Taziye, ölünün yakınlarının üzüntüsünü paylaşarak, onları teselli edici, rahatlatıcı sözler söylemektir. Hz. Peygamber (s.a.s.), başına bir felaket gelen kimseyi ziyaret etmekle ilgili olarak şöyle buyurmuştur: “Felakete uğrayan bir kimseye geçmiş olsun ziyaretinde bulunana, felakete uğrayana verilecek sevabın misli verilir. ” (Tirmizî, Cenâiz, 71). Aynı şekilde cenaze yakınlarına taziyede bulunmayı tavsiye ederek: “Her kim çocuğunu kaybeden bir kadına başsağlığı ziyaretinde bulunursa o kimseye Cennet’te bir elbise giydirilir. ” (Tirmîzî, Cenâiz, 74) buyurmuştur.
Ölü yakınlarının acılarını tazelememek için, taziye üç günden sonraya bırakılmamalıdır (İbn Hacer el-Askalânî, Fethu’l-Bârî, III, 146). Taziyede bulunan şahıs, ölünün yakınlarına sabır ve metanet diler, cenaze için hayır duada bulunur.
Bir mezara birden fazla cenaze defnedilir mi?
Normal şartlarda bir kabre, yalnız bir cenaze defnedilir. Zaruret halinde bir kabre birden çok cenaze konulabilir. Nitekim Hz. Peygamber Uhud şehitleri için böyle bir uygulama yapmıştır. Fakat bu durumda cenazelerin arası toprak vb bir şeyle ayrılmalıdır (Burhâneddin Mâze, el-Muhîtu’l-Burhânî, II, 351).
Önce defnedilmiş olan cenaze, tamamen çürüyüp toprak haline gelmedikçe, bir zaruret olmaksızın kabrin açılması ve bu kabre ikinci bir cenazenin defni caiz değildir. Cenaze çürüyüp toprak haline geldikten sonra ise, aynı kabre başka bir cenaze defnedilebilir (İbn Kudâme, el-Muğnî, II, 563; Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 96-97; Nevevî, Ravda, II, 138; Mehmet Zihni Efendi, Nîmet-i İslâm, 438). Daha önce defnedilen cenazenin çürüdüğü kanaatiyle mezar açıldığında çürümeyen bazı kemikler bulunursa, bu kemikler bir tarafa çekilip araya topraktan bir set yapmak suretiyle ikinci cenaze defnedilebilir.
Çok katlı mezar yapılması dinen uygun mudur?
Yer darlığı ve ekonomik zaruretler nedeniyle, bölümleri birbirinden katlı mezarlar yapılmasında ve toprağa vermek kaydıyla bunlara cenaze defnedilmesinde dînen bir sakınca yoktur.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı