Sağlıklı olan ve herhangi bir fiziksel problem oluşturmayan uzuvlarını kestirmek isteyen iki vaka ilk defa 1977 yılında ortaya çıkmıştır.
Bu vakalar, cinsel yönelimleri cinsiyetlerinin dışında olduğu için rahatsızlıklarının nedeninin bu olduğu düşünülmüş, daha sonra tek nedenin bu olmadığı tespit edilmiştir.
Çünkü iki vakanın da ampütasyonunu gerçekleştiren ilk doktor Robert Smith, bu bireylerin sağlıklı olan uzuvlarını kestirdikten sonra mutlu olduğunu keşfetmiştir.
Ampütasyon talep eden hastaların beyinlerinin sağ lobunda hasar olduğu tespit edilmiş, bu rahatsızlığın nörolojik bir problemden kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Uzmanlara göre beyin hasarı bulunan kişiler, vücut haritalamalarını doğru bir şekilde yapamıyor, bu nedenle bazı uzuvlarını kabul edemiyor.
Vücut bütünlüğü kimlik bozukluğu adı verilen apotemnophilia hastalığına sahip kişiler, vücutlarındaki uyumsuzluktan kurtulmak için ampüte olmayı tercih ediyorlar.
Hasta, sağlıklı olsa da o uzvunun kendine ait olduğunu kabul edemiyor. Bu arzunun tam olarak neyden kaynaklandığı bilinmiyor ve araştırmalar halen devam ediyor.
Uzmanlar, çocukluk travmalarından, cinsel olarak uyarılmadan, obsesif eğilimler ve bu rahatsızlığa sahip olan kişilerden etkilenerek bu rahatsızlığın ortaya çıkabildiğini düşünüyor.
Peki vücut bütünlüğü kimlik bozukluğunun belirtileri nelerdir?
Stres, depresyon, anksiyete ve yeme bozukluğu belirgin semptomlar arasındadır.
Hastalar genellikle vücutları hakkında olumsuz düşünürler ve bu durum ciddi oranda yaşam kalitelerini etkiler.
Tedavi yöntemleri nelerdir?
Günümüze kadar gelen süreç boyunca bu rahatsızlık için yaygın bir tedavi yöntemi oluşmamıştır. Vücut kimlik bozukluğu yaşayan kişiler genellikle durumlarıyla ilgili depresyon problemleri yaşadığı için antidepresan tedavileri uygulanmıştır fakat bu tedaviler de hastaların ampütasyon isteklerini tamamiyle bastıramamıştır.
Apotemnophiliaya sahip kişilerin kendi uzuvlarını kesmeye çalıştığı gözlemlenmiştir. Profesyonel bir yardım olmayı, operasyon geçirmeyi reddeden hastalar, kendi yöntemleriyle müdahalede bulunabilmektedir. Örneğin bir hastanın buz ile dondurduğu uzuvlarını kestiği bilinmektedir.
Cerrahi müdahale en son aşamadır. Hastalar pek çok tedavi sürecinden geçer, başarısız olduğu taktirde ampütasyon uygulanır. Hastaların uzuvlarından kurtulduktan sonra garip bir şekilde çok mutlu oldukları gözlemlenmiştir.