Trans yağ nedir? Zararları nelerdir? Trans yağ içeren besinler hangileri?

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın yeni kanun taslağına göre ürünlerde artık miktarı ve içerip içermediği belirtilmeyecek olan trans yağ, vatandaşlar tarafından merak konusu haline geldi. Arama motorlarında sıklıkla bakılan Trans yağ nedir? Zararları nelerdir? Trans yağ içeren besinler hangileri? sorularının cevapları haberimizde...

Trans yağ, özellikle çocuklar tarafından tüketilen abur cuburlar başta olmak üzere birçok gıda maddesinde kullanılarak insan sağlığını tehdit ediyor. Tarım ve ORman Bakanlığı tarafından yapılan açıklama kapsamında, artık ürünlerin içeriğinde trans yağın olup olmadığına dair bilgilendirme ibaresi kaldırılıyor. Bu kapsamda vatandaşlar tarafından merak edilen Trans yağ nedir? Zararları nelerdir? Trans yağ içeren besinler hangileri? sorularının cevaplarına biz de haberimizde yer verdik. İşte detaylar...

TRANS YAĞ NEDİR?

Trans yağlar ya da trans yağ asitleri, doymamış yağ grubunda yer alır. Trans yağlar hayvan vücudunda doğal olarak üretilebileceği gibi endüstriyel yollarla da üretilebilir. Doğal yolla üretilen trans yağlar, bazı hayvanların sindirim sistemindeki bakterilerce sentezlenir ve bu hayvanlardan yapılan hayvansal gıdalarda az miktarda trans yağ bulunabilir.

Süt ürünlerde bulunan toplam yağın yaklaşık yüzde 2-8’ini trans yağlar oluştururken et çeşitlerinde bu oran yüzde 3-9 arasındadır. Doğal yollarla üretilen ve hayvansal gıdalardan alınan trans yağ az miktardadır ve sağlık açısından ciddi bir risk oluşturmaz. Yapay yolla üretilen trans yağlar, sıvı haldeki bitkisel yağların hidrojenle doyurularak daha katı hale gelmesiyle elde edilir. Endüstriyel trans yağlar sağlık için oldukça zararlıdır. Pek çok farklı amaçla paketlenmiş ürünlerde, hazır gıdalarda bulunan bu yağın aşırı tüketiminin, ciddi sonuçları olabilecek hastalıklara yol açabileceği bilinmektedir.

Trans yağlar, gerekli yağ asitlerinden değildir. Trans yağların tüketimi LDL kolesterol düzeyini arttırıp "iyi" HDL kolesterol düzeyini azalttığından kalp hastalığı riskini artırır. Dünya çapında sağlık otoriteleri trans yağlarının tüketiminin eser miktarlara azaltılması gerektiğini önermektedir. Kısmî hidrojenleşme ile oluşan trans yağlar, doğal olarak oluşan trans yağlardan daha zararlıdır. Alberta Eyaleti Besi Hayvanı ve Et Ajansı ve Kanada Günlük Süt Üreticileri tarafından desteklenerek Kanada'da yapılan iki araştırma sonucunda, et ve süt ürünlerinde bulunan doğal trans yağ vaksenik asitin aslında hidrojenleştirilmiş sebze ya da domuz ve soya yağı karışımının[6] aksine toplam ve LDL kolesterol ve trigliserit düzeylerini azaltarak sağlığa yararlı etkisi olduğunu göstermiştir.

Doymamış yağ karbon atomları arasında bir ya da daha fazla çift bağ bulunan yağ molekülüdür. Karbon atomları birbirlerine çift bağlı olduğu için hidrojen ile daha az bağı vardır dolayısıyla da daha az hidrojen atomu bulunur ve bu nedenle "doymamış" adı verilir. Cis ve trans terimleri çift bağ yapan karbon atomlarına bağlı olan iki hidrojen atomunun oryantasyonunu belirtir. Cis oryantasyonda hidrojen atomları çift bağın aynı tarafındadır. Trans oryantasyonunda ise hidrojen atomları çift bağın karşılıklı taraflarındadır.

Hidrojenleşme süreci doymamış yağlara hidrojen atomu ekleyerek çift bağları ortadan kaldırmak ve yağları kısmî ya da tamamen doymuş yağ hâline getirmektir. Ancak enzimsel olmayan kimyasal kısmî hidrojenleşme cis-izomerleri hidrojenleştirmek yerine trans-doymamış yağa çevirebilmektedir. Trans yağlar doğal olarak birkaç durumda ortaya çıkabilir: Trans yağ içeren vaksenil ve konjuge linoleil (KLA), gevişgetirenlerin et ve süt ürünlerinde doğal hâlde eser miktarda bulunabilir.

Trans yağlar; ucuz, kullanımı kolay ve uzun süre bozulmadan bekleyebilen bir yağ çeşididir. Yiyeceklere güzel bir tat verir ve çabuk bozulmalarını önler. Bu avantajları nedeniyle paketli gıdaların raf ömrünü uzatmada kullanılır. Trans yağ kullanılmış ürünler ucuza mal olur, uzun süre rafta kalabilir ve tüketiciler tarafından tadı beğenilir. Bu yüzden ambalajlı gıdaların üretiminde tercih edilen bir yağ türüdür.

Restoranlarda da özellikle kızartma yağı olarak sıklıkla kullanılan bir yağdır. Tekrar tekrar kullanılabildiği için hazır yemek sektöründe tercih edilir. Maliyet ve uzun kullanım ömrü gibi konularda avantajlı bir gıda olmakla birlikte tüketicilerin sağlığını ciddi ölçüde riske atan trans yağların, gıda sektöründe kullanımı pek çok ülke tarafından kısıtlanmıştır.

TRANS YAĞ ZARARLARI NELERDİR?

  • Koroner kalp hastalığına sebep olabileceği,
  •  Diyabete yakalanma riskini arttırabileceği,
  •  Obezite riskini arttırabileceği,
  •  Ovülasyonun baskılanmasına sebep olabileceği,
  •  Karaciğer fonksiyon bozukluğuna sebep olabileceği,
  •  Zar yapısını bozarak hücre fonksiyon bozukluğuna sebep olabileceği,
  •  Alzheimer, Parkinson vb. birçok hastalığa sebep olabileceği,
  •  Annenin beslenme tarzına (trans yağ asitleri tüketimine) bağlı olarak anne sütüne geçebileceği,
  •  İyi kolesterol (HDL: high density lipoprotein) seviyesini düşürebileceği,
  •  Kötü kolesterol (LDL : low density lipoprotein) seviyesini yükseltebileceği,
  •  Kandaki Lp(a) atherogenic lipoprotein oranını yükseltebileceği,
  •  Kandaki yağ oranını yükseltebileceği,
  •  Alınan kalori aynı olmasına rağmen vücutta (özellikle karın bölgesi) yağ birikimi ve kilo alımına sebep olabileceği, bilinmektedir.

Trans yağların, günlük alınan toplam yağ miktarı içindeki oranının fazla olması pek çok farklı hastalık açısından risk oluşturur. 

Aşırı trans yağ tüketimi kalp hastalıklarına yakalanma riskini artırır. Trans yağ oranı yüksek besinlerle beslenme, vücutta LDL (kötü kolesterol) ve HDL (iyi kolesterol) arasındaki dengeyi bozar. LDL'nin HDL'ye oranını artırır. Dolayısıyla vücuttaki kötü kolesterol oranı artar. Bu durum kalp hastalıkları için önemli bir risk faktörüdür. Kişide kalp ile ilgili koroner arter hastalığı, kalp krizi gibi rahatsızlıkların görülme ihtimalini artırır. Diyette tüketilen trans yağ miktarının azaltılması kalp hastalıklarından korunmada etkili olabilir.

Trans yağ açısından zengin yiyeceklerle beslenme Tip 2 diyabet gelişimi için risk oluşturan bir durumdur. Tip 2 diyabet ya da yaygın bilinen adıyla şeker hastalığı, kan şekerinin normalden yüksek olduğu ancak vücut hücrelerinin bu şekeri yeterince kullanamamasına bağlı oluşan bir rahatsızlıktır. Bu hastalığa sahip kişilerde, tedavinin iyi uygulanmadığı ve kan şekerinin yüksek kalmaya devam ettiği tabloda kalp, böbrek ve göz hastalıklarına yakalanma ihtimali artmıştır. Toplumda sıklıkla karşılaşılan bir rahatsızlık olan diyabete yakalanmada, artmış trans yağ tüketimi önemli bir etkendir. 

Artrit (eklem iltihabı), kalp hastalıkları, diyabet gibi kronik hastalıkların gelişiminde artmış inflamasyonun (iltihaplanmanın) önemli bir yeri vardır. Vücutta bağışıklık sistemi tarafından inflamasyon yanıtı oluşturan durumlar, kronik hastalıkların gelişmesine zemin hazırlar. Fazla miktarda trans yağ tüketimi, vücutta artmış inflamasyona neden olarak kronik hastalıkların oluşmasında rol oynayabilir.

Trans yağ, damarların en iç tabakasında hasara neden olarak damar yapısını bozabilir. Bu bozulma sonucunda damarlarda genişleme meydana gelebilir. Damar sağlığının korunması, damarlar içinde kanın düzgün bir şekilde hareket edebilmesi için gereklidir. Diyetteki trans yağ miktarını azaltmak damar sağlığını korumaya yardımcı olabilir. 

Trans yağların bazı kanserlerin gelişimine neden olduğuna dair çalışmalar da mevcuttur. Kadınlarda meme kanseri riskini artırdığını gösteren çalışmalar yapılmıştır.

Trans yağlar, temel olarak kandaki iyi ve kötü kolesterolün dengesini bozarak etkisini gösterir. Bozulan denge sonucunda kalpte sorunlar meydana gelebilir, vücutta inflamasyon artarak kronik rahatsızlıklara neden olabilir. Trans yağın tüm bu zararlı etkilerinden korunmak için yapılacak basit ancak etkili olan işlem, diyetle trans yağ alımını sınırlandırmaktır. 

TRANS YAĞ İÇEREN BESİNLER NELERDİR?

Gıda sektöründe trans yağ içeriği en yüksek besinler: Margarin, ekmek, pasta gibi unlu mamuller, patlamış mısır, dondurma atıştırmalıklar, patates kızartması, çıtır tavuk gibi fast foodlar, kahve kreması olarak sayılabilir.

Bu kapsamda trans yağ oranı en yüksek 10 besin:

  • Kızarmış patates
  • Donat (Doughnuts)
  • Kekler
  • Kırmızı etler
  • Peynir ve kremalar
  • Endüstriyel katı yağlar
  • Çikolata barları
  • Patates cipleri
  • Tereyağı
  • Kurabiye ve bisküviler

Doğymuş Yağ oranı en yüksek 10 besin:

  • Sert peynirler
  • Pizzalar
  • Hamur tatlıları ve sütlü tatlılar
  • Derili kümes hayvanı etleri ve yemekleri
  • Salam, sosis, jambon, pastırma ve sucuk gibi şarküteri ürünleri
  • Burgerler
  • Kırmızı etler
  • Kremalar
  • Tereyağı, endüstriyel margarinler
  • Cipsler 

Trans yağ, damarların en iç tabakasında hasara neden olarak damar yapısını bozabilir. Bu bozulma sonucunda damarlarda genişleme meydana gelebilir. Trans yağların bazı kanserlerin gelişimine neden olduğuna dair çalışmalar da mevcut. Kadınlarda meme kanseri riskini artırdığını gösteren çalışmalar yapılmıştır.

Yönetmelik taslağına göre, gıda etiketlerinden 'trans yağ' ibaresinin çıkarılması 1 Temmuz 2021’den itibaren uygulanmaya başlanacak. Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Seçkin, taslağı görüşe açtıklarını ve uygulama ile ilgili sürenin sektör taleplerine göre uzatabileceklerini söyledi. Seçkin, "Raflardaki ürünleri dikkate alarak altıncı ayın sonuna kadar verdiğimiz süreyi biraz daha uzatabiliriz” dedi.

Sağlık Haberleri