Son dakika... MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'de saat 10.00'da başlayan Grup Toplantısı'nda kürsüye çıkarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bahçeli konuşmasında erken seçim, Kürt sorunu, fahiş fiyat artışları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı ile yaptığı görüşme, Suriye'deki son durum ve ABD ile süren S-400 gerilime konularında değerlendirmelerde bulundu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
'MHP Türk milletinin sesidir, Türkiye'nin beka siperidir. MHP, Cumhur İttifakı ile birlikte Türkiye'nin akıl ve gönül enerjisidir. Eylül ayı ile birlikte sahadaki temas ve çalışmalarımızı yoğunlaştırdık.
Siyasi faaliyetlerimizi ülkemizin her köşesine nüfus ve sirayet edecek şekilde yaygınlaştırdık. Afyonkarahisar'da başlayan istişare toplantılarımız 9 ayrı bölgeye yayılmış ve çok başarılı sonuçlar ortaya çıkmıştır.
MHP yaparsa en iyisini yapar. Davamızın haklarını layıkıyla savunacağız. Vatan ve millet sevdasının bayraktarı olacağız.
İnandığımız sürece, ilkemizin irfanına, davamızın itibarına bağlı kaldığımız sürece ne bir engel tanıyacağız ne de iftiralara boyun eğeceğiz. Hiçbir çılgın bize zincir vuramayacaktır.
Karşımıza geçip yapamazsınız diyenler olacak, onlara gülüp geçeceğiz. Nefesi yetişmeyenlere, nefsi yetmeyenlere fırsat vermeyeceğiz. Fitne ile örülmüş tuzaklarına düşmeyeceğiz. Düzgün yaşayacağız, dengeli olacağız. Nerede bir mazlum varsa yanında olacağız. Bizler Türkiye sevdalısıyız, biz MHP'yiz.
MHP'LİLERİ TAŞIYAN OTOBÜSÜN KAZA YAPMASI
Değerli arkadaşlarım, az önce de dile getirdiğim üzere bölge istişare toplantılarımız yüksek bir katılım ve başarı ile gerçekleşmiştir. Söz konusu toplantımıza iştirak etmek üzere Bartın'dan yola çıkan dava arkadaşlarımızı taşıyan bir minibüs teessürle ifade etmek isterim ki kontrolden çıkarak şarampole yuvarlanmıştır.
Hüküm Allah'ın, takdir Allah'ındır. Elimizden gelen bir şey yoktur. Vefat eden dava arkadaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralı dava arkadaşlarımıza şifa diliyorum. Vefat eden dava arkadaşlarımızın yakınları daima bize emanet olacaktır. Bartınlı kardeşlerimiz ve camiamızın başı sağ olsun diyorum.
Dünya ne eski dünya, insan ne eski insandır. Kovid-19 salgınının tehlike saçması, küresel çatışmaların artması, siyasi ve diplomatik kutuplaşmaların yumuşama göstermemesi iyimserliğimizi bir hayli gölgelemektedir. İnsanlığı kapanına sıkıştıran meseleler günbegün artmıştır.
"BM, YAYILMACI POLİTİKALARINA KILIF HAZIRLAMAKLA MEŞGÜLDÜR"
Karşımızdaki küresel tablo yüreklere su serpen noktadan çok uzaktır. Uluslararası insani yardım örgütleri yetersiz ve acizdir. BM, 5 ülkenin tekeline girerek onların yayılmacı politikalarına kılıf hazırlamakla meşguldür.
Adaletsizlik ve eşitsizlik korkunç seviyelerdedir. Gelir dağılımındaki astronomik farklılıklar huzur damarlarını tıkamaktadır. Batı ülkelerinin iş birliğini havaya uçuran angajmanları dünyanın önündeki başlıca risktir. Bakın ABD'ye, Avrupa ülkelerine bu karanlık manzaraların iç yüzüne şahit olursunuz. Başta Rusya olmak üzere aynı coğrafya ve kıtayı paylaştığımız ülkelerle ters düştüğümüz sorun alanları vardır.
