Bağımlı kişilik bozukluğuna sahip olan kişiler, hayatları boyunca verecekleri her kararda birinin tasdikine ya da fikrine ihtiyaç duyan insanlardır.
Hep birilerine bağımlı olarak yaşarlar ve hayatlarını olumsuz etkileyecek kararlar verebilirler.
Bu kişilik bozukluğuna sahip kişiler, sorumluluk almaktan kaçınır ve yalnız kalmaktan korkarlar. Hep birilerine ihtiyaç duyarlar. Bu kişiler Freud'un tanımına göre oral-bağımlı kişilerdir.
Genç erişkinlik döneminde başlar, ilk başlarda uysal olan kişilik daha sonra ayrılma korkusuna sahip bir kişiliğe dönüşür ve insanlara bağımlı hale gelir. Rahatsızlık, nüfusun yüzde 2,5'inde rastlanır.
Peki bağımlı kişilik bozukluğu tanısı nasıl konulur?
Bu kişiler, çoğunlukla başkalarının onayları, destekleri ve fikirleriyle kara verirler ve kendileri sorumluluk almaktan kaçınırlar. Kendilerini hep kabul ettirme çabasında olurlar, ortama uyum sağlamak, herkesle aynı fikirde olmak onlar için çok önemlidir.
Başkalarının takdirini kazanmak için kendilerine yakışmayacak şeyleri bile yaparlar. Yalnız kalmaktan çok korkarlar. Bir ilişkisi bittiğinde hemen başka bir ilişki arayışına girerler. Bağlanacak yeni insanlar ararlar.
Bağımlı kişilik bozukluğu, pek çok psikolojik sorunla birlikte görülür. Örneğin histrionik ve borderline kişilik bozukluğu olan kişilik bağımlı olması daha yüksek bir ihtimaldir. Bağımlılıkla birlikte anksiyete ve depresyon da görülür.
Kişi bu rahatsızlığa sahip olduğu tanısını kendisi de koyabilir. Fakat hafif düzeyde yalnızlık korkusu, sürekli yakın olduğu birilerinin olması isteğini taşımak ciddi derece bir problem olarak görülmez. Bu kişinin özelliği olabilir.
İleri derecede takıntılı olmak, anksiyete krizleri, tek başına karar alamama, sorumluluktan kaçma gibi durumlar yaşanıyorsa bir uzmana danışılmalı ve gerekiyorsa tedaviye başlanılmalı.