32 kişinin feci şekilde hayatını kaybettiği Şanlıurfa'daki Suruç katliamı ile ilgili kafaları karıştıran şok detaylar ortaya çıkıyor.
Güvenlik birimleri, kanlı saldırının yaşandığı HDP'li Suruç Belediyesi'ne bağlı Amara Kültür Merkezi'nde olay yerini tam açıyla gören güvenlik kameralarını inceledi, ancak eli boş döndü. Çünkü kameralar bombalı eylem sırasında çalışmıyordu. Katliamı tüm yönleriyle soruşturan 4 savcı, Amara Kültür Merkezi'nin normalde sorunsuz şekilde çalışan güvenlik kameralarının saldırı günü neden kapatıldığı araştırılıyor.
'ARKANIZDAYIZ' DEDİ, GELMEDİ
Dikkat çeken bir diğer ayrıntı ise Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) ile Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) gibi oluşumlara bağlı gençlerin Suruç'taki etkinliğinde hiçbir HDP'linin yeralmaması oldu.
Kobani'ye gitmeden önce HDP'li yetkilerle sıcak temas içinde olan SGDF ve ESP'liler birçok kez HDP'yi ziyaret etmişti. 13 Temmuz günü HDP İstanbul İl Başkanlığı'nda yapılan toplantıya SGDF'lilerle birlikte HDP'li milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu ile Erdal Ataş da katılmıştı. Kerestecioğlu toplantıda, “Kobani kampanyasının gençlerin hayatlarını kaybetmediği bir dünya kurulmasına vesile olmasını diliyorum” demiş, Ataş ise “Kobani ırkçı, tekçi zihniyetle yıkıma uğratılmaya çalışıldı. Israrla savunup inşa edeceğiz. Gezi'de nasıl yeşili savunduysak, Kobani'de de bu savunmayı yapacağız” ifadelerini kullanmıştı. Kobani'ye gidecek gençler HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan'la da 10 Temmuz günü görüştü. Buldan toplantıda, “Her türlü destekle arkanızdayız” mesajını paylaştı.
İSTANBUL'DA EN ÖNDEYDİLER
Kobani'ye gitmeye hazırlanan gençler 19 Temmuz günü İstanbul Kadıköy'den yola çıktı. HDP'li yetkililer burada da ön saftaydı. Gençler Kobani'ye gitmeden önce burada bir konuşma yapan HDP İstanbul Eş Başkan Yardımcısı Suat Çorlu, “Devrimin 3'üncü yılında Gezi direnişinde yeralan, gözünü kaybeden, gözaltına alınan, tutuklanan gençlik bugün Kobani'ye, Rojava'ya gidiyor. Eylem, Ortadoğu halkları için bir umuttur. Sizleri selamlıyoruz” ifadelerini kullandı.
SÖZ VERMELERİNE RAĞMEN...
SGDF ile ESP'nin bağlı olduğu Marksist Leninist Komünist Parti'nin (MLKP) yayın organı Etkin Haber Ajansı (ETHA) ise konuyla ilgili yayınladığı 1 Temmuz tarihli bir haberde, saldırıya uğrayan SGDF'nin Eş Başkanı Oğuz Yüzgeç'in ifadelerine yer verilmişti. Yüzgeç konuşmasında, Kobani'ye gitmek isteyen gençlere devlet tarafından engel çıkarılabileceğini öne sürmüş ve olası engellemelere karşı milletvekillerinin de sınırda hazır bulunacaklarını söylemişti. Ancak kanlı saldırıya hedef olan gençlerin yanında hiçbir HDP'li milletvekili yoktu.
Suriye hepsini birleştirdi
Emniyet ve istihbarat kaynaklarına göre Türkiye'deki radikal sol gruplar terör örgütü YPG ile dikkat çekici şekilde yakınlaşmaya başladı. Silahlı sol marjinal örgüt militanları, özellikle son dönemde YPG'nin kontrolünde bulunan Kobani'ye geçerek buradaki kamplara katılıyor. YPG'li teröristler ile sol örgütlere bağlı kişiler burada bir süredir 'silahlı mücadele' için eğitim görüyor. 'IŞİD ile mücadele' adı altında bölgeye geçen militanların Kobani'de silah eğitimi alması, sınırötesinden gelebilecek tehditlere ilişkin Türkiye'nin endişelerini artırıyor.
'Tak' sesi geldi ve...
Suruç saldırısına imza atan canlı bombanın, SGDF'li grup arasında rahatça nasıl dolaşabildiği merak konusu oldu. Edinilen bilgiye göre, eylem için çok önceden grubun içerisine sızan canlı bomba, ölü sayısını artırmak için kalabalığın ortasına kadar ilerledi ve bombayı patlattı. Canlı bombanın, patlamadan saniyeler önce kıyafetini açması ve ortaya 'tak' sesinin çıkması ise uzmanlar tarafından iki türlü yorumlanıyor. Canlı bombanın saldırıdan vazgeçtiği ve çevresini uyarmak istediği ya da gözlemciye işaret vermeyi amaçladığı ihtimali üzerinden duruluyor. İki ihtimalde de gözlemcinin eylemin yarım kalmaması için düğmeye bastığı ifade ediliyor.
Kaynak : Yenişafak