Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Erzurum, Ağrı, Ardahan, Bingöl, Erzincan, Iğdır, Kars ve Tunceli il sağlık müdürleri, başhekimler ve saha koordinatörleriyle, Erzurum Şehir Hastanesinde yaptığı değerlendirme toplantısı sonrası basın mensuplarının karşısına çıktı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şehir ziyaretleri ve toplantıların önemine dikkati çekti.
Bakan Koca, konuya ilişkin olarak şu ifadeleri kullandı:
"Yaza nispetle oldukça riskli olan sonbahar aylarına girdik, önümüz kış. Zamanımızın büyük kısmı artık kapalı alanlarda geçecek. Kapalı alanlarda virüsün yayılım imkanı genişleyecek çünkü mesafeyi kontrol etmekte daha fazla zorluk çekeceğiz. Özetle sonbahar ve kış, koronavirüs için fırsat ayları olacak. Mevsimsel grip vakalarını buna eklerseniz işin ciddiyeti ortaya çıkar. Grip virüsü de tıpkı koronavirüs gibi solunum yoluyla bulaşmaktadır. Şayet koronavirüs grip üzerinden yayılırsa salgınla baş etmek daha da zorlaşacaktır. Aynı tedbirlerle ikisinden de korunabilirsiniz. Sizden ricam, tedbirlerde salgının ilk günlerindeki titizliğe dönmenizdir."
DÜNYADAKİ AKTİF KORONAVİRÜS VAKA SAYISI 70 MİLYONUN ÜZERİNDE
Bakan Koca, tüm dünyada hayatı tanınmaz hale sokan salgının, geçen yılın aralık ayında başladığını hatırlatarak, hastalığın dünyanın her köşesini etkilemesi nedeniyle nerede başladığının artık bir öneminin olmadığını dile getirdi.
Koronavirüsün başlangıç noktasının uyarıcı bir değer taşıdığını anlatan Koca, şunları kaydetti:
"Eldeki bilgilere göre, virüs bugüne dek en az 39 milyon kişiye bulaştı. Şunu unutmayın en başta bu sayı sadece bir. Koronavirüs dünyaya o bir kişiden yayıldı. O bir sayısı 39 milyona ulaştı. Aramızda sadece bir koronavirüs taşıyıcısının olması, bu izole edilmediği sürece riskin devam ettiği anlamına gelir. Bulaşma riski açısından baktığınızda tüm dünyada toplam aktif vaka sayısı geçmiş aylara kıyasla kat kat fazladır. Dün tüm ülkelerce son 24 saatte tespit edilip bildirilen yeni vaka sayısı 429 bin 122'dir. Bunların çoğu şikayet üzerine tanı konan kişilerdir. Tahminlere göre, halen dünyadaki aktif vaka sayısı 70 milyonun üzerindedir."
Bir kişiden başlayan virüsün 70 milyondan fazla bulaşma kanalının bulunduğuna vurgu yapan Koca, insanlığın koronavirüse karşı önemli başarılar elde ettiğini aktardı.
MASKENİN ÖNEMİ
Her şeyden önce virüsün nasıl bulaştığını ve alınması gereken önlemleri artık iyi bildiklerini vurgulayan Koca, şöyle devam etti:
"Burada aşı konusunda gelinen ve işin rengini tümüyle değiştireceğini düşündüğümüz nokta ile tedavideki gelişmeleri ayrı tutuyorum. Radikal çözüme maalesef zaman var. Bu zaman boyunca virüse geçit vermemeliyiz. Koronavirüs bildiğiniz gibi kişiden kişiye solunum yoluyla geçmektedir. Bulaşma solunum yoluyla olduğu için maske vazgeçilmez bir tedbir, hatta tedbirlerin en önemlisidir.
