Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, AA Editör Masası programına konuk oldu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bakan Nureddin Nebati'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Dünya ekonomisinin çok sıkıntılı sürecin içinde olduğunu bilmekte fayda var. 2020 yılında başlayan salgın öngörülme ve dünya içinde yaşayan herkesi ilgilendiren bir krize dönüştü. Wuhan'da hapşuran bir kişi Brüksel'de insanların ölmesine, Londra'da zatürre olmasına, Türkiye'de hastalıklardan dolayı hastanelere gidilmesine gerçek bir öngörülemezlik, aynı zamanda küreselleşmenin yaşandığı bir dönem oldu. 8 milyar insanın yaşadığı tek dönem varsa o da 2020'deki salgındır. Herkes kendisini karanlık bir tünelde gördü. Bu kadar ağır bir şeydi aslında. Son yüzyılın en büyük problemlerin yaşandığı bir dönemdi. Türkiye'de hem sağlık sistemine hem de Cumhurbaşkanımıza olan güven artarak devam etti. Bu koşullardan kurtunulmaya başlandığı dönemde Rusya-Ukrayna savaşı başladı. Bu aslında tam tuz biber ekmeydi. Savaşın başlamasıyla birlikte Emtia fiyatlarında korkunç bir yükselme oldu. Gıda fiyatları pik yaptı. Taşıma maliyetleri çok ciddi şekilde kriz oluşturdu. Salgında üretimden kaynaklanan dengesizliklerden dolayı her türlü üretimde sıkıntılar baş göstermeye başladı. Türkiye bu krizde en çok etkilenenlerin başında geliyor. Yanı başında savaş patlamış. Savaştan önce dövizle ilgili makro ekonomik göstergelerle bağdaşlaşmayan Döviz Kuru atağı yaşamış. Dolardaki bu artış Türkiye'de fiyatların ciddi şekilde artmasına neden oldu. Fiyatların yüksekliği vatandaşlar tarafından ne oluyora geldi. Şubat'taki savaş bunun ciddi şekilde artmasına, toplumda enflasyonla ilgili beklentilerin atalet oluşturmasına neden oldu.
Aslında savaş olmadığı, her yıl ülkemizde Haziran-Temmuz-Ağustos döneminde gıda fiyatlarındaki düşme ülke ekonomisine nefes aldırır. Savaş bunu bizi bir 6 ay attırdı. Aralık ayından itibaren belli noktaya geleceğini söyledim. Yüksek fiyat artışlarının toplumun her ferdi tarafından içselleştirme çok geç oldu. Temmuz-Ağustos ayından itibaren neden oldu. Gurbetçilerimiz Haber olarak görüyordu. Gurbetçiler giriş yapmaya başlayınca siz cennette yaşıyorsunuz, Avrupa'da fiyatlar çok yükseliyor söylemleri artı, Temmuz ayında memur ve asgari ücrette artış yapılmasıyla da Türkiye bir enflasyon problemini dünya ile birlikte yaşıyor ama hükümetin salgında olduğu gibi gerekli tedbirleri alıyor adımlar atıyor havası oluşmaya başladı.
ENFLASYON HIZLA DÜŞMEYE BAŞLADI
Türkiye'de 2022 yılı dünya bir yana Türkiye bir yana. Türkiye 2022 yılında tüm makro ekonomik göstergelerde enflasyonu hariç tutuyorum. Enflasyonla ilgili beklentiyi kırdık. 2022 yılında dünyanın her ülkesinde gelişen ve gelişmekte olan ülkelerin tamamında enflasyon kendi çapında yükseldi, makro ekonomik göstergeler bozuldu. Türkiye'de enflasyon hariç makro ekonomik göstergelerde tarihi iyileşmeler var. Vatandaş özellikle geçen yıl Temmuz ayında yapılmış olan fiyat ve ücret artışları buradaki aktarımı hızlı şekilde gerçekleştirdi. İnsanlar ceplerine belli bir miktar girdiğini hissetti. Ekonomide bugün aldığınız bir karar sabah etkisini göstermiyor. Bu zaman içinde ortaya çıkan Aralık ayındaki enflasyonun düşmesi toplumda ataletin kırılmasına neden oldu. EYT problemi çözüldü, bunla birlikte enflasyon hızla düşmeye başladı. Kasım ayındaki hafif kırılmayla birlikte mikro göstergelerde de günlük hayatında da kendisine olumlu şekilde yansıyacağını görmesi hasebiyle bu iyileşmeleri çok iyi hissetmiş olacak.
KONUT KAMPANYASI
İki konut kampanyası düzenlendi. Bir tanesi TOKİ'nin düzenlemiş olduğu yüzyılın kampanyasıydı. Bu kampanya sayesinde özellikle de asgari düzeyde konuta ulaşımda zorluk çekenlere kapı aralamış olduk. İkinci kampanyayı uzun süren çalışmalar sonucunda sonuca getirip ilan ettik. Şartları izah ederek ortaya koyduk. Amacımız, zaman zaman bu kampanyaları yapıyoruz. Konut üreticileriyle de kampanya yaptık. Bunu sadece faiz kampanyasına dönüştürmeyelim, finansal bir mimari olsun. Özellikle de orta gelir seviyesindeki vatandaşlar konuta ulaşırken bunu kalıcı olarak bilsin, üretici de önünü görsün. Mortgage'ın bir uygulamasını da gerçekleştirmiş olalım. 15 yıl vade yaptık. Orta gelir seviyesindeki vatandaşların konut fiyatlarında yükseliş oldu. İlk yıllardaki taksitlerin ödenmesi konusunda kolaylıklar getirdik. Faizi asgari seviyeye getirdik. Daha önceki kampanyalarda konut fiyatları yükseldi, konuta ihtiyacı olmayanlar aldılar, evini satanlar da paraları dövize yatırdılar. Konut fiyatlarının yükselmesi için kimlerin niçin yaptığını radarla takip altına almış olduğumuz için internet sitelerinden emlakçılara kadar her türlü fiyatlandırma bizim elimizde. Bunu yapmayın diyoruz. Bizim amacımız konuta ihtiyacı olan vatandaşların konut alabilmeleri. İlk 3 yıl kendisi kirada oturuyormuş gibi taksit belirledik. Hazine Bakanlığı olarak faizin büyük kısmını üstlenmiş olacak. 5 yıl da satılmayacak.
Bizim konut ihtiyacı olanlar bizim için önemli olan. Konut ihtiyacını giderenler üretimi de tetiklemesi lazım. Üretimin gerçekleştirilmesi arzın olması lazım. İkinci elle ilgili ilk başladığımızda ikinci ele vermeyelim. Önce ihtiyacı olanlar ihtiyacı gidersinler. İkinci elle ilgili talep var. Bankalarımızla görüşerek özel hukuk çerçevesi içinde bu oranlardan faydalanmamak kaydıyla ikinci elde çalışma yapılıyor, son noktaya geldiğimizde belirlenen faiz oranlarıyla ikinci el konut konusuna girilebilir.
Olağanüstü dönemlerdeki şartlarla ilgili aldığınız kararları olağan dönemlerde yapmayacaksınız. Geçen yıl kiracılarımızı rahatlatmak için konutlarda yüzde 25'lik sınır getirmiştik, Temmuz ayında bitiyor. Burada konut fiyatlarındaki yükseklikten şikayetçi bulunan vatandaşların kira veriyormuş gibi ev sahibi olmasını sağlıyoruz. Buna ek olarak bankaların konut kullanımında ortaya koymuş olduğu sert duruşu bu kampanyalar dışında konut edinimi sağlayacak imkanları gevşeteceğiz. Önümüzdeki süreçte konut sahipliği daha da kolaylaşmış olacak. Her attığınız adımda mutlak surette birileri bu işten günün kısa karı diye düşünür açık kapılarından faydalanmak ister. Bir önceki kampanyalarda bu açık kapıdan faydalananların sayısı ilkinde çok fazlaydı, sonra aldığımız tedbirlerle azaldı. Gerekli tedbirleri alıyoruz. İstismarlar var diye bu işlerden kısa getirisi var diye bakanlar var diye vatandaşın ihtiyacı olan işlemlerde vatandaşı engelleyici davranışlarda bulunamayız. Kullandırdığımız kredilerdeki miktar tükenirse imkanımız var. Pazartesi gününden sonra gelecek olan taleplere biz gerekirse adımlar atılması hasıl olursa yapacağız. Konuta gidenin paranın mutlak suretle konut üretiminde kalması koşulumuz var. İstismarlar yukarı gidiyorsa fazla yumuşatmışız.
"ÇOK CİDDİ MALİYET YÜKLEYEREK BUNU ORTAYA KOYDUK"
Biz toplumun yoğun ilgisi olduğunu biliyoruz. Kamu gereğini yaptı. Çok ciddi bir maliyet yükleyerek bunu ortaya koyduk. Bundan sonra konut üreticilerinin bu kampanyaya ciddi şekilde destek vermesi, finansal mimari diyoruz. Bu konuda da konut üreticilerinin görünür şekilde kampanyalarını başlatması lazım. Pazartesi günü kamunun ortaya koymuş olduğu bu tavra mutlak suretle siz de destek verip kampanyaya destek vereceksiniz.
Rayiç bedelle gerçek bedel arasında marjın açıldığına dair gerçeklik var. Vatandaş niçin gerçek değeri yansıtmıyor? Bunu çözmemiz lazım. Vergilerden dolayı. Tapu harcı ve gerçek değere ulaştığında ödeyeceği emlak vergisi. Fiyatlamalarda rayiç bedelin üzerinden yapıyor. Maliye Bakanlığı'nın kabul edebileceği bir şey değil. Vatandaşın memnuniyeti, bakanlığın iradesi, belediyelerin de gelirlerinin aynı seviyede devam etmesi noktasında bu işin çözülebileceğine inanıyoruz. Bu konuda çok kapalı kapılar ardından çalışmalarımızı yürütüyoruz.
KGF paketlerimizle ilgili basın toplantımız olacak. 14 başlığı olan Türkiye'deki tüm vatandaşlarımızı ilgilendiren bir kampanya. Gayrimenkulle ilgili bir tarafta satın alacaklara yönelik kampanya üreticiler için kampanya yaptık. EYT ile ilgili de karar alındı. EYT kanunu meclisten geçtiğinde başvurular başlayıp insanlar emekli olmaya başlayacaklar. KOBİ'lerimiz başta olmak üzere öngörülmeyen bir maliyet çıkacak. Yanında birlikte çalıştığı personelinin 10-15 yıl sonra emekli olacağını düşünürken bu yıl ciddi sayıda emekli olacak sayı var. 16'ın açıklayacağımız bir yılın değerlendirmesi toplantımız olacak. EYT ile ilgili bir firma öngöremediği ama karşı karşıya kalacağı kıdem tazminatını biz karşılayacağız ve doğrudan çalışanın hesabına gidecek. Herkes bütçe üzerindeki yükü konuşuyor. Evet yük geliyor ama bunun karşılığını koymuş durumdayız. Biz bir karar aldık, kararın etkilenenleri var. EYT'den emekli olanlar mutlu ama kıdem tazminatını ödeyecek vatandaşlar var. Köşe başında az sayıda işçi çalıştıran da etkilenecek. Vatandaşa sıkıntı yaşama diyoruz, kıdem tazminatın hazır. Çalışana da kıdem tazminatını hesabına biz yatıracağız.