimiz kapalı olmasına rağmen eğitim öğretim pek çok ülkenin aksine durdurulmamış olup dünyadaki iyi örneklerde olduğu gibi dijital ortamda farklı süreçlere evrilerek sürdürülmektedir. ​Diğer bir ifade ile akademimiz hocası ve öğrencisi ile birlikte öğretmeye ve öğrenmeye devam etmektedir.

Diğer taraftan yürürlükteki mevzuata göre üniversitelerimizin akademik takvimlerine ilişkin katı kurallarla tayin edilmiş başlangıç ve bitiş tarihleri bulunmamakta olup akademik takvim belli bir çerçevede üniversitenin kendi yetkili kurulları tarafından belirlenmektedir. Üniversitelerimizde akademik takvimler bu tarihten sonra belirlenebilir ve bahar döneminde uzaktan öğretimle verilemeyen özellikle uygulama derslerine ilşkin süreçler; kademeli ve koruyucu önlemler alınarak, makul düzeyde öğrenci sayısı ile 15 Haziran 2020 tarihinden itibaren yukarıda geçen önkoşulun gerçekleşmiş olması şartıyla kurgulananilir. Üniversitelerimizin senatoları “kendi koşullarını dikkate alarak” kendilerine en uygun takvimi belirleyebilecektir. Dönem sonu sınavları ve öğrenci başarısının değerlendirilmesi, ilgili yükseköğretim kurumunca belirlenen "hukuki açıdan şeffaf, açıklanabilir ve denetlenebilir ilkeler" doğrultusunda yapılacaktır.

Elbette akademik takvim belirlenirken öğrencilerimizin önemli bir kısmının yurtlarından ayrılmış olması, seyahat imkânları, psikolojik durumları ve derse uyum sağlayabilmenin sosyal koşullarının hazır olup olmaması gibi etkenlerin yanı sıra aynı zamanda eğitim öğretim süreçlerinin büyük kısmının dijital imkânlarla yürütülüyor olması ve yeniden örgün öğretime döndürülmesinin zorlukları gibi hususların da göz önünde tutulması gerektiği ortadadır. Özellikle bu yaşanılan süreçte üniversitelerimizin öğrenci merkezli bir yaklaşımı benimsemesi gerekmektedir. Bu vazgeçilmemesi gereken esastır.

​Üniversitelerimizin Kabinenin normalleşmeye yönelik takvimi doğrultusunda 15 Haziran 2020‘den itibaren önümüzdeki dönemin akademik takvimini belirlerken bu hususlara dikkat edeceği malumdur. Bu dinamik süreçte YÖK olarak da; şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da öğrenciyi merkeze alan bir yaklaşım ile bu sürecin sürdürülmesini önemsiyor ve kararlarımızda buna dikkat ediyoruz. Dolayısıyla bu normalleşme sürecinin aşamalarının da YÖK ve üniversiteler tarafından, öğrencilerimizi tedirgin etmeyecek tarzda sürdürüleceğini açıklamak isteriz."

Eğitim Haberleri