TED Üniversitesi'nde düzenlenen TEDMEM Kürsüsü'nde konuşan Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, "Hepimiz biliyoruz ki aslında ekonomik aile gelirleri düşük olanların sosyal sınıf atlamasının, ekonomik sınıf atlamasının yegane yolu eğitimden geçiyor" dedi.
Türk Eğitim Derneğinin düşünce kuruluşu olan TEDMEM, kurulduğu günden bu yana toplumun ortak paydası olan eğitim alanında gelişmeleri takip ederek eğitim sistemine katkı sunmayı amaçlıyor. Bu amaçla bugün bulunulan noktayı daha iyi anlamak ve geleceğe ilişkin öngörüler geliştirilmesine ışık tutmak amacıyla TEDMEM Kürsü konuşmaları düzenlendi. TEDMEM Kürsüsü'nde "Kuşaklar Arası Ekonomik Hareketlilik Ne Kadar Adil?" başlıklı bir konuşma yapan Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, "Neden böyle bir konu seçildi? Neden dünya kuşaklar arası ekonomik hareketlilik ne kadar acil sorusu üzerinde bu kadar yoğun çalışılıyor? Kuşaklar arası ekonomik hareketlilik dediğimiz zaman işin içine önce aile ve çocuklar girmekte. Hayat döngüsü dünyanın yaratılışından bugüne kadar her kuşağın bir adım öne gitmesi için atıldığına göre bu konu dur durak bilmeden tartışılmaya devam edilecek. Sonuç olarak insanlık yukarı doğru hareketliliğin peşinde. Yanlış mı? Bence değil. Bu salonda bulunan her bir kişi ailesinden bir adım öne gitmek için çabalıyor kanaatindeyim. Bugün analiz edilecek noktaysa yaşadığımız dünyada, yüzyılda ülkelerin durumu ve durum içinde biz hangi aşamadayız, onlar tartışılacak. Öyle ki ekonomi literatürde kuşaklar arası hareketlilik olarak bilinen ekonomik hareketlilik insanlığın ilerlemesinde kilit unsurlardan biri olarak karşımızda duruyor. Ebeveynler çocuklarının daha yüksek bir yaşam standardına sahip olduklarını görmek istiyorlar. Buna bağlı olarak da pek çok birey bulunduğu ekonomik merdivenin daha üst basamaklarına çıkmak için fırsatlar kolluyor" ifadelerini kullandı.
'Hepimiz biliyoruz ki aslında ekonomik aile gelirleri düşük olanların sosyal sınıf atlamasının, ekonomik sınıf atlamasının yegane yolu eğitimden geçiyor'
'Medeniyetin getirisi bir dejenerasyona uğramak değil dünyadaki sosyal refahı paylaşmaktan ileriye gitmesi gerekiyor" diyen Pehlivanoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
'Medeniyetin getirisi bir dejenerasyona uğramak değil dünyadaki sosyal refahı paylaşmaktan ileriye gitmesi gerekiyor. Maalesef dünyada adil dediğimiz düzen adaletsizlik üzerine kurulmakta. Dünyada ülkemizde olduğu gibi refahtan faydalananların oranı maalesef sürünenlerin oranına göre çok daha yüksek bir seviyede. Hepimiz biliyoruz ki aslında ekonomik aile gelirleri düşük olanların sosyal sınıf atlamasının, ekonomik sınıf atlamasının yegane yolu eğitimden geçiyor. Bizimki gibi kalkınabileceğini sana ülkelerde zaten sosyal refahın fazla gelişmesi istenmez. Bu genelde siyasetten kaynaklanır. Çünkü siyaset bizimki gibi ülkelerde zenginle yoksula ikisini de birbirinden korumaya söz verip zenginin parasını, yoksulun oyunu alma sanatıdır. Biz Türk Eğitim Derneği 90 yıllık bir kuruluş olarak bu güzel vatanın ilk eğitimdeki sivil toplum örgütü olarak aslında birçok sistemimizi imkanı olmayan çocuklarımızın yukarı taşınması üzerine kuruyoruz. Özellikle burs sistemimizi. Öyle güzel örnekler görüyoruz ki bir çocuğumuz annesi babası tarım işçisi. İlkokulda girdi, Çankaya Üniversitesinde doktorasını bitirip dünyada üniversite seçecek pozisyona geldi. Binlerce çocuğumuz yoksulluktan gelip hem sosyal olarak kendilerini geliştirip hem akademik olarak geliştirip önlerindeki tüm duvarların yıkılmasını sağladık. Aslında yapmamızın ana gerekçesiyse bu çocukların da başkalarının yaşamlarını değiştirmek üzerine kurgulanması gerekiyor. Bunun hiçbir partiyle ilgisi yok. Bizimki gibi ülkelerde en büyük sorun zihniyettir. İmkanı olmayanların yerine eğitim hakkı, ileriye gitme hakkı, daha fazla para kazanma hakkı hep anasının babasının parası olanların üzerine kurgulanır. Bunu yıkmak mecburiyetindeyiz. Tüketici bir toplumdan üretici bir topluma geçmezsek ülkenin bekası dahil ne kadar büyük bir riskle karşı karşıya olduğumuzu hepiniz benden iyi biliyorsunuzdur. Bir toplumu yığından kitleye çevireceksiniz işte o toplum 21. yüzyılda ileriye gider ve o toplumu hiçbir kimse engelleyemez. Çünkü 21. yüzyılda savaşlar silahlarla değil, eğitilmiş beyinlerle yapılır. 21. yüzyılda beyni aç olanın karnının aç olmaya mahkum olduğunu hepimiz bilmek mecburiyetindeyiz.'
'Umuyorum ki bir gün ülkemizde ve dünyada yoksullar için de edebiyat değil adalet gelir"
Adaletli yansımanın en büyük sorun olduğunu vurgulayan Pehlivanoğlu, "Ülkelerin sosyal refahı yükseldiği zaman, ekonomik verileri yükseldiği zaman bu vatandaşına yansıyor mu? İkinci asıl sorun bana göre bu. Adaletli bir yansıma en büyük sorun. Bütün dünyada olduğu gibi. Çünkü dünyada gelişmiş ülkelerde kapitalist ülkelerin de arzusu dünya nüfusunun büyük bir kısmının üretime değil tüketime mahkum edilmesidir. Umuyorum ki bir gün ülkemizde dünyada yoksullar için de edebiyat değil, adalet gelir" şeklinde konuştu.
Programa Pehlivanoğlu'nun yanı sıra TEDMEM Direktörü Prof. Dr. Emin Karip de katıldı. Dünya Bankası Ekonomisti Roy Van der Weide de bir sunum gerçekleştirdikten sonra sunuma ilişkin gelen soruları yanıtladı.