Süt emme çağı olan iki yaşını doldurmadan önce (Bakara, 2/233; Lokman, 31/14) bir çocuğu emziren kadın, bu çocuğun sütannesi, kocası da çocuğun sütbabası olur. Dolayısıyla, söz konusu çocuk ile bu karı-koca arasında süt yoluyla bir mahremiyet oluşur. Bu açıdan bu çocuğun buluğ çağından sonra gerek bu kişilerle gerekse bu karı- kocanın öz çocukları ile bir arada bulunmalarında dinen bir sakınca olmaz. (Nisa 4/23; Şâfiî, el-Ümm, VI, 179; İbn Rüşd, Bidâyetü’l-müctehid, II, 37).
Emzikli bebeği olan bir kadın yeniden hamile olursa bebeği emzirmeye devam edebilir mi?
Bu mesele dini olmaktan çok tıbbî bir meseledir. Bugünkü tıbbî bilgilere göre hamilelik sürecinde sütün kalitesi azalmaktadır. Annenin emzirme sebebiyle direnci düşebilir. Emzirme döneminde hamile kalınması tıbben arzu edilen bir durum olmamakla birlikte, bu durum emzirmenin sonlandırılması için bir neden değildir. Bebeğin beslenmeye ihtiyacı vardır. Annenin de bu dönemde manevi desteğe olduğu kadar besin ve kalori desteğine ihtiyacı olacaktır.
Bu konuda; kaynaklarda yer alan; “(Emzikli karılarınızla cinsel ilişkide bulunmak sureti ile) çocuklarınızı gizlice öldürmeyin. Canımı elinde tutan Allah ’a yemin ederim ki, emziren kadının hamile kalması, süt emen çocuğa öyle zarar verir ki at sırtında koşturan ergin erkek olacak yaşa gelse bile yine onu tutar yere atar. ” (İbn Mâce, Nikah, 61) hadisini tıbbî veriler çerçevesinde değerlendirmek uygun olur. Buna göre; hamilenin emzirmesi dinen yasak değildir. Ancak tıbbî veriler bunun zararlı olduğunu ortaya koyarsa bu durumda bu verilere itibar edilir.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı