Seferî olan bir kimse mukim imamın arkasında namazını nasıl kılar?

Seferî olan bir kimse mukim bir imama uyarsa namazını tam olarak kılar

Seferî olan bir kimse mukim bir imama uyarsa namazını tam olarak kılar (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 80). Zira Rasûlüllah (s.a.s.), “İmam kendisine uyulsun diye imam olmuştur” (Buhârî, Salât, 18) buyurarak, cemaatin namazının imamın namazıyla aynı olması gerektiğini ifade etmiştir. Seferî olan kişi, vakit içinde mukim bir imama uyup namazını tamamlamadan selam verirse, kıldığı bu namaz geçerli olmaz. Bu durumda namazı bozulan kişi aynı namazı yeniden tek başına kılarken dört rekât olarak değil iki rekât olarak kılar.

Çalışmak üzere bir şehre giden fakat ailesini oraya götürmeyen kimse namazlarını seferi mi yoksa mukim olarak mı kılar?

Bir kişinin doğup büyüdüğü yer veya çalışıp geçimini sağladığı, çoluk çocuğu ile yerleştiği ve sürekli kalmaya niyet ettiği yere vatan-ı aslî denir. Vatan-ı aslî, ancak başka bir yeri vatan-ı aslî edinmekle değişir.
Kişi başka bir yere göç edip eşini ve çocuklarını buraya naklederek yerleşirse burası vatan-ı aslîsi olur. Önceki vatanı, vatan-ı aslî olmaktan çıkar. Daha sonra buraya (eski vatanına) misafir olarak gelirse dört rekâtlı farz namazlarını iki rekât olarak kılar. Nitekim Peygamberimiz (s.a.s.) ve arkadaşları Mekke’yi terk edip Medine’ye yerleştikten sonra Mekke’ye gittiklerinde 4 rekatlı farz namazları iki rekat olarak kılmışlardır (Muvatta, Kasru’s-salâtî, 6; Beyhakî, III/135-136).

Bir kimsenin doğduğu, evlendiği, içinde yerleşmeye karar verdiği yeri terk etmeyi düşünmeyerek; öğrencilik, işçilik, memurluk ve askerlik gibi sebeplerle uzunca bir zaman oturduğu veya yolculuğa çıkıp en az on beş gün veya daha fazla kalmaya niyet ettiği yerler ise ikamet vatanıdır. İkamet vatanında namazlar mukim olarak kılınır. Bu gibi bir yerde 15 günden az kalacaksa, namazlarını kasr eder (Haddad, el-Cevheratü’n- neyyire, I, 342).

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı

Din Haberleri