Şeker, bilerek veya bilmeyerek günlük yaşantımızda en çok tükettiğimiz besin maddelerinden birisidir. Gün içerisinde birçok kez çayımıza kahvemize attığımız şekerin yanı sıra yediğimiz tatlılar ve içeriğini bilmediğimiz paketli gıdalardan içeceklere kadar birçok şekilde şekeri tüketiyoruz. Bu bağlamda, bu kadar sık tükettiğimiz şeker ne kadar sağlıklı? Şekerin vücudumuzdaki faydaları ve zararları nelerdir? Ne kadar şeker tüketmeliyiz? Şekeri nasıl tüketmeliyiz? Tüm bu soruların cevaplarını sizler için hazırladık. İşte şekerin faydaları ve zararları...
ŞEKER NEDİR?
1. Şekerkamışı, şekerpancarı, havuç, mısır, buğday, patates gibi birçok bitkinin saplarının ve köklerinin özsuyundan ya da nişastasından çıkarılan, bileşiminde karbon, oksijen ve hidrojen bulunan, beyaz renkli, suda eriyen, mayalanabilen ve genellikle tatl ı olan maddelerin ortak adı.
2. Şeker katılarak yapılan lokum, akide, çikolata gibi tatlı yiyeceklerin genel adı.
3. Hekimlik terimi
kanda glikozun artması sonucu sidikte şeker bulunması, çok su içme, çok yemek yeme ve çok işemeyle belli olan bir hastalık.
4. (yiyecek şeyler için) çok tatlı.
5. Çok cana yakın, güzel ve sevimli.
Köken
Farsçadan
ŞEKERİN FAYDALARI NELERDİR?
Şekerin zararları hakkında pek çok şey duymuşsunuzdur. Peki, kilo almanın öncelikli nedeni olarak görülen şekerin sağlık açısından herhangi bir faydası var mı? Aşırıya kaçılmadığı sürece elbette var.
Besleyici mineraller içeren doğal şeker vücuda hızlıca enerji vererek beyin fonksiyonlarının sorunsuz şekilde çalışmasını sağlar. Dilerseniz depresyona karşı dahi olumlu etkiler gösteren şekerin faydalarına daha yakından bakalım:
1- ENERJİ KAYNAĞI
Şeker harika bir anlık enerji kaynağıdır. Şeker vücuda alındığı anda çok kısa bir süre içinde şekerin en temel formu olan glikoza dönüştürülür. Glikoz vücut hücreleri tarafından absorbe edilerek enerji kaynağı olarak kullanılır.
Eğer çok yorucu bir gün geçirdiyseniz ve yemek hazırlayacak kadar bile enerjiniz yoksa sizi kendinize getirecek şey 1 adet küp şekerden başka bir şey değildir.
2- DÜŞÜK TANSİYON
Eğer düşük tansiyon probleminiz varsa yanınızda mutlaka küp şeker taşımalısınız. Çünkü şeker tüketmek anında kan basıncınızı yükseltir. Özellikle bir anda kendinizi bayılacak kadar kötü hissediyorsanız ya da aniden gözünüz kararıyorsa böyle anlarda yapacağınız ilk şey ağzınıza bir parça şeker atmak olmalıdır.
3- İNSÜLİN
Alınan toplam kalori miktarı beslenme için önemli bir konu olsa da kalori faktörü beslenmenin değerlendirilmesinde tek başına yeterli bir ölçüt değildir. Her besin maddesi tüketildikten sonra farklı bir his uyandırır. Bu da doğrudan günde kaç öğün yediğimizi etkiler.
Fruktoz, glikozla karşılaştırıldığında kesinlikle daha faydalı bir şeker türüdür. Çünkü fruktozun kana karıştığı anda karaciğere gönderdiği sinyaller, kandaki şeker miktarı ve insülini çok küçük miktarlarda arttırır.
Eğer yüksek şeker probleminiz varsa glikoz yerine fruktoz içeren besinler tüketmeniz size çok büyük faydalar sağlar. Tükettiğiniz besinler fruktoz içeriyorsa kana düzenli olarak insülin gönderilir. Bu da siz enerji harcarken dahi kandaki insülin miktarının artmasını sağlar. Ancak maalesef bu durum sizin sık sık acıkmanıza neden olur.