Bilim adamlarımız, maskenin koruyuculuk özelliklerinin bazı şartlarla birlikte yüzde 90'a kadar çıktığını söylemektedir. Marttan bu yana maske kullanımı konusunda bir titizlik gösterdik. Dış ortamlarda pek taviz vermediğimiz bu tedbir konusunda aslında çok daha hassas olmamız gereken kapalı mekanlarda maalesef taviz veriyoruz. Bugünden itibaren bu tavizlerin riski fazlasıyla artmaktadır."
Bakan Koca, vatandaşların ev dışındaki kapalı ortamlarda maske takmayı ihmal etmemesini isteyerek, aile ziyaretlerinin ertelenmesi tavsiyesinde bulundu.
Vatandaşların HES kodu uygulamasından yararlanmasını öneren Koca, "Doğu Anadolu dahil olmak üzere bazı bölgelerde HES'e ilgi maalesef düşük. Bu bölgenin, Erzurum ve çevresinin insanı için söylüyorum, HES uygulamasını kullanmak sizin çayı kıtlama içmek kadar tabii olmalıdır. Kolaylığından en ufak şüpheniz olmasın. Kalabalık mekanlar dışında iş yerleri çok dikkat edilmesi gereken ortamlardır. İş ortamında kimsenin taşıyıcı olmadığına dair bir garantisi yoktur. Herkes diğerinden taşıyıcıymış gibi korunmalı ve günlük hayat buna göre düzene konulmalıdır." diye konuştu.
BAKAN KOCA'DAN SOSYAL MESAFE VURGUSU
Sosyal mesafenin virüse karşı ikinci tedbir olduğunu hatırlatan Koca, kapalı alanların kullanılacağı sonbahar ve kış aylarında sosyal mesafenin de öneminin arttığının altını çizdi.
İnsanlar arasındaki mesafenin azalmasıyla virüsün bulaşma riskinin arttığına işaret eden Koca, şu değerlendirmede bulundu:
"Çünkü solunum yoluyla havaya damlacıklar yayılmakta, bu damlacıklar sayesinde virüs yakındaki kişiye geçmektedir. Maske takıp, mesafe kuralına uyduğunuzda, kendinizi güvenceye almış oluyorsunuz. El temizliği üçüncü tedbirimizdir. Bu konuda alışkanlığın ötesinde titizlik göstermeliyiz. Salgını kontrol altına almak, sağlığımızı korumak, bu üç tedbire bağlıdır. Bu üç tedbire uymak bizim filyasyon ekibi sayımızdan, günlük test sayımızdan, yatak kapasitemizden, solunum cihazı doluluk oranımızdan daha önemlidir. Çünkü bunlara ihtiyacımız tedbirlere uyulup uyulmadığına bağlı olarak değişmektedir."
Bakan Koca, dünyadaki aşı gelişmeleri sürecine değindi ve şunları belirtti:
"Bilim aşı konusunda önemli gelişmeler gösteriyor. Fakat görünen o ki aşı bulunana kadar dünyayı zor günler bekliyor. DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge dün Avrupa'da ciddi önlemler alınmazsa ölüm oranlarının nisan ayına göre 5 kat artabileceğini söyledi. Avrupa'da 6 milyon olan vaka sayısı 10 gün içinde 7 milyona ulaştı. Günlük vefat sayısı binin üzerinde. Kovid-19, ölüm nedenleri arasında 5'inci sırada. DSÖ'nün endişesi boşa değil."
İKİNCİ DALGA
Bakan Koca, dünya genelinde ülke ülke bakılınca umut kırıcı bir tablonun söz konusu olduğunu belirterek, Fransa'da 8 kentte gece sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini hatırlattı.
İspanya ve Hollanda da sosyal hayatta çok yaygın olan bazı eğlence yerlerinin kapatıldığına işaret eden Koca, şunları kaydetti:
"Almanya dahil bazı ülkelerde katı tedbirler tekrar konuşulmaya başlandı. Bugün gündem somut gerekçelere dayanıyor. Fransa'da dün vaka sayısı 30 bini, İspanya'da 35 bini geçti. Önlem alınmazsa hastanelerin yoğun bakım ünitelerinde kapasite sıkıntısı yaşanacağı belirtiliyor. İtalya'da salgının başından beri bu yana en yüksek rakamlara ulaşıldı. Belçika'da yoğun bakım ünitelerinin kasım ayı itibariyle dolacağı bildirildi. Önceki gün bir günde 21 bin vaka görülen İngiltere'de bazı kısıtlamalara gidildi. Avrupa'daki bu tablo ikinci dalga olarak nitelendirilmekte."
