Toplu taşımada son durum ne? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Erdoğan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınındaki kötü gidişat ile ilgili tedbirlere dikkat çekti. Peki Toplu taşımada son durum ne? | Toplu taşıma kısıtlaması mı geldi? Detaylar haberimizde...
TOPLU TAŞIMADA SON DURUM NE?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kabine Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, koronavirüs sürecindeki gidişatın kötüleşmesi dolayısıyla Toplu ulaşımda ayakta yolcuya izin verilmeyeceğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Bugün Kabinemizin Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemindeki 40. toplantısını gerçekleştirdik. Önümüzdeki dönemin yol haritasını çıkartıyoruz. Gündemimizin ilk konusu korona virüs salgınıydı. Salgın ülkemizle birlikte dünyayı tehdidini sürdürüyor. Yer küredeki hiçbir yerin bu salgından kurtulamadığı anlaşılıyor. Ölü sayılarının bini geçtiği ülkeler var. Avrupa ülkelerinin bazıları salgının 2. dalgasıyla boğuşuyor. Ülkemiz aldığımız tedbirler sayesinde daha iyi noktada bulunuyor.
Vaka ve ölümlerden derin üzüntü duyuyoruz. Vatandaşlarımızın kurallara sıkı bir şekilde riayet etmesini diliyoruz. Kafe ve restoranlar kurallara uygunluk bakımından çok daha sıkı bir şekilde denetlenecektir. Toplu taşımada ayakta yolcu alınmasına kesinlikle müsaade edilmeyecektir. Maske kullanımı başta olmak üzere kesilen cezalar muhakkak tahsil edilecektir. Günlük vaka, vefat yoğun bakım istatistikleri de her akşam yayınlanıyor. Koronavirüs henüz tam olarak çözülememiş, dolayısıyla etkin bir tedavisi bulunamamış bir hastalıktır. Her bireyin kendi tedbirini kendisi almasını zorunlu kılıyor. Hükümet olarak Mart ayından sonra açtığımız çok sayıda yüksek kapasiteli hastanelerle teşhis imkanlarını genişletiyoruz. İçişleri Bakanlığımız yayınladığı genelgelerle salgın tedbirlerinin en iyi şekilde uygulanmasını sağlamıştır. Bir kez daha altını çizerek ifade etmek isterim ki asıl iş vatandaşlarımızın kendinde bitiyor. Kalabalık etkinliklerden uzak durmadığımız sürece ne açtığımız hastaneler ne cezai tedbirler tek başına bizi virüsten koruyabilir.
"KORONAVİRÜS VAKALARINI 100'ÜN ALTINA İNDİRMELİYİZ"
Sonbaharın yaklaşmasıyla bilrikte soğuk algınlığı gibi hastalıkları üzerime binmeden günlz.k vaka sayılarını 100'ün altına vefat sayısını mümkünse 0'a indirmeliyiz. Ülke ve millet olarak salgından korunma yöntemlerini en ideal şekilde uygulamamızdır. Salgında hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum. Rabbim milletimizi ve ülkemizi her türlü hastalıktan, iç ve dış saldırıdan muhafaza eylesin diliyorum. İlaçtan dezenfektana kadar salgınla mücadele için gereken her tülü araç gereci yerli üretim olarak üretip kullanıma soktuk.
İŞVERENLERE DESTEK
Tüm dünyanın gıpta ile baktığı genel sağlık sigorta sisteminin ve sağlık alt yapımızın gücünü bir kez daha test etme imkanı bulduk. Sosyal koruma kalkanı altında istihdamı ve gelir seviyesi düşük vatandaşımızı desteklemeye yönelik çok sayıda programı hayata geçirdik. Biz bize yeteriz kampanyasında toplanan 2 milyar 76 milyon liralık meblağı sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşfik fonu üzerinden hane başı biner liralık ödemelerle vatandaşlarımıza aktarıyoruz. Normal çalışma düzeneğine geçen işverenlerimize de 3 aya kadar asgari ücret üzerinden sigorta prim desteği vererek faaliyetlerini devam ettirmeye teşvik ediyoruz.
"OKUL ÖNCESİ VE 1. SINIF ÖĞRENCİLERİNDEN BAŞLAYARAK OKULLARIMIZI EĞİTİME AÇIYORUZ"
Salgının başladığı günden bu yana ilk, orta ve yüksek eğitim kademelerinde uzaktan eğitim sistemimizi en iyi şekilde idame ettirdik. Yeni dönemde eğitim öğretime salgın şartlarını da dikkate alarak hem yüzyüze eğitimi hem de uzaktan eğitimi birlikte gerçekleştireceğimiz bir sistemle devam edeceğiz. Ailelerin tercihine göre, okul öncesi ve ilkokul 1. sınıf öğrencilerimizden başlayarak okullarımızı eğitim öğretime açıyoruz. Bu uygulama salgının seyrine göre şehirlerimizde farklılık gösterebilecektir. Özellikle üretimde gerçekten güçlü altyapsı, yetişmiş insan gücü, sürekli gelişen teknolojiyle Türkiye'nin önünde yepyeni bir dönemin açıldığına inanıyoruz.
Güney sınırlarımızın güvenliği için harekete geçtiğimizde bölgede çıkarı olan pekçok ülkeyle karşı karşıya geldik. Zahirde birbirleriyle kavga halinde gözüken ülkelerin sırf Türkiye'nin önünü kesmek için Suriye'de nasıl ortak senaryolar geliştirip uyguladıklarına şahit olduk. Tüm bunlara rağmen güney sınırlarımızı güvenlik altına aldığımızda ise ülkemizi sürekli haksız ithamlarla karalamaya çalışan bir mekanizmayı karşımızda bulduk. BM zemini başta olmak üzere, uluslararası kurallara uygun şekilde yaptığımız anlaşmalara dayalı olarak yürüttüğümüz faaliyetlere karşı sergilenen haksız ve hukuksuz girişimleri esefle izledik. Geçmişte Türkiye'yi sürekli küçümseyen, önemsiz gerenler aynı tavrı sürdüreceklerini veyahutta sürdüremeyeceklerini görünce daha da azgınlaştı. Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi kıyılarına hapsetmeye çalışanların oyunlarını bozduk.
"PEK ÇOK ALANDA DÜNYANIN BİRKAÇ ÜLKESİ ARASINA GİRECEK PROJELER HAZIRLIYORUZ"
Tek parti dönemi ülkemiz için başlı başına bir felaket meselesidir. Maziden atiye kurduğumuz köprüde bu tür engellerin ülkemize maliyetlerini demokraside ve kalkınmada bedelini ödedik. Eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye tüm alanlarda Cumhuriyet döneminin tamamında ortaya konanların katbekat üstünde hizmetler yaptık, eserler kazandırdık. Yeni inşa etmekte olduğumuz okullar, spor salonları, şehir hastaneleri, yollar, konutlar diğer eserler başlı başına bir kalkınma hikayesidir. Aynı zamanda savunma sanayinde otomotivde, yüksek teknolojiye dayalı pekçok alanda dünyanın ilk birkaç ülkesi arasına girecek projeler hazırlıyoruz.
Doğu Akdeniz'de ve Ege'de tarihten ibret almadan, Türkiye'nin hakkını ve hukukunu hiçe sayarak emri vaki yapmaya çalışanlar da eninde sonunda bu gerçeği kabullenecektir. Kendi vatandaşlarının güvenliğini ve refahını tehlikeye atma pahasına Türkiye'nin karşısına dikilenler için o kadar açık söylüyorum; Anı geldiğinde korkarım ki bedelini ağır ödemezler.