Fruktoz, leptin hormonunu etkilediğinden tam bir tokluk hissi yaşamazsınız. Eğer gün içinde bir anda açlıktan bayılacak gibi hissediyorsanız glisemik indeks değerlerinizi ölçtürmeli ve sık sık yemek yemekten vazgeçmelisiniz.
4- BESİN MADDELERİ VE MİNERALLER
Şeker, şeker pancarı ya da şeker kamışından elde edildiği için içeriğinde doğal besin maddeleri ve mineraller bulunur. Doğal şekerin yapısında bulunan fosfor, kalsiyum, demir, magnezyum ve potasyum gibi önemli mineraller rafine edilmiş şekerde doğal şekere kıyasla çok daha az miktarda bulunur.
Bu sebeple, meyve sebze tüketerek alacağınız şeker en sağlıklısıdır. İşlenmemiş şeker tükettiğinizde, enerji olarak kullanılmayan fazla şeker yağa dönüştürülerek depolandığından kilo almanıza neden olur. Bu nedenle şekeri rafine olarak değil, meyve ve sebze tüketerek doğal yollarla almaya özen gösterin.
5- BEYİN FONKSİYONLARI
Beynimiz de en az fiziksel aktivitelerde harcadığımız kadar enerjiye ihtiyaç duyan bir organdır. Şeker, beyin fonksiyonlarının düzgün bir biçimde çalışmasını sağlayan en önemli besin maddelerinden biridir.
Ancak fazla miktarda tüketilen şeker, beyin fonksiyonlarını desteklemenin aksine beyni olumsuz yönde etkileyecektir. Fazla şeker tüketimi size enerji değil, ağırlık ve uyuşukluk hissi verir. Bu sebeple tükettiğiniz şeker miktarı konusunda çok dikkatli olmalısınız.
6- DEPRESYON
Şeker anlık bir depresyon tedavisidir. Bu da çikolata yediğimizde neden daha mutlu hissettiğimizi açıklıyor aslında. Şeker kandaki endorfin düzeyini yükselterek kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlar. Ancak şekerin verdiği bu iyi his geçicidir. Kısa bir süre sonra endorfin kandaki normal düzeyine döner.
Bu yüzden sık sık tatlı besinler almak bir tür bağımlılığa dönüşebilir. Tabi, aşırı şeker tüketimi de yine kilo almanıza neden olur. Bu yüzden depresyon anlarında bile çikolata gibi şekerli gıdalar tüketmek konusunda kendinize kısıtlamalar koymak sizin için en doğrusu olacaktır.
Şekerin faydalarından bahsettikten sonra beslenme düzeniniz içinde kullandığınız şeker miktarını bir anda arttırmamanızı öneriyoruz. Bunun yerine yulaf ezmesi, tam tahıllı ekmek, kahverengi pirinç, tatlı patates gibi besin maddeleri ve meyve tüketmek vücudunuza şekerin en sağlıklı halini almak demektir. Son olarak tatlandırıcıların rafine şekerden daha tehlikeli olabileceğini hatırlatalım. Bir besin maddesi ne kadar çok işlenmişse o kadar fazla kalori demektir.
ŞEKERİN BESİN DEĞERİ:
Besin Değerleri:
100 gr. 1 Porsiyon (Orta) Karbonhidrat (g): 89 44.4 Protein (g): 0 0 Yağ (g): 0 0 Lif (g): 0 0 Kolesterol (mg): 0 0 Sodyum (mg): 0 0 Potasyum (mg): 4 2 Kalsiyum: 2 1 Vitamin A: 0 0 Vitamin C: 0 0 Demir: 1 0.3
ŞEKERİN ZARARLARI NELERDİR?
Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayça Güleryüz fazla şeker tüketenlerin karşı karşıya kaldıkları riskleri ve şekerin zararlarını anlattı.
VÜCUDA HİÇBİR FAYDASI YOK!
Şeker; şeker pancarından elde edilen, “beyaz şeker” olarak adlandırdığımız ve yarı yarıya fruktoz ile glukozdan oluşan bir bileşik. Protein, yağ, vitamin ve mineral gibi hiçbir besin öğesi içermiyor. Posa içeriği de olmayan boş kalori aslında. Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayça Güleryüz bu nedenle rafine edilmiş beyaz şekere vücudun hiç ihtiyacı olmadığına dikkat çekerek sözlerine şöyle devam ediyor:
“Rafine şeker ve çoğu gıdanın içinde bulunan yüksek oranda fruktoz içeren mısır şurupları vücudumuzda karaciğer tarafından metabolize ediliyor. Bu da karaciğerin daha fazla çalışması anlamına geliyor. Bunun aksine günlük olarak tükettiğimiz ve kaliteli karbonhidrat kaynağı olarak adlandırdığımız tahıllar ile baklagillerden aldığımız şeker ise sadece glukoza dönüşerek vücudun her hücresinde kullanılıyor. Dolayısıyla kaliteli karbonhidrat kaynakları, yani tahıllar ile baklagiller rafine şeker veya fruktoz şurupları gibi hem boş enerji kaynağı değil, hem de vücuda zarar vermeden şeker ihtiyacımızı karşılıyor.”
CİLTTE KIRIŞIKLIK NEDENİ
Şeker molekülleri vücutta fazla miktarda bulunduğunda proteinlere bağlanarak proteinin yapısını değiştiriyorlar ve bu olaya da “glikasyon” deniyor. Bu birleşme sonucu cildin en önemli yapıları olan kollajen ve elastin proteinleri zarar görebiliyor.
Cildin elastikliğini ve sıkılığını sağlayan elastin ile kollajenin şeker molekülleri tarafından hasar görmesi de ciltte sarkma, kırışıklık ve yüzeyde bozulmalara sebep olabiliyor.
HAFIZAYI ZAYIFLATIYOR
Avustralya Ulusal Üniversitesi’nde yapılan çalışmaya göre; kan şekerinin uzun süre normal değerlerin üzerinde seyretmesi sonucu bu kişilerde beynin küçülme riski normal bireylere göre daha fazla oluyor.
Avusturalya Ulusal Üniversitesi’nden araştırmanın sahibi Profesör Dr. Nicolas Cherbuin beyinde hafızayı oluşturan kısımlarda oluşan küçülmenin de hafıza sorunlarını ortaya çıkarabileceğini beliriyor. Fazla şeker tüketimi ayrıca dikkat eksikliği ve öğrenme güçlüğü de yapabiliyor.
KANSER RİSKİNİ ARTIRIYOR
Amerika Diyet Rehberi’nin 2010 yılı raporlarında, diyetle ilgili 5 kronik hastalığın varlığından söz edilmiş. Bu hastalıkların en önemlilerinden biri ise kanser. Doğal olarak şeker içeren tahıllar, süt ve süt ürünleri, kurubaklagiller aynı zamanda kansere koruyucu olarak görev yapan vitamin, mineral, antioksidan ve fitokimyasallar gibi maddeler içeriyorlar.
Bunun aksine sofra şekeri boş kalori olmasının yanı sıra hiçbir koruyucu madde içermiyor. Üstelik yüksek şeker alımı insülin direnci ve obeziteyi tetikleyerek indirekt olarak meme kanseri gibi bazı kanserlerin riskini artırıyor. Yapılan çalışmalarda besinlerin glisemik yükü ile meme, kolorektal, endometrium ve pankreas kanserleri arasında pozitif ilişki tespit edilmiş.
VÜCUDUN SAVUNMA SİSTEMİNİ ZAYIFLATIYOR
Bağışıklık sistemimizin önemli bir parçası olan alyuvar hücreleri, C vitamini ile şeker moleküllerinin yarışı arasında kalabiliyor. Şeker ile benzer molekül yapısına sahip olan C vitamini şekerin fazla tüketimi sonucu bağışıklık hücreleri tarafından kullanılamıyor ve bağışıklık sistemini zayıflatmaya sebep oluyor. Bunun sonucunda da hastalıklara yakalanma riski daha da yükselmiş oluyor.
DİŞ ÇÜRÜKLERİNE NEDEN OLUYOR
Ağzımızda pek çok farklı bakteri yaşıyor. Bunlardan bazıları dişlerimize fayda sağlarken, bazıları ise hasar veriyor. Basit şekerlerle beslenen zararlı bakteriler fırçalama veya tükürük ile temizlenmezlerse şekeri aside dönüştürerek ağzımızın içinde asidik bir ortam oluşmasına yol açıyor.