Koca, riskin hem bölgesel hem de mevsimsel şartlar sebebiyle arttığı bugünler de çok dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.
Yaklaşık bir ay önce Türkiye genelinde tehdit edici bir yayılım olduğunu hatırlatan Koca, yaptıkları bölgesel müdahaleler, tarama çalışmaları, vaka izolasyonları ve İçişleri Bakanlığının denetimleriyle artışın kontrol altına aldığını ifade etti.
Bir ay önceye kıyasla yayılımın önünün kesildiğini aktaran Koca, şöyle devam etti:
"Bir ay öncesine kıyasla yayılımın önünü kestik fakat bu başarıyı İstanbul, Bursa, Kocaeli, Kahramanmaraş, Denizli gibi şehirlerde de göstermeliyiz. İstanbul, Bursa, Kocaeli, Kahramanmaraş, Denizli'deki artış elbette tüm Türkiye için risktir. Erzurum'dan bu kentlerin sakinlerine sesleniyorum. Esas olan sizin maskenizi takmanız, sosyal mesafe kuralına uymanızdır. Salgının önü ancak yeni bulaşmalar önlenerek kesilir. Bize yardımcı olun, virüsün size bulaşmasına izin vermeyin."
Salgında sorumsuz davrananlara karşı denetim mekanizmasının çalıştığını hatırlatan Koca, "İçişleri Bakanlığımız sosyal alanlarda maske ve mesafe kurallarına uyulmasını sağlamak için büyük çaba gösteriyor. Vatandaşlarımızın yoğun olduğu yerleri kapsayan bu denetimler şehir içi ve şehirler arası toplu ulaşım araçlarından başlayarak, kafe ve restoranlardan konakalama tesislerine, alışveriş merkezlerinden pazar yerlerine, kahvehanelerden parklara, internet kafelerden güzellik merkezlerine, oto garlardan ticari taksilere kadar hayatın her alanını kapsıyor. Düğün nikah gibi törenlerin kuralına uygun yapılması için takip ediliyor. Bu denetimleri sizin çevrenizde yaptığınız nazik uyarıları da eklemek istiyorum." diye konuştu.
Koca, Erzurum ziyaretinde şehir hastanesinde bazı servisleri ziyaret ettiğini ve diğer kentlerde olduğu gibi burada da hastanenin gurur verici kaliteye sahip olduğunu söyledi.
Erzurum'daki vaka sayılarına da değinen Koca, "Erzurum'da 8 ilimizin salgınla mücadele de geldiği noktayı, Kovid-19 dışındaki hastalıklarla ilgili sağlık hizmetlerini, personel ve yatırım ihtiyaçlarını ele aldık. Filyasyon ekiplerimizin çalışmalarını değerlendirdik. Erzurum'da vaka ve poliklinik sayılarında bir ay öncesine göre yüzde 60 düşüş görüyoruz yani vakalarımız üçte bire indi." değerlendirmesinde bulundu.
Rehavete kapılmadan mücadelenin devam etmesi gerektiğini dile getiren Koca, şöyle konuştu:
"Erzurum'da erişkin yatak doluluk oranı yüzde 25, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 42, solunum cihazı doluluk oranı ise yüzde 27. Erzurum bu anlamda Türkiye ortalamasının oldukça altında kalıyor. Ağrı'da son bir haftada vaka sayılarında önceki aya göre yüzde 75 oranında, Bingöl'de ise yarı yarıya düşüşlerimiz mevcut. Ağrı'da yatak doluluk oranı yüzde 54, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 76, solunum cihazı doluluk oranı ise yüzde 27. Bingöl'de yatak doluluk oranı yüzde 27, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 62, solunum cihazı doluluk oranı ise yüzde 53. Ardahan'da son dönemde geçen aya göre yarı yarıya azalma yaşandı ancak son iki günde az da olsa bir artış görüyoruz. Gerekli tedbirleri hızla hayata geçireceğiz. Ardahan'da erişkin yatak doluluk oranı yüzde 53, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 73."
