Sizi alıp dipsiz duygular uçurumundan aşağı atacak, uzaklara uzun uzun baktıracak Stefan Zweig alıntıları...
Duyguları en güzel şekilde ifade eden başarılı yazar Stefan Zweig'ın kitaplarında geçen en güzel alıntılar...
116
"İnsan bir şey bekliyordu, sabahtan akşama kadar bekliyordu ve hiçbir şey olmuyordu."
"Tüm acılar korkaktır, kendisinden daha güçlü olan yaşama isteği karşısında geri çekilir, çünkü bedenimizin her hücresinde yerleşmiş olan yaşama isteği, ruhumuzdaki ölüm tutkusundan çok daha güçlüdür."
216
"Anlamadığım tek bir şey var: nasıl... nasıl oluyor da bir insan böyle anlarda yanındakiyle beraber ölmüyor ve ertesi sabah uykusundan uyanıp dişlerini fırçalıyor, kravatını takıyor..."
"Kaybetmek üzereyken değerini anladığı onca şey, bu dünyaya aitti, bütün bunları nasıl da varlığının kopmaz birer parçası olduklarını şimdi hissediyordu."
316
"İnsanların çoğunun muhakeme gücü körleşmiştir. kendilerine doğrudan dokunmayan, sivri ucu ısrarla sert bir şekilde duyularına kadar nüfuz etmeyen şey, onları neredeyse hiç harekete geçirmez; ancak gözlerinin önünde cereyan eden, duygularına dokunacak en ufak şey bile içlerinde ölçüsüz bir tutkuyu ateşler. İşte o zaman duyarsızlıklarının yerini gereksiz ve aşırı öfke alır."
"Zamanın çoktan sildiği bir hata için cezalandırılabilir miydi insan ?"
416
"Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar."
"Artık benim dünyada yalnızca sen varsın, hakkımda hiçbir şey bilmeyen sen, umarsızca kendini eğlendiren sen, her şeyle ve herkesle gönül eğlendiren sen... Sadece sen varsın, beni hiç bilmeyen sen ve hep sevdiğim sen."
516
"Karşımda durmuş, vedalaşmak için elini uzatmıştı. Elimde olmayarak yüzüne baktım, karşımda duran bu soylu ve aynı zamanda biraz utanmış yaşlı kadının yüzü son derece dokunaklıydı. Geçmişteki tutkunun bir yansıması mıydı, yoksa ansızın yanaklarından ak saçlarına kadar yükselen ve huzursuzca kızaran şaşkın hali miydi, bilmiyorum ama tıpkı bir genç kız gibiydi, anılardan kafası karışmış, kendi itiraflarından utanmış evlenmek üzere olan bir genç kız. İster istemez duygulanmıştım, ona duyduğum saygıyı kelimelerle ifade etmek istedim ancak bir şey söyleyemedim. Eğildim ve bir sonbahar yaprağı gibi titreyen solgun elini hafifçe öptüm."
616
"Bir insan için bütün yaşamınızı bir kenara itiyorsunuz, o ise kayıtsızca elinin tersiyle kovduğu bir sinekten daha fazla değer vermiyor size."
"İnsanlığın ötesinde bir vatanım yok benim."
716
"İçinde bir şeyler hayır diyorsa, sen de hayır demelisin."
"İçimdeki duygusallık ne denli azalıyorsa ben de kendimi o denli yaşamın hızına kaptırıyordum."
816
"Hoşuna gidebilmek, sana layık görünebilmek için giysilerimi temiz tutuyor ve söküklerini dikiyordum ve eski önlüğümle sol tarafındaki eski ve dört köşe lekeden dolayı kendimi korkunç hissediyordum. Onu fark edip beni aşağı görmenden korkuyordum; bu yüzden ne zaman korkudan titreyerek merdivenden yukarı koşsam okul çantamı lekenin üstüne bastırıyordum. Oysa bu, son derecede aptalcaydı: çünkü sen beni asla, neredeyse hiçbir zaman görmedin."
916
"Size ait değilim artık, içinizden biri değilim, ama yükseklerde, ama diplerde dışınızda bir yerlerdeyim, fakat asla ve asla sizin burjuva refahınızın düz kumsallarında değilim artık"
"Senden rica ediyorum, beni dinleyeceğin şu çeyrek saat yüzünden yorulma, çünkü ben seni bütün bir hayat boyunca sevmekten yorulmadım."
1016
"Belki de insan... en büyük utancı... kendine en yakın hissettiklerine duyar."
"Yarın, ne kadar yakın ve ne kadar sonsuzca uzaktı."
1116
"Hiçbir şey zekayı tutkulu bir kuşku kadar bileyemez."
"...oysa benim kendi başıma kalmaktan başka bir isteğim yoktu, iki hafta boyunca kitap okumak, yürüyüşe çıkmak, hayal kurmak, rahatsız edilmeden uzun uzun okumak, iki hafta boyunca telefonsuz ve radyosuz yaşamak, konuşmak zorunda olmamak, bir anlamda rahatsız edilmeden kendim olmak istiyordum. Bilincine varmasam da, yıllardır özlemini çektiğim tek şey tam bir sessizlik ve dinlenmeymiş aslında.."
1216
"İnsan sabahtan akşama kadar bir şey olmasını bekler ve hiçbir şey olmaz. Bekleyip durur insan. Hiçbir şey olmaz. İnsan bekler, bekler, bekler şakaları zonklayana dek düşünür, düşünür düşünür. Hiçbir şey olmaz. İnsan yalnız kalır. Yalnız. Yalnız."
1316
"Birisi bana ihtiyaç duyuyor, beni arıyordu, ilk kez bu dünyaya ait birisi için var olduğumu hissediyordum"
"İnsan her şeyini kaybettiğinde, elinde kalan son şey için umutsuzca savaşır."
1416
"... yaşamla ölüm arasındaki bu koşuda... uyku tek durağım oldu.”
"İçte tutulan gözyaşları akıtılanlardan daha acıtıcıdır."
1516
"Yalnızca sezebilirsin fakat asla bütünüyle bilemezsin"
"Hiçbir şey, hiçbir şey, ama hiçbir şey bana yardım edemez!"