Her seçim sonrası klasiktir seçim analizleri yapılır, seçmenin oy tercihlerinin ne anlama geldiği analiz edilir, başlığı da “seçmen bu seçimde ne mesaj verdi “ diye atılır. Ve ardından seçmenin verdiği mesajlar sıralanır. Bende bu başlık altında seçmenin 1 Kasım seçimlerinde ne mesaj verdiğini analiz etmek istiyorum.
Bence 1 Kasım’da tekrarlanan seçimde, seçmen iki net mesaj vermiş oldu!
Birincisi istikrardan yana oyunu kulandı.
İkincisi seçmen etnik ve kimlik siyasetine oy vermedi.
Seçmen 7 Haziran seçimlerinde 13 yıl Ak Parti, iktidarına bir ikaz vermek istemiş, bir kısmı sandığa gitmemiş, bir kısmı MHP’ ye yönelmiş özellikle doğudaki Kürt seçmenlerin önemli bölümü tercihini HDP’den yana kullanmıştı. Sonucun da ülke koalisyon seçenekleri ile karşı karşıya kalmıştı. Öyle veya böyle bir türlü kurulamayan hükümet, vatandaşı karamsar bir durumla, ardından siyasi ve ekonomik bir kaosla karşı karşıya bırakmıştı. Bu zor durumda seçmen, tekrarlanan 1 Kasım seçiminde istikrardan yana oy kullanarak, istikrarı da Ak Parti'de görerek tekrar tek başına iktidara getirmiş oldu.
1 Kasım seçim sonuçları, Ak parti’yi her zamankinden daha büyük sorumluluğun altına sokmuş durumdadır. Ak parti, bu sorumluluk anlayışıyla geçmişten çok dersler çıkararak şımarmadan, millete tepeden bakmadan eski yaptığı hatalardan vazgeçerek, 1 Kasım seçim sonuçlarını iyi analiz etmesi ve önceki iktidar dönemlerinden her alanda daha çok çalışmak zorundadır. Ayrıca ben seçmenin Ak Parti'ye çıkış yolu olarak son bir şans daha verdiğini düşünüyorum. Bu şansı iyi değerlendiremeyen Ak parti’nin bir sonraki seçimlerde hezimete uğrayacağı kaçınılmazdır.
7 Haziran seçimleri sonrasında 1 Kasım seçimlerinin kaybedenleri, MHP ve HDP,seçim sonuçlarını iyi analiz edemedikleri ve sergiledikleri tavır ve söylemlerle 4 ay gibi kısa bir zamanda 1 Kasım seçimlerinde büyük oy kaybına uğradıkları görülüyor.
MHP tabanın Ak parti ile kurulabilecek bir hükümete çok sıcak bakmasına rağmen ısrarla koalisyona yanaşmayıp, her şeye “ hayır” diyen bir sürü şartlar, kırmızı çizgiler öne sürerek tabanının özellikle de 7 Haziran’da oyunu aldığı seçmenin tepkisini aldığını, sonucunda da 1 Kasım seçimlerinde partilerini cezalandırdıklarını düşünüyorum. Ben bu durumu seçim esnasında sahada 7 Haziran’da MHP’ ye oy veren bir çok seçmenden açık açık duydum ve şahit oldum .
HDP ise daha önce 35 millet vekili ile girdiği Meclise 80 milletvekili ile girmesine rağmen, siyasetin zeminin meclis olduğunu unutarak çareyi bir sürü illegal terör örgütlerine sırtını dayayarak önemli bir hataya düştü. Bu durum neticesinde doğudaki halk çok sıkıntılar yaşadı. Baskılar gördü sokağa çıkamadılar. Sokakları, hatta evlerinin önleri hendeklerle kazındı. Neticede seçmen bu durumdan HDP’yi sorumlu tutarak cezalandırdı. Ayrıca, kürt kökenli seçmen bu tercihi ile bence verdiği mesaj şu ”Ben kürdüm ama ayrımcılık istemiyorum, bir vatan bütünlüğü içinde, eşit şartlarda, özgürce hak ve hukuk içinde, hep birlikte barış içinde yaşamak istiyorum”
Diğer taraftan 7 Haziran’dan sonra 1 Kasım seçimlerinde CHP’de pek fazla bir şeylerin değişmediğini, koalisyon görüşmelerinde samimi görmediği ve iktidara hazır bir görüntü sergilemediğini düşünerek oylarında bir değişiklik yapmayarak, 7 Haziran’da almış olduğu oy oranında tutmuş olduğunu görüyoruz.
Kısaca seçmen 7 Haziran’dan sonra, ülkede yaşanan olumsuz gelişmelerden etnik ve kimlik siyaseti yapan, siyasi partileri sorumlu tuttuğu ve 1 kasım seçimlerinde cezalandırdığı, diğer taraftan istikrardan yana oy kullandığı, o istikrarı da Ak Partide gördüğü ve ak partiyi tek başına iktidara götürdüğünü düşünüyorum.