Üretilen her türlü toprak ürünleri ile meyveler İmam-ı Âzam’a göre zekâta tabidir (Kâsânî, Bedâiü’s-Sanâî, Beyrut 1982, II, 53). Bu ürünlerin zekâtına özel bir isimle “öşür” denir. Ziraat ürünlerinin zekâta tabi olması için üzerinden yıl geçmesi gerekmez. Hasattan sonra zekâtları verilmelidir (En’âm 6/141; Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 113).
Toprak ürünlerinin öşür oranının belirlenmesinde arazinin sulama biçimi esas alınmaktadır. Buna göre toprak, masraf edilmeden yağmur, nehir, dere, ırmak ve bunların kanallarıyla sulanıyorsa, çıkan mahsulün 1/10’i; kova, dolap, motor gibi araçlar kullanılarak veya ücretle alınan su ile sulanıyorsa 1/20’i zekât olarak verilir (Zeylaî, Tebyînü’l-Hakâik, Kahire 1313, I, 291). Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) “Yağmur ve nehir sularıyla sulanan toprak mahsullerinde onda bir; kova ile sulananlarda ise yirmide bir zekât vardır. ” (Buhârî, Zekât, 55) buyurmuştur.
Cumhura göre arazi ürünlerine öşrün farz olması için nisap gerekir. Nisap buğday, arpa, mısır, pirinç, kuru üzüm, kuru hurma gibi saklanabilir tarımsal ürünlerde beş vesk yani yaklaşık 650 kg. , bunların dışındaki ürünlerde ise yukarıdaki maddelerin beş veskının değeri en düşük olanının kıymetine ulaşan miktardır (Şeybânî, el-Câmiu’s- Sağîr, Beyrut 1406, s. 130) İmam-ı Âzam’a göre ise toprak ürünlerinde nisap şart değildir. Alınan ürün az olsun çok olsun öşrünün verilmesi gerekir.
Seralarda yetiştirilen ürünler için yapılan gübre, ilaç, ısıtma vb. ekstra masraflar çıkarıldıktan sonra, kalan miktar, yukarıda belirtilen nisaba ulaştığı takdirde, seralar masrafla sulandığı için 1/20 oranında zekat verilir.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı