Türk mutfağının hemen her yemeğinde kullanılan lezzet ve aroma verici bir besin olan soğan diğer sebzelerden farklı olarak kesildiğinde gözlerimizi ve genzimizi yakar ve bizi adeta gözyaşlarına boğar. Soğanı kestiğimizde çıkan bu gaz alerjik reaksiyonlara da sebep olabilir.
ABD' de bir üniversitede yapılan araştırmalar sonucu bilim adamları doğal bir ortamda yetişen bu bitkinin her canlı gibi kendini böceklerden ve mikroplardan korumak için bir savunma mekanizması geliştirdiğini açıkladı.
Bu savunma mekanizması sonucu çeşitli enzimler salgılayan soğanın bu enzimleri bir tür gaza dönüştürerek gözlerimizi yaşartıp boğazımızı yaktığı ortaya çıktı.
Biraz daha şaşırtıcı olanı ise bu enzimler sonucu ortaya çıkan gazın gözyaşı ile tepkimeye girmesi sonucu sülfürik asit oluşturması. Oluşan bu sülfürik asit gözümüzü tahriş eder ve gözde yabancı maddeleri temizleyebilmek için gözyaşı salgılamaya başlar.
Daha bilimsel olarak açıklamak gerekirse; kesilen soğan hücrelerinin içindeki enzimler serbest kalır. Bu enzimlerden birisi olan allinaz, prensco adıyla bilinen sülfürlü bileşiklerle reaksiyona girer ve propenilsülfürik adında başka bir aside dönüşür ağlama faktörü olarak da bilinen bu enzimler salgılanırken gözlerimiz ise kendini yabancı maddelerden korumak için gözyaşı salgılar ve sonucunda soğan bizi ağlatmış olur.
Eğer soğan doğrarken ağlamaktan sıkıldıysanız size küçük bir önerimiz var; soğanı suyun altında soyup doğrarsanız, salgılanan gazları su yok denecek kadar aza indirmiş olursunuz. (Milliyet)