Gelibolu'dan Kumkale'ye kadar olan kısımda birkaç gündür beyaz köpüksü ve jelimsi bir madde görüldü. Kokusuz olan bu madde vatandaşların dikkatini çekerken tedirginliğe de yol açtı.
Vatandaşlar tarafından Sahil Güvenlik Çanakkale Grup Komutanlığı'na ihbar yapıldı. Yetkililer kısa sürede harekete geçti.
Sahil Güvenlik ekipleri, denizdeki tabakadan numune alarak incelenmesi için İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü'ne gönderdi. Laboratuvarda yapılacak incelemenin ardından beyaz köpüksü ve jelimsi maddenin neden kaynaklandığı tespit edilecek. Ancak ilk belirlemelere göre petrol türevi ya da kimyasal içermeyen tabakanın doğa şartlarına bağlı olarak oluştuğu sanılıyor. Balıkçıların yorumu ise, hava sıcaklıklarındaki ani değişim sonucunda denizanalarının ölerek eridiği ve bu tabakanın ortaya çıktığı şeklinde.
Böyle bir tablonun Çanakkale Boğazı'nda en yoğun olarak Kasım 2007 ile Eylül 2008 tarihleri arası yaşandığı ifade edildi. Sıcaklıklardaki ani değişimler ve yağışlar nedeniyle sisteme tatlı su girdisi, oluşumu etkileyen faktörler arasında gösteriliyor. Jelimsi maddenin oluşumuyla beraber, maddeye yapışan organik ve inorganik parçacıkların da kıvamı artırdığı ve hem balıkçı ağlarına, hem de teknelerin, botların motor ve pompa sistemlerine zarar verdiği belirtildi.
Çanakkale'de kordon boyunda yürüyüş yaparken denizde gördüğü beyaz tabaka karşısında şaşkına dönen Suat Erişken, "Ben daha önce hiç görmedim. İlk defa görüyorum. Çok da garip, doğal bir şey olduğunu da zannetmiyorum. Doğada ekolojik bir şeyler oluşabilir ama bu görüntü çok garip, denizin yüzeyinde beyaz jelimsi bir tabaka oluşmuş. Tabi ki bu konuyla ilgili yetkili birimler ne olduğuna karar verecek" dedi.
Denizanalarının öldükten sonra sıvı hale gelerek erimesi sonucu bu görüntünün ortaya çıktığını ifade eden balıkçı Vahit Anık, "Havaların bir anda soğuması sonucu her zaman bu tür görüntü yaşanır. Denizanaları birdenbire havalar soğuyunca su haline dönüşüyor. Köpük gibi bu hale geliyor. Bu tabaka ve görüntünün kirlilikle ilgisi yok" diye konuştu.
Oltasıyla balık tutan bir vatandaş ise, "Bu görüntü bir kirlilik ya da pislik değil. Eğer öyle olsaydı daha başka olurdu. Deniz anasının öldükten sonra ölmüş hali deniyor. Yaklaşık 100 metre açıkta devamlı kıyı kesimine doğru dönüyor, tekrar geliyor. Balık tutmamızı engellemiyor. Zaten balık yok" şeklinde konuştu.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Temel Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yeşim Büyükateş, yaşananın bir doğa olayı olduğunu belirterek, "Genellikle doğal bir olay bu. Çünkü hava şartları da malum uygun gidiyor. Birçok diyatom dediğimiz fitoplanktonik canlı ve yanı sıra medüz türleri fazla miktarda ürüyor.
Tabii deniz suyundaki azot ve fosfor gibi besin elementi miktarlarının yüksek olması ve su sıcaklığındaki artış bunu tetikliyor. Sonrasında bu canlılar ölüyor ve bakteriyel olarak parçalanıyor. Bu süreçte de bu canlıların bir kısmı da mukus özelliğine sahip. Bir araya toplanmasıyla bu tabakalar oluşuyor.
Yüzeyden dibe kadar kurdele şeklinde oluşumlar meydana getiriyor. Bu oluşum çok fazla miktarda olursa sorun çıkarıyor.
Deniz yüzeyinde birikintiler oluşturabiliyor. Bu birikimler deniz tabanına güneş ışınlarının gitmesini ve su altındaki canlıların yaşamlarında sorunlar oluşturabiliyor.
Görsel olarak da kötü bir görüntü oluşturuyor. Deniz araçlarına ve balıkçı ağlarına zarar verebiliyor" dedi.