ERDOĞAN'IN PUTİN'LE GÖRÜŞMESİ
29 Eylül'de Soçi'de Putin ile 3 saat toplantı yapan Cumhurbaşkanımız Suriye'yi görüşme fırsatı bulmuştur. Rusya ile iş birliği alanlarının uçak motorları, savaş uçakları gibi alanları kapsayacak şekilde genişletmek iki ülkenin de çıkarlarına uygundur. Suriye'de nihai ve sürdürülebilir bir çözüm bulma vakti Sayın Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi gelmiştir.
Rusya Dışileri Bakanı ve Kremlin Sözcüsü'nün Türkiye'nin Suriye'deki taahhütlerine uymadığını söylemesi çarpıtmadır. Soçi Zirvesi İdlib'in çok ötesine geçerek bütüncül bir perspektife bürünmüş, karşılıklı anlayış ön plana çıkmıştır. Suriye konusu kağıda dökülmüş, defalarca mutabakat sağlanmış bir durumdur.
"RUSYA'NIN İDLİB'DE TERÖRLE MÜCADELE SÖYLEMİ BİZE GÖRE İNANDIRICI DEĞİLDİR"
Birincisi İdlib, ikincisi 5 Mart 2021 mutabakatı ve üçüncüsü PKK/YPG ile Rusya ilişkisidir. PKK'ya, PYD'ye Moskova'da ofis açmasına müsaade eden Rusya'nın İdlib'de terörle mücadele söylemi bize göre inandırıcı değildir. Sözde M4 karayolunun güvenliğini sağlamak üzere Rusya ve Suriye ortaklığı ile bir operasyon bile gündeme gelmiştir. Bu operasyon sonrası oradaki insanların Türkiye'ye kaçması demektir. Buna rıza göstermemiz hayal ötesidir.
ABD İLE YAŞANAN S-400 GERİLİMİ
S-400 konusunda Türkiye tavizsizdir. Türkiye olarak neyi ne zaman alacağımızın hesabını yalnızca Türk milletine vereceğimizi herkesin bilmesi lazım. ABD yeni yaptırımlarla bizi tehdit ediyormuş, varsın etsinler. Yaptırım var diye Türkiye Cumhuriyeti'nin şeref ve haysiyetini kimseye çiğnetmeyiz. Kimseye bu fırsatı vermeyiz. ABD silah almayın diye ülkemize yaptırım gözdağı verirken, Suriye'nin kuzeydoğusunda ne işler çevirdiğini itiraf edecek dürüstlüğe sahip midir? PKK/YPG'ye bedelsiz silah veriyor da , bizim aldığımız silahlar mı gözüne batıyor. Hainlere mübah olan Türkiye'ye gelinince ne hakla haram sayılıyor.
"HDP DEMEK PKK DEMEK DİYORDUK, MEĞERSE BU DENKLEME ABD DE BAĞIMSIZ DEĞİŞKEN OLARAK EKLENMİŞTİR"
Şehit işçilerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Afganistan'ı bu hale getiren kimdir? Kimin kimlerle yürüdüğü netleşiyor. Biz HDP demek PKK demek diyorduk, meğerse bu denkleme ABD de bağımsız değişken olarak eklenmiştir.
Böyle bir dönemde CHP Genel Başkanı'nın sözde Kürt sorunundan bahsetmesi tesadüf müdür?
ABD'NİN ÜLKÜ OCAKLARI KARARI
Bu kadar mı korkuyorlar bizden? Bu kadar mı kabuslar görüyorlar ülkücülerin varlığından? Ben Ülkü Ocakları'ndan yetişmekten iftihar eden bir genel başkanım. İkbal için değil, Türk milletinin istiklal ve istikbal haklarının muhafazası için ülkücü oldum, ülkücü olarak yaşadım, zamanı geldiğinde de ülkücü olarak öleceğim. Ülkü Ocakları'ndan şehit çıkar, gazi çıkar, kahraman çıkar, vatan ve millet sevdalısı çıkar, sanatçı ve bilim insanı çıkar, adam gibi adam yiğitler yiğidi insan çıkar. Bir tek çıkmayacak teröristtir, haindir, devlet ve millet düşmanıdır. İlle de terörist arıyorlarsa Pensilvanya'ya bakın, PKK/YPG, DEAŞ'a odaklanın diyeceğim lakin baktıkları yerde görecekleri kendileri olacaktır."
