Saat 16:38 sıralarında İstanbul'da şiddetli bir şekilde hissedilen deprem sonunda vatandaşlar evlerinin tehlikeli bir yerde olup olmadığını araştırmaya başladı. Marmara Denizi'nde merkez üssü İstanbul Silivri açıkları olan 4,7'lik depremin ardınan vatandaşlar evlerinin depreme dayanıklılık durumunu merak etmeye başladı. Peki evinizin altından fay hattı geçiyor? Maden Tetkik Arama (MTA) fay hattı sorgulama ekranı... İşte detaylar
FAY HATTI SORGULAMAK İÇİN TIKLAYINIZ
MTA'nın resmi sayfasında yer alan ekranla harita üzerinde bulunduğunuz konuma ulaşabilirsiniz. Ekranın sol köşesinde bulunan 'Faylar' sekmesine tıklayarak hangi zaman diliminde evinizin altından fay hattının geçtiğini göreceksiniz.
FAY NEDİR?
Yerkabuğundaki çeşitli ölçekteki kayma yüzeyleri, (üzerinde deprem olan ve hareket eden iki levha yada levhacık arasındaki ara yüzey) FAY olarak adlandırılır.
Diri Fay: Son Tarihsel dönemde deprem oluşturmuş olan tüm faylar diri fay olarak isimlendirilir. Bu fayların dirilikleri sadece yazılı tarihsel kataloglardan değil aynı zamanda tarihi yapıları etkileyen faylanma işaretlerinden de anlaşılabilir. Genç kuvaterner çökellerini (2 milyon yıldan daha yaşlı olmayan) kesen faylar, ötelenmiş genç akarsu yatakları, ötelenmiş akarsu – denizel sekiller, basınç sırtı yada çöküntü gölcükleri, uzamış sırtlar gibi genç morfolojik şekiller oluşturmuş faylar, diri faylardır.
FAY TÜRLERİ NELERDİR?
Dogrultu Atımlı Fay
Bu tür fay düzlemleri, yeryüzünde 90 dereceye yakın dik bir konumda olan ve yerin içine doğru hafifçe eğimlenen yalnızca yatay atımın oluşturduğu yanal atımlı faylardır. Bu faylar, atımlarina öre sağ ya da sol yönlü olabilirler. Kuzey Anadolu Fayı, sağ; Doğu Anadolu Fayi ise sol yönlü doğrultu atımlı faylardir.
Normal Atımlı Fay
Bu tür faylarda fay düzleminin bir tarafindaki blok yükselirken diger tarafındaki düşerek uzaklaşır. Burada hareket yine göreceli olarak gelişmektedir. Bir başka değişle, bir blok yükselirken diğeri yerinde durabilir yada bir taraf yerinde dururken diğer taraf düşebilir. Örneğin; 1970 Gediz ve 1995 Dinar depremi ile ilgili faylar bu türden normal atımlı faylardır.
Ters Atımlı Fay
Bu tür faylar da düşey atımlı faylar olup, yalnizca fay düzlemi boyunca hareket eğim yönüne göre ters yönde olmakta ve bloklar birbirine göre yaklaşmaktadır. Örneğin; 1975 Lice depremi ile ilgili faylar ters atımlı faylardır.
Verev (Oblik) Atımlı Fay
Fay düzlemi boyunca ortaya çıkan hareketin hem düşey hem de yatay yönde olduğu faylardır.
DEPREM NASIL OLUŞUR?
Depremler, yerkabuğundaki fay adı verilen kırıklarda meydana gelir. Faylar, kayanın kırılgan özelliğe sahip olmasından dolayı yüksek basınç (gerilme, sıkışma veya bükülme) altında kırılmasıyla oluşur. Gerilme levhaların kademeli hareketi sonucunda yerkabuğunun değişik noktalarında meydana gelir. Depremler, kayalık bir alanda oluşan gerilmenin ani bir harekete yol açacak kadar yükselmesiyle olur. Bu hareket, kayanın en zayıf noktasında kırılmasıyla yeni bir fay oluşturabilir ya da kaya var olan fay boyunca kayar. Bunun sonucunda, gerilmenin boşalmasıyla olağanüstü büyük boyutta enerji açığa çıkar. Bu enerjinin çevredeki kaya kütlelerinde oluşturduğu titreşim depremi yaratır. Depreme yol açan kayalardaki kırılma ya da kaymanın başladığı noktaya deprem odağı, bu noktanın tam üzerine rastlayan alana da deprem merkezi denir.
Bir fay boyunca yer alan kayalar üzerindeki gerilmenin etkilerini daha iyi anlayabilmek için iki süngeri yan yana tutun ve fayın bu iki "kayanın" birbirine değdiği noktadan geçtiğini düşünün. Kayanın bir bölümü bir yöne, diğeri ise karşı yöne itiliyor ya da çekiliyormuş gibi süngerleri yavaş bir biçimde karşıt yönlerde birbirine sürterek kaydırın. Süngerlerin kolayca hareket etmediğini göreceksiniz. Basınç belli bir noktaya erişip süngerler aniden kayana kadar bükülerek biçim değiştireceklerdir.
Bir depremin titreşimleri yerin derinliklerinden geçer. Bilim adamları, bunlara şok dalgaları ya da sismik dalgalar adını vermişlerdir (sismik sözcüğü, Yunancada "titreyen Dünya" anlamına gelen "seismos" sözcüğünden türetilmiştir). Deprem odağından yayılan farklı türdeki şok dalgaları, içinden geçtikleri kayalarda değişik titreşimler oluşturur.
Şok dalgalarının başlıca iki türü primer (birincil) ve sekonder (ikincil) olarak adlandırılır. Primer ya da P dalgaları, içinden geçtikleri kayaları sıkıştırır ve gerer. Sekonder ya da S dalgaları kayaları aynı anda hem yukarı-aşağı, hem de iki yana doğru hareket ettirir. Yüzey dalgaları adı verilen diğer türdeki şok dalgalarının da değişik sarsıntı yaratıcı etkileri vardır. Bunlar her depremde görülmez. Ancak görüldüklerinde deprem merkezine çok uzak yerlerde bile hasara yol açabilirler.