Londra'da akıllara durgunluk veren bir olay yaşandı. Joyce Vincent, 25 Ocak 2006 tarihinde Londra’da kaldığı evde ölü bulundu. Ancak ölümü yakın bir zamanda gerçekleşmemişti; Joyce öldüğünde takvimler 2003 senesini gösteriyordu.
Televizyonu açıktı; en son BBC kanalını izlemişti Joyce. Yerde yılbaşı için göndermeyi planladığı hediye poşetleri vardı. Cesedi çürümüş ve tanınmaz hale gelmişti. Joyce’un kimliğini tespit edebilmek için polisler bir tebrik kartının üzerindeki gülümseyen fotoğrafından yararlanmış ve dişlerine bakarak cesedin ona ait olduğu anlaşılmıştı.
Posta kutusunda onlarca mektup birikmişti, buzdolabında üç sene öncesinden kalan bozulmuş yemekler vardı. Ölüm sebebinin doğal yollardan olduğu söyleniyordu ancak nereden bakarsanız bakın, bu oldukça trajik bir ölümdü.
Peki, kiralık bir stüdyo dairede oturan Joyce Vincent'in cesedi neden yıllar sonra bulunabilmişti? İşte o kısım da yürek burkan cinsten...
Joyce Vincent, zamanında erkek arkadaşından şiddet görmüş ve ondan kurtulabilmek için bir kadın sığınma evine gitmişti. Orada kendisi için bir kiralık daire ayarlanmıştı. Kiranın yarısını devlet karşılayacak, geri kalanını ise Joyce ödeyecekti. Joyce bu eve çıktıktan sonra her ay kiranın yarısı devlet tarafından ödenmeye devam etti ancak ölümünden sonra diğer yarısı ev sahibine iletilmez oldu.
Ev sahibi uzunca bir süre bu durum karşısında sessiz kaldı, en sonunda da Joyce'un yardım aldığı yardım kuruluşuyla temasa geçmeye karar verdi. Joyce'un cesedini bulanlar yardım kuruluşundan gelen denetmenler oldu. Komşularla konuştuklarında hiçbirinin Joyce'la bir yakınlığının olmadığı ve zaman zaman daireden kötü kokular gelse ve ortalıkta böcekler dolaşsa bile kimsenin bunu umursamadığını öğrendiler. Zavallı kadının kapısını üç senedir tek bir kişi bile çalmamıştı.
Hayatı boyunca çalışıp durmuş, hiçbir kötü alışkanlık edinmemiş, yasaları çiğnememiş, insanları mağdur etmemiş aksine kendisi şiddet mağduru olmuş bir kadının yaşamı işte böyle son buldu.
Zavallı Joyce'dan geriye ise kimisinde hafifçe tebessüm ettiği birkaç fotoğraf karesi kaldı.