Siber Zorbalık, internet ve onunla birlikte gelen iletişim mecralarının yaygınlaşmasıyla ortaya çıkan yeni bir kavram ve yeni bir zorbalık türüdür.
Siber zorbalık, dijital iletişim araçları kullanılarak bir kişi ya da gruba yönelik zarar ya da rahatsızlık verici eylemlerde bulunmak olarak ifade edilebilir. Çocuklar ya da ergenlik çağındaki gençlerin akranları tarafından dijital teknolojinin getirdiği geniş iletişim kaynakları kullanılarak eziyet, tehdit, taciz, küçük düşürülme, utandırılma, hakaret, iftira ve benzeri şekillerde hedef alınmasını ifade etmektedir.
Daha önceki yazılarımızda belirttiğimiz gibi sanal ortamda gerçekleşen her türlü faaliyet gerçek hayattaki gibi hukuki süreçlere tabidir. Son yıllarda ortaya çıkan Siber Zorbalık kavramı da gerçek hayattaki gibi bir şiddet türüdür. Yaygınlaşan internet ve kullanım yaşının giderek düşmesiyle her geçen gün oransal olarak artış göstermektedir bu şiddet türü.
Bu kavram çeşitli şekillerde karşımıza çıkmaktadır.
• Dijital kayıt cihazları (telefon, tablet, kamera vb) ile başkalarının görüntülerinin çekilmesi ve izinsiz paylaşılması,
• Sosyal ağlar ve anlık iletişim uygulamaları kullanılarak aşağılayıcı, hakaret içeren, cinsel taciz veya şiddet içeren mesajlar gönderilmesi,
• Bir kişiye ait kişisel bilgilerin izinsiz olarak internet ortamında paylaşılması,
• Kişiler adına açılan sahte hesaplar aracılığıyla kişilerin karalanması,
• Sosyal medya platformları üzerinden rahatsız edici boyuta ulaşan şekilde takip edilmesi,
• Sosyal medya platformlarından kişi ile alakalı asılsız haberler yayılması ve özel hayatı ifşa eden konuların herkesle paylaşılması,
• Ortak arkadaşların organize edilerek sosyal ağlarda kişiyi yalnızlaştıracak eylemlerde bulunulması,
Siber Zorbalık dünyada olduğu gibi ülkemizde de maalesef yaygınlaşmaktadır. İnternet ağı ve kullanım oranının artmasıyla birlikte duygusal sonuçları göz önüne alındığında çocuklara ve ergenlik çağındaki gençlere zarar verir, özgüvenlerini zedeler ve kişilik gelişimlerini olumsuz etkiler.
TÜBİTAK’ın desteğiyle yürütülen araştırma sonuçlarına göre, siber zorbalığa uğramanın yarattığı duygusal sonuçlar arasında ilk sıralarda;
• Kızgınlık (%74)
• Endişe (%58)
• Üzüntü (%47)
• Hayal kırıklığı (%36)
yer almaktadır. Bu duygular okul yaşamını, arkadaş ve aile ilişkilerini de olumsuz yönde etkilemektedir. Siber zorbalığa maruz kalmış olan bireyler arkadaşlarına karşı güven duygularını yitirdiklerini ve kendilerini yalnız hissettiklerini ifade etmektedirler.
Psikolojik bir şiddet biçimi olan Siber Zorbalık yaygınlaşırken buna maruz kalanların sergiledikleri davranışlar arasında misilleme yapmak ön plana çıkan tepkilerin de başında gelmektedir. Araştırma sonuçlarına göre Siber Zorbalığa maruz kalan erkek öğrencilerin %30’u kız öğrencilerin ise %16’sı misilleme ile karşılık vermek yoluna gitmekte ve bu şiddet türünün daha da yaygınlaşması yolunda eylemler sergilemektedir. Bu nedenle Siber Zorbalık olarak ifade edilen eylemler içerisinde bulunurken empati kurarak bir gün kendinizin de böyle bir olaya maruz kalabilme ihtimalini düşünmenizde fayda var. Yaygınlaşan bu yeni tehlikenin artmasına engel olmak için farkında olmak sizin de bir siber zorba olmanıza mani olacaktır.
Siber Zorbalığı Önlemek İçin Neler Yapabilirim?
• Sosyal ağlardaki hesaplarınızda sadece tanıdığınız ve güvendiğiniz kişilerle iletişim halinde olun,
• Kullandığınız çevrimiçi platformların güvenliğine dikkat edin,
• Sosyal ağlarda başkalarının erişimine açık ortamlarda kişisel bilgilerinizi paylaşmayın,
• Hesaplarınıza ait şifrelerinizi arkadaşlarınızla bile paylaşmayın,
• Kaynağına güvenmediğiniz iletileri açmayın, yabancılardan gelen arkadaşlık tekliflerini kabul etmeyin,
• Kızgınlıkla yapılacak paylaşımlardan kaçının,
• Başkasını da ilgilendiren bir içerik paylaşırken mutlaka onun da iznini alın,
• Birini rahatsız edecek türdeki paylaşımların yayılmasına aracılık etmeyin,
• Siber zorbalığa maruz kalırsanız bunu hemen güvendiğiniz bir yetişkinle paylaşın,
• İnternete erişim hakkınızı kullanırken başkalarının haklarını gözetme sorumluluğunuzu unutmayın.
• Dijital dünyada attığınız her adımın gerçek hayatta karşılığı olduğunu unutmayın!
***Yazımızı okuyan yetişkinler bu konularda çocuklarını bilgilendirmeli ve yaşanacak bu türlü durumlarda kendileriyle bu konuları paylaşmalarını sağlamalıdırlar. Çocuklarımız ve ergenlik çağındaki gençlerimiz ise bu tür durumlarla karşılaştıklarında aileleriyle bu durumu paylaşmalı konuya kendilerince çözüm yolu aramak ya da içine kapanmak yerine büyükleriyle bu konuya çözüm arama yoluna gitmelidirler.
Bir sonraki yazımızda görüşmek dileğiyle.
http://www.mahirdogan.kim
instagram.com/doğan.mahir.23
mahir.dogan@dogandesign.net