Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki deprem felaketinin ardından bölgede bulunan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Halk TV'den İsmail Saymaz'a konuştu. Hatay'daki son durum hakkında bilgi veren bilgi veren Fahrettin Koca, deprem sonrası arama kurtarma faaliyeti süren iki üç binanın kaldığını, 51 bin 200 yaralının deprem bölgeleri dışına gönderildiğini söyledi.
HASTANELERDEKİ SON DURUM
İsmail Saymaz'ın "Önceki günkü depremde İskenderun Devlet ve Mustafa Kemal Üniversitesi hastaneleri hasar gördü. Şu an Hatay’da hiçbir hastane kullanılamıyor mu?" sorusuna yanıt veren Koca, "Tam öyle değil. Şöyle: İskenderun Devlet Hastanesi’nin hasar tespiti yapıldı. Kullanılabilir raporu çıktı. Üçüncü-dördüncü deprem yaşanmış olması çalışanlar ve hastalar açısından panik havası oluşturuyor. O nedenle hasar tespiti yapılıncaya kadar hastaların güvenli bir ortama naklini planladık. İskenderun’daki hastalarımızı izolatörlerin yapıldığı Dörtyol Devlet Hastanesi’ne aldık. Üniversitede ise acil ve ana binayı kullanıyorduk. Hafif hasarlı binaydı. Hastaları Dörtyol ve Adana’ya naklettik. Oranın da kullanılabilir raporu çıktı. Birkaç gün içinde servisleri kullanır hale getireceğiz. İkisinde de sahra hastanemiz olduğu için acil hastalara ilk müdahaleler yapılmaya devam edildi" dedi.
YENİLERDEN YIKILAN HASTA YOK
Saymaz'ın "Burada bir problem yok mu? Yeni hastaneler kullanılamaz hale geldi, eskiler yıkıldı" ifadesi üzerine konuşan Koca, "Yenilerden yıkılan yok. Hafif hasarlı, yeniler. Hafiften kastımız ne; taşıyıcı sistemde sorun yok ama duvarda çatlaklar var. Bunlar olabilir. Önemli olan, ana taşıyıcıda sorun olmaması" dedi.
Eski hastanelerin durumu hakkında konuşan Koca, "Devlet Hastanesi 40 yıllık bina. Yeni yönetmelikle yapılmayan binalar. Kamunun da özelin de vatandaşın da bu tip binaları oldukça fazla. Mesela Ankara’da Sami Ulus ve Dışkapı hastaneleri var. Onların yerine 600’er yataklı hastane planlıyoruz. Eski binalar olduğu için yıkıp yapmak gerekiyor. Bunu genelleştirmek lazım" diye konuştu.
HASTALAR HANGİ İLLERE SEVK EDİLDİ?
Yaralıların nakilleri hakkında bilgi veren Koca şunları kaydetti:
"İl dışına naklettiğimiz hasta sayısı ne kadar, biliyor musunuz? 51 bin 200’ü geçti. Böyle bir operasyon olamaz. Hatay’dan Adana’ya karayoluyla, İskenderun’dan da ağırlıklı Mersin’e… İskenderun’a naklettiğimiz hasta sayısı 7 bini, Adana’ya 6 bini buldu. Ağırlıklı Adana, Mersin, Ankara ve İstanbul şeklinde. Havadan 2 bin, karayoluyla 48 bin 800’e yakın. Deniz yoluyla İskenderun’dan Mersin’e 327 hasta nakledildi."
"HATAY'DA İKİ-ÜÇ BİNA KALDI"
Enkazdan sağ çıkma ya da ceset olma ihtimaline ilişkin soruya yanıt veren Koca, "Şu an ceset olmadığından emin olunca arama kurtarma faaliyetleri sonlandırılıyor. Arama kurtarmanın devam ettiği Hatay’da iki-üç bina gibi kaldı. Birkaç gün içinde bitmiş olur" şeklinde konuştu.
"KİMLİK TESPİTİ YAPILAMAYAN VAR"
Saymaz'ın "Kayıplardan söz ediliyor. 'Ya enkazda bulunmadı ya çıkarıldı ama nereye götürüldüğü belli değil' deniyor" sözlerine ilişkin değerlendirmede bulunan Koca, "Hatay’da cesetleri ikinci günden itibaren mezarlığa götürdük. Orada savcılık ve Adli Tıp uzmanları soğutucu tırlar bulundurarak, cesetleri üç güne kadar bekleterek, gelen birisi olmazsa, resimleri dahil olmak üzere arşivlendi, numara verilerek defnedildi. Kimlik tespiti yapılamayan var. 500 küsur… DNA örnekleri alınıyor. Bu biraz zaman alıyor. Nereye nasıl defnedildiği biliniyor. Hangi noktadan ceset geldi, o bilgiyi de işlemeye çalıştık" ifadelerini kullandı.
CESET TORBASI VE KEFEN SORUNU YAŞANDI MI?
"Bazı yurttaşlar ise “Ceset torbası bulamadık, cenazemizi battaniyeye sardık ve kendimiz gömdük” diyor" sözleri üzerine Koca şunları söyledi:
"İlk gün için söylüyorum, kimi köyüne götürmek zorunda kaldı. Hangi imkanı bulabildiyse öyle götüren olmuştur. Burada 250’ye yakın cenaze arabası görev aldı. Hem dolaşıldı hem de enkaz çalışması yapılan yerlere konmaya çalışıldı. Ciddi bir sıkıntı yoktu ceset torbası açısından. Hatta kefenlenme noktasında ceset torbasını beyaz yapın dedik."
Saymaz'ın "UMKE’de ilk iki gün organizasyon bozukluğu olduğu ifade ediliyor" sözlerine ilişkin ise Koca, "İlk gelen UMKE ekibi oldu, biliyorsunuz. Birçok ilden gelmiş oldular. Hatay’daki en büyük sorun, hastanelerin kullanılamamasıydı. UMKE, enkaz varsa orada bulunur. Bu sefer hastalara hastane bahçesinde hizmet ettiler. Bunun getirdiği bir organizasyon bozukluğu olduysa bir şey diyemem" dedi.
SALGIN HASTALIK RİSKİ
Bakan Koca, salgın hastalık riskine karşı ise şunları söyledi:
"Şu an yok. Salgın olursa Hatay’da olabilir. Hatay’da havalar bir-bir buçuk ay sonra ısınacak. Tedbirleri yoğunlaştırıyoruz. Ne yapmak gerekiyor? Bir, güvenilir suyun sağlanması. İki, güvenilir gıdanın sağlanması. Üç, hijyenik WC’lerin sağlanması. Çöp dahil olmak üzere ilaçlamanın yaygın yapılması.
Şimdi çeşmeler oluşturuluyor 200 noktada. İçilmesi anlamında değil, temizlik anlamında. Duş kabinleri oluşturuluyor. Çöp yaygın toplanıyor. İlaçlama yaygın yapılıyor. Kireçleme dahil… Bu tedbirleri ne kadar yoğunlaştırabilirsek salgını o kadar önlemiş oluruz. Çeşme ve ana kaynakta yaygın klorlama ve mikrobiyolojik analiz yapılıyor. Bir sorun yok."
SEYYAR TUVALET İHTİYACI
Seyyar tuvalet ihtiyacı konusunda konuşan Koca, "Her geçen gün sayı arttırılıyor. Hatay’da insanlar çadırlı toplu alana gelmeyi tercih etmiyor. Bulunduğu noktada çadırını istiyor. Tekil çadırlar çok olursa hijyeni sağlamak kolay olmuyor" şeklinde konuştu.
TEMİZ VE SICAK SUYA ERİŞİM SORUNU VAR MI?
Saymaz'ın "Temiz ve sıcak suya erişimde sorunlar olduğu söyleniyor" ifadesine ilişkin konuşan Koca, "Doğru. Şebeke suyunun bu safhada yalnızca temizlikte kullanılmasını söylüyoruz" diye konuştu.
İLAÇ VE DOKTOR SORUNU VAR MI?
İlaç ve doktora erişim bakımından sorun olup olmadığı hakkında konuşan Koca şunları dile getirdi:
"Çadır ve konteynır kentlerde sağlık hizmeti veriyoruz. Artı, üç-dört kat nüfus köylere kaydı. Oralarda 100 araçla her gün tarıyoruz köyleri. Tararken ilaç, hijyen seti, dezenfektan, hasta ve çocuk bezi dağıtıyoruz. Ayrıca 75 yaş üstü vatandaşı, evde bakım alan yaşlıları ve kronik hastaların bir kısmını bulunduğu yere giderek, taramadan geçiriyoruz.
DEPREMZEDELER İÇİN TELEFON HATTI KURULACAK
Bakan Koca, deprem bölgesi için hat kurulacağını ifade ederek, "Covid’te Alo 184 hattımız vardı. İnsanların ilaç ve sağlık sorunu varsa, o hattı arayabilmesini sağlamak üzere, altyapısı bitti, bugün yarın devreye sokacağız. Deprem Sağlık Hattı gibi bir isim olabilir" dedi.
Vatandaşların hattı aradıklarında alacağı hizmet hakkında bilgi veren Koca, "Arayacaklar. 'Şu noktadayım, şu ilacıma erişemedim' diyecek. Kim sağlık hizmeti veriyorsa o arkadaşların ya da seyyar aracın muayene etmesini ve ilaç vermesini sağlamak istiyoruz" şeklinde konuştu.
EN ÇOK HANGİ İLDE ZORLANDI?
Bakan Koca, en çok zorlandığı ilin Hatay olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Depremin etkisinin en fazla görüldüğü il, Hatay. Hatay diğer iller kadar diyebiliriz. Antakya, Defne ve Kırıkhan’da 700 bin nüfustan bahsediyoruz. Binaların yüzde 63 - 64’ü ya çökük veya ağır hasarlı. Girilebilecek bina yok. Binaların üçte ikisinin kullanılmaz olması nedeniyle diğer illere göre iki üç kat fazla. Fakat operasyon ve müdahale zorluğu anlamında belki 10, belki 15 kat daha fazla."
SAKALLARINI NEDEN KESMEDİĞİNİ AÇIKLADI
Bakan Koca, sakallarını kesmemesine ilişkin ise şunları kaydetti.
"(Bir süre susuyor) Nasıl ifade edeyim, bilemiyorum. Doğrusu, hissiyatım şu: 10 binlerce canımızı kaybetmişiz. Şu an, yıkılmış bir hastanemizin ve altında kalan sağlık çalışanlarımızın olduğu, 400’ü geçen hekim ve sağlık çalışanımızın hayatını kaybettiği bir felaketten bahsediyoruz. Arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Defin işlemi bitmiş değil. Yasımız devam ediyor. Anadolu’da cenaze sahibi definden sonra sakalını keser. Benim, doğrusu arama kurtarma faaliyetleri bitmeden kesmek içimden gelmiyor, kesemedim."
BAKANLARLA SÖZ BİRLİĞİ YAPTILAR MI?
Diğer bakanlarla söz birliği yapıp yapmadığına ilişkin konuşan Koca, "Hiçbir şekilde aramızda konuşmadık. İki dakikada kesersiniz. Zaman bulunabilirdi. Ben kesemedim arama kurtarma işlemleri bitmeden" dedi.