KÜRT SORUNU TARTIŞMALARI
Zillet İttifakı'nın ana ortaklarını ikaz ediyorum; Sözde Kürt sorununu tartışmak demek, milleti tartışmak demektir. Bu düşüncelerin ne bir vehim, ne de bir paranoya mahsulüdür. Türkiye'de Kürt sorunu yoktur. Kürt kardeşlerimi sorun olarak gören CHP, İP, HDP vardır. Satılmış aydınlar vardır. Türkiye büyük bir ailedir.
Bunlar kimliksiz ve köksüz cephedir. HDP meşru organ değildir. HDP terörizmin gayrimeşru oluşumudur. Meşruiyetin değerlendirilmesinde yegane ölçü anayasanın çizdiği hukuki ve siyasi çerçevedir. Anayasanın ilk 4 maddesi milli varlığımızın kilidir. Buna aykırı hareket edilmesi anayasa suçudur. Gazi Meclis her meselenin çözüm mekanıdır ancak bölünmenin çözüm adresi görülemez. TBMM'nin üyeleri görevlerine başlarken devletin varlığı ve bağımsızlığını korumak için yemin etmişlerdir. Türkiye 37 yıldır bölücülük sorunuyla mücadele halindedir. Terörle mücadelede çok ağır bedeller ödenmiştir. 1984-2020 yılları arasında 8 bin 123 güvenlik görevlimiz şehit olmuştur. Yaralanan güvenlik görevlilerimiz ise 25 bine ulaşmıştır. 6 bin sivil vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. 84 bin terör saldırısı gerçekleşmiştir. Demem odur ki terörün doğrudan maliyeti 1 trilyon 250 milyar dolardır. Terörün ülkemize toplam faturası, ekonomide felaket tellallığı yapanlar iyi dinlesin; 2 trilyon 256 milyar 48 milyon dolardır.
FAHİŞ FİYAT ARTIŞLARI
Fiyatların artışından samimi olarak şikayet edenlere hak veriyor, bu kardeşlerime bir şey demiyorum. Fırsatçıların üzerine gidiliyor, destekliyoruz. Pireyi deve yapanlara da terörün acıklı maliyetini hatırlatmak görevimizdir. Bir eli yağda, diğeri balda, bir giydiğine bir daha dönüp bakmayan ama sahte vicdan edebiyatı yapan imtiyazlı azınlıktan, devrimci bozuntularından öğreneceğimiz hiçbir şey yoktur.
Türkiye'nin terör ve bölücülük sorunu vardır. İsimleri bulunan terör elebaşları imha edilmektedir. Bu devletten kaçamayacaklar. Sorunun kaynağı bireysel hak, temel hürriyetler değildir. Yapılmak istenilen, oluşturulan istenilen bir azınlığın, azınlık haklarıdır.
Kürt sorununun seslendirilmesi Kürt kardeşlerimize yapılan hakaret ve iftiradır.
Türkiye yeni bir sistemle yönetilmektedir. İstikrar, güven ve büyüme için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi devam etmelidir. Bir olacağız, birlikte hareket edeceğiz, dedikodulara aldırmayacağız. Cumhuriyetimizin 100. yıldönümünü terörden arınmış, herkesi kapsayan sivil ve demokratik bir anayasa ile karşılayacağımıza gönülden inanıyorum. Artık laiklik tartışmasını bir kenara bırakalım.
ERKEN SEÇİM TARTIŞMALARINA NOKTAYI KOYDU
Erken seçim, seçimlerin öne çekilmesi, baskın seçim yoktur. Herkes hesabını 2023 yılının haziran ayına göre yapmalıdır. Zillet İttifakı biraz sabretsin, onlara Türkiye'nin büyüklüğünü aziz millet iradesiyle göstereceğiz, sandığı dar edeceğiz."