Koca, Erzincan'da önceki aya göre iyileşme olduğunu, bunun memnuniyet verdiğini ifade etti.
Eylül ayında Erzincan'ın sıkıntılı günler geçirdiğini, fakat son günlerde ise vaka düşüş oranında memnuniyet duyulan bir il olduğunu belirten Koca, şunları kaydetti:
"Vaka sayımız yüzde 65 oranında düştü yani 3'te 1'e inmiş oldu. Erzincan'da yatak doluluk oranı yüzde 47, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 63, solunum cihazı doluluk oranı ise yüzde 39. Iğdır'da vaka sayılarında yarı yarıya düşüşten söz ediyoruz. Yatak doluluk oranı yüzde 50, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 59, solunum cihaz doluluk oranı ise yüzde 50. Kars'ta yine vaka sayısında geçen aya göre yüzde 25, Tunceli'de ise yüzde 40 azalma görüyoruz. Kars'ta yatak doluluk oranı yüzde 38, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 45, solunum cihazı doluluk oranı ise yüzde 12. Tunceli'de yatak doluluk oranı yüzde 25, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 35, solunum cihazı doluluk oranı yüzde 33. Bu anlamda değerlendirme yaptığımız illerin tümünde vaka sayılarında azalma olduğunu ancak rehavete kapılmadan mücadelenin devam etmesi gerektiğini belirtmek istiyorum."
Yaşlı vatandaşları korumak gerektiğini vurgulayan Koca, şöyle devam etti:
"Bu 8 ilimize önemli bir uyarı yapmak istiyorum. Bizim için son derece önemli bir gösterge olan 60 yaş üstünün hastalığa yakalanma oranlarında ne yazık ki bu illerimizde olumsuz bir tablo görüyoruz. Erzurum'da 60 yaş üstü vatandaşlarımızın nüfusa oranı yüzde 12. Oysa aynı yaş grubundan koronavirüse yakalananların oranı yüzde 24 yani tam iki katı. Bu oranlar büyüklerimizi koruyamadığımızın ve onları risk altında bıraktığımızın göstergesi. Erzincan, Tunceli ve Ardahan'da bu oran bir buçuk kat. Kars ve Iğdır'da iki kat, Ağrı ve Bingöl'de ise 3 kat olduğunu görüyoruz. Bu rakamlar bölgedeki tüm büyüklerimizi daha iyi korumamız gerektiğini söylüyor."
Koca, koronavirüs salgınında filyasyon ekiplerinin önemli bir rol üstlendiğine işaret etti.
Salgınla mücadelede önemli silahın filyasyon ekibinin olduğuna dikkati çeken Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu ekiplerimizin çalışmaları sayesinde şüpheli temasları tespit ediyor, evlerinde izole ediyor hastaların takibini yapıyor, ilaçlarını evlerine kadar teslim ediyoruz. Erzurum'da son bir ayda filyasyon ekip sayımızı 248'e çıkardık. Ağrı'da bu sayı 70, Ardahan'da 40, Bingöl'de 63, filyasyon ekibi sahada görev yapıyor. Erzincan'da filyasyon ekip sayımız 60, Iğdır'da 30, Kars'ta 72, Tunceli'de ise 40. Her filyasyon ekibimiz 3 kişiden oluşmakta. Son dönemde bu illerimizde yaşadığımız vaka sayılarındaki düşüşte filyasyon ekiplerimizin canla başla çalışmasının büyük katkısı var. 24 saat çalışan bu kahramanlarımızın işlerini kolaylaştırmak elimizde. Bu vesileyle yurt genelinde gece gündüz hizmet veren 12 bini aşkın filyasyon ekibimizdeki toplam 36 bin personelimize teşekkürü borç biliyorum."
Şehir hastanelerinin bulunduğu bölgeye önemli katkı sunduğuna işaret eden Koca, şunları kaydetti:
"Şehir hastanelerimizin yaşadığımız salgından önce bulundukları bölgenin sağlık hizmetlerine yaptıkları katkı vatandaşımız tarafından takdire mazhar olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımızın 'hayalim' diye ifade ettiği bu tesislerin ne kadar isabetli yatırımlar olduğunu hem Elazığ'da yaşadığımız deprem hem de bugün hala mücadele ettiğimiz Kovid-19 salgını vesilesiyle tekrar tekrar görmüş olduk. 1570 yataklı Erzurum Şehir Hastanemizin tamamlayarak salgın başladığı dönemde hizmete aldık. Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanımız hastanenin çevre yollarını tamamlama, çevre düzenleme ve ağaçlandırma çalışmalarına yoğun çaba harcıyor. Bunun için kendisine teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum."
Bakan Koca, Erzurum Şehir Hastanesinde yaptığı değerlendirme toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Bir gazetecinin yüz yüze eğitimde yaşanan son gelişmelerle ilgili sorusu üzerine Bakan Koca, şu değerlendirmede bulundu:
"Bu dönemde bu açılan sınıflarla ilgili pozitif bulduğumuz vaka sayısında bir artış olmadığını görüyoruz. Hatta açılmayan sınıflara göre kısmen düşüşlerin de olduğunu biliyoruz. Bu muhtemelen alınan tedbirlerin ve kontrollü davranılmış olmasının sonucu olabilir. Ama bunu diğer açılan sınıflarda da aradan iki üç haftanın geçmesiyle birlikte bu pozitif vakaların görülüp görülmediğini veya ne oranda görüldüğünü önümüzdeki hafta değerlendirilmiş olacağız. Önümüzdeki dönemde genel anlamda yüz yüze eğitime hızla geçmekten yanayız."
Bakan Koca, salgının seyrini görerek hangi sınıfların açılacağı ve nasıl açılacağıyla ilgili Bilim Kurulu'nun bir değerlendirme yapacağını belirterek, gelecek hafta Bilim Kurulu'nda bu konunun gündeme geleceğini aktardı.
Aşı çalışmalarında yapılan son çalışmalarla ilgili gelen soru üzerine Bakan Koca, dünyada faz 3 çalışması aşamasına gelmiş 6 aşının bulunduğunu aktardı.
Bu aşılardan iki tanesinin Türkiye'de olduğunu anlatan Koca, şunları kaydetti:
"Sanırım en geç bir buçuk ay içerisinde bu yapılan aşıların sonuçlarını bilebilmiş olacağız. Bu arada firmalarla da biz yakın iş birliği içindeyiz. Eğer bu anlamda koruyuculuğunu bağışıklık durumunu görmüş olursak, tatmin olursak, bu aşıları da temin ederek vatandaşımıza kullandırmayı düşünüyoruz. Bu çerçevede karşılıklı görüşmelerimiz söz konusu. Türkiye'de yapılan aşıların sadece bir tip olmadığını bilelim. Dünyadan birçok ülkeden farklı olarak geliştirilen birçok aşının Türkiye'de benzerlerinin geliştirildiğini bilelim. Bu aşılardan dört tanesi mesafe almış durumda, iki tanesi hayvan çalışması bitmiş durumda, bir tanesinin de inaktif dediğimiz aşının da dolumu bitmiş oldu, üretimi de tamamlandı. Gönüllülerin tespiti ve onların izalosyonu sağlanmış olacak. İki haftadan sonra gönüllülere uygulaması yapılacak. Yani faz 1 çalışması başlamış olacak."