Balıkesir'in Savaştepe ilçesi Karacalar köyünde okula giderken kaybolup 44 gün sonra cesetleri bulunan 10 yaşındaki kuzenler Büşra ve Tuğçe'nin katil zanlıları 11 yıl sonra yakalandı. Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın görevlendirdiği Yeni Yüzyıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ersi Kalfaoğlu'nun raporu sonrası 6 kişi gözaltına alındı. Katil zanlıları Seyhan Y. ve Ayhan Y'nin kardeş olduğu öğrenildi. Seyhan Y.'nin cezaevinde evlendiği eşi Yeliz E.Y. de gözaltında. Karı-koca tecavüz ve tecavüze yardım suçlarından da sabıkalı çıktı. Olayla ilgili firari bir şüpheli bulunuyor. Firari şüphelinin cinayete teşebbüs ve cinsel saldırıdan da araması bulunduğu öğrenildi. Ailenin avukatı çocukların cansız bedenlerinde 3. bir erkeğe ait daha DNA örneği olduğunu, o zanlı için de çalışmanın sürdüğünü söyledi.
Balıkesir'in Savaştepe İlçesi’nde, 21 Mart 2006 tarihinde, okula gitmek üzere evden çıktıktan sonra kaybolan 44 gün sonra bir menfezde cesetleri bulunan ilkokul öğrencileri 10 yaşındaki Büşra Karabacak ve aynı yaştaki kuzeni Tuğçe Yıldırım’ın katil zanlıları olarak, 11.5 yıl sonra, 1’i kadın 5 kişi gözaltına alındı.
Olayla ilgili daha önce de gözaltına alınan Seyhan Y. ve kardeşi Ayhan Y.’den alınan ve öldürülen Büşra Karabacak ile kuzeni Tuğçe Yıldırım’ın tırnakları arasında bulunan doku örnekleri, olayın ardından İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda yapılan DNA testi ile karşılaştırlaştırılmıştı. Adli Tıp’tan gelen raporda, doku örneklerinin Seyhan Y. ve Ayhan Y.’ye ait olmadığı, onların soyundan bir veya iki erkeğe ait olduğunu belirtmişti. İki şüpheli bu raporun ardından serbest bırakılmıştı. Ancak Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın görevlendirdiği Yeni Yüzyıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ersi Kalfaoğlu'nun 11.5 yıl önce alınan doku örneklerinin günümüz teknolojisi ile yeniden incelenmesi sonucu Seyhan Y. ve Ayhan Y.’ye ait olduğu belirlendi. Bunun üzerine Seyhan Y., kardeşi Ayhan Y. ve eşi Yeliz E.Y. ve diğer 3 şüpheli, bugün saat 03.30 sıralarında gözaltına alındı. Şüpheli olarak 1 kişinin daha arandığı bildirildi.
BUGÜN NELER YAŞANDI?
11 yıl önce yaşanan olayda 10 yaşındaki Büşra Karabacak ve aynı yaştaki kuzeni Tuğçe Yıldırım, Balıkesir’in Savaştepe ilçesi Karacalar mahallesinde okula giderken kaybolmuştu. Cesetleri 44 gün sonra bir menfezde feci halde bulundu. Vahşette yıllar sonra çok önemli gelişmeler yaşandı.
O yıllarda Savaştepe'de küçük bir kız çocuğa cinsel saldırıdan cezaevine giren 4 kişiyle ilgili araştırma yapıldı. Rapora göre, Büşra Karabacak’ın tırnakları arasında iki ayrı erkeğe ait DNA tipi tespit edildi. Bu DNA zanlılardan Seyhan Y.’nin DNA’sı örtüştü. Bu tespitten HTS kayıtlarında yapılan incelemelerle katil zanlılarına ulaşıldı.
AVUKAT SÖYLEMİŞTİ
Ailenin avukatı İbrahim Erenci birkaç gün önce yaptığı TV 8'deki Gerçeğin Peşinde programında yaptığı açıklamada “Varılan sonuç Büşra Karabacak’ın, tırnakları arasından çıkan DNA ile Seyhan Y.’nin DNA’sı örtüşüyor; fakat kimliklendirme yapıldığında birebir örtüşme sağlanmıyor. Savcının konu ile ilgili söylediği; erkek akrabalarının içinde bu suçu işlemiş bir kişi olabilir. Geriye dönük olarak cinsel istismar suçları işlemiş kişiler üzerinde bu nedenle duruluyor” bilgisini vermişti.
CEZAEVİNDE EVLENMİŞLER!
DHA'nın haberine göre Balıkesir polisi, çifte cinayetin şüphelisi olarak 11.5 yıl sonra 39 yaşındaki Seyhan Y. ile cezaevinde evlendiği eşi 37 yaşındaki Yeliz E. Y.’yi İzmir’in Bergama İlçesi’nde, kardeşi 37 yaşındaki Ayhan Y.’yi ise Balıkesir’de gözaltına alındı. Ayrıca yardım ve yataklık ettikleri ileri sürülen 2 kişi daha gözaltına alındı.
TECAVÜZ VE TECAVÜZ YARDIMDAN SABIKALILAR
Gözaltına alınan 5 şüpheliden Seyhan Y.’nin bir trende, yetiştirme yurdunda kalan 13 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz etmek, Yeliz E.Y.’nin de bu tecavüze yardım suçundan daha önce cezaevinde yattıkları öğrenildi. Seyhan Y. ve Yeliz E. Y.’nin Balıkesir Cezaevi’ndeyken evlendikleri öğrenildi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Savaştepe ilçesine bağlı Karacalar köyünde 10 yaşındaki Tuğçe Yıldırım ile Büşra Karabacak, 21 Mart 2006 Salı günü öğle tatilinde geldikleri evlerinden tekrar okula giderken ortadan kayboldu. Karacalar köyü Mustafa Kangal İlköğretim Okulu 4-B sınıfında okuyan, aynı sırada oturan, okula gidiş-dönüşte de birbirlerinden ayrılmayan kuzenler, en son köy ile okulu ayıran Balıkesir-Savaştepe karayolunun 100 metre yakınında görüldü. Savaştepe İlçe Jandarma Komutanlığı'nın raporu üzerine Balıkesir İl Jandarma Komutanlığı'nca Tuğçe ve Büşra'nın fotoğrafları ile kimlik bilgileri, tüm il ve ilçelerdeki jandarma ve emniyet birimlerine iletildi.
Jandarma ekipleri, Balıkesir'e giriş-çıkış yapan yabancı plakalı tüm araçları tek tek incelemeye aldı. Emniyet Müdürlüğü'nde de kayıp çocuk olayıyla alakalı özel bir ekip oluşturuldu. Kayıp ilanından 44 gün sonra 10 yaşındaki kuzenler Büşra Karabacak ve Tuğçe Yıldırım'ın cesetleri, kendi köylerine 8 kilometre uzaklıktaki Çamurlu Köyü civarında korkunç halde bulundu. İple boğulan çocuklara ait cesetlerden birinde kolye, diğerinin de ayağında çorap bulunması dikkati çekmişti.
'OLAY BİR SAPIK İŞİ OLABİLİR' DEMİŞTİ
Dönemin Balıkesir Valisi Selahattin Hatipoğlu cinayetle ilgili şu bilgiyi vermişti: "Çocuklar öldürüldükten sonra bir menfezin içine gizlenmiş. Cesetlere yabani hayvanlar zarar vermiş. Tuğçe'nin cesedi tanınmaz hale gelirken Büşra kafa ve yüz kısmından tanınabilmiş. Olay bir sapık işi olabilir."
AİLE HER YERE BAŞVURMUŞTU
Kızları Büşra kuzineyle birlikte cinayete kurban giden 43 yaşındaki Hanife ve 47 yaşındaki Mustafa Karabacak çifti, olayın faillerinin bulunması için başvurmadık yetkili bırakmamıştı. Cinayetin çözüleceği ümidiyle yaşayan aile, 2011'de dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüklerini, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e mektup ve faks gönderip, yardım istediklerini anlatmıştı.
"KIZIM YAŞASAYDI ÜNİVERSİTEYE GİDECEKTİ"
Hanife Karabacak, Büşra ve Tuğçe'nin yaşaması halinde şu anda üniversiteye gideceklerini belirtirken, "Ben adalet yerini bulsun istiyorum. Bu köyde adalet işlemiyor mu? Bizim çocuklarımızın katili bulunsun. Bir şeyler bilen, gören varsa söylesin, aradan 11 yıl geçti. Büşra yaşasaydı 20 yaşını bitirip, 21 yaşına girecekti. Onun arkadaşları üniversite ikinci sınıf öğrencisi. Keşke yaşasaydı da okumasaydı. Bizim yanımızda kalsaydı. Arkadaşlarını gördükçe Büşram aklıma geliyor. Evlat acısı çekmeyen bilmez